Abdulhamit Gül, Anayasa ile ekonomi arasındaki ilişkiyi yorumladı

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, İnsan Hakları Eylem Planı'na ilişkin değerlendirmelerde bulundu, yeni Anayasa tartışmalarına değindi.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı İnsan Hakları Eylem Planı'na ilişkin değerlendirmelerde bulundu, yeni Anayasa tartışmalarına değindi.

Bakan Gül'e, konuk olduğu Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Şenol Kazancı tarafından Anayasa'nın ekonomiyle ve kalkınmayla ne gibi bir ilişkisi olduğu soruldu.

HUKUK GÜVENLİĞİ VURGUSU

Ekonomi ve hukukun iç içe geçmiş alanlar olduğuna dikkat çeken Gül, bir ülkeye gitmek isteyen yatırımcının hukuk güvenliği istediğini söyledi.

İnsan Hakları Eylem Planı'na dair Gül, en önemli başlığın yine hukuk güvenliği olduğunu belirtti ve şunları ifade etti:

"ÖZGÜRLÜKLER ARTARSA SOFRADAKİ EKMEK ARTAR"

"Bunların hepsi, toplumsal hayat ve değişime tabi olan bir organizma. Hayat sürekli değişim içerisinde ve hayatın bu değişimini ve vatandaşların beklentilerini ıskalamamanız gerekiyor.

Ekonomi ve hukuk da iç içedir. Bir ülkede demokrasi açığı varsa o ülkede bütçe açığı var demektir. Eğer demokrasi artarsa sofradaki ekmek artar. Özgürlükler artarsa sofradaki ekmek, işimiz aşımız artar. Bunların hepsi bu iklimin bir sonucudur.

"YATIRIMCI, HUKUK GÜVENLİĞİNİN OLDUĞU YERE GİDER"

Dünyada çok güzel ülkeler var. Devletlerin bedava yatırım yapın diye, üstüne hatta para verip gelin burada yatırım yapın diye yatırımcıların teşvik edildiği ülkeler var. Ama o ülkede demokrasi eksik olduğu için, anayasası güçlü olmadığı için, özgürlükler ve insan hakları eksik olduğu için o ülkeye yatırımcı gitmiyor.

Yatırımcı, hukuk güvenliğinin olduğu yere gider. Hukuk güvenliği varsa ekonomik sonuçlar orada alınır. Eğer hukuk istikrarı varsa ekonomik istikrar vardır. Dolayısıyla hukuk, anayasa dediğimiz su, ekmek, hava, oksijen gibi hissetmeyiz. Eksikliğini ancak olmayınca hissederiz.

"İSTER YERLİ İSTER YABANCI YATIRIMCI..."

Hukuk, ekonomi ve diğer tüm alanlar iç içe geçmiştir. Demokraside zaten bunların hepsi vatandaş tarafından hissedilerek meyveleri alınır. Bizim buradaki tüm çalışmalarımızda bir ülkede ister yerli ister yabancı yatırımcı... 'İşçi olsun... Bir genç işinden, fabrikasından, geleceğinden nasıl emin olur? O ülkede hukuk ve ekonomi güvenliği var, hiçbir sorun yok dediğinde' geleceğe daha emin adımlarla bakar.

Bir sözleşme yapmışsın ama sözleşme ne kadar geçerli olacak ya da yarın tüm mülkiyet hakkına el konulacaksa oraya yatırım yapılmaz. Yatırım olmayınca oradaki çalışan işçiye de temas ediyor, o işçinin eşine çocuğuna da temas ediyor.

"EN ÖNEMLİ BAŞLIK..."

Hukuk güvenliği en temel unsurdur. Sizin için İnsan Hakları Eylem Planı'nda bu anlamda en önemli başlık ne diye sorarsanız, ben hukuk güvenliği derim. Hukuk güvenliği olunca insanların özgürlükleri, güvenlikleri, ekonomik yatırımlar, işi aşı güvence altındadır.

"YENİ KEŞFETMEDİK"

Yeni mi keşfettik, hayır. Yaptık, 19 yılda Cumhurbaşkanımızın liderliğinde önemli adımlar atıldı. Bunu bütün dünya biliyor. Sessiz devrimler yapıldı. Bu konuda daha fazlasını yapma irademiz var, milletimizin de buna hakkı var. Bunu yine biz yapacağız, gerçekleştireceğiz.

Bu uygulandıkça İstiklal Caddesi'nde, Kızılay Meydanı'nda, Diyarbakır Sur'da, İzmir Konak'ta bunun meyveleri vatandaşlarımız tarafından elbette hissedilmeye devam edecek."