DHKP-C'li Grup Yorum üyeleri Gökçek ve Bölek'in ölümüne dair şok eden detaylar! Devlet bilim kurulu bile kurmuş

Grup Yorum'un DHPK-C sempatizanı üyelerinden İbrahim Gökçek ve Helin Bölek, geçtiğimiz günlerde yaptıkları açlık grevinin neticesinde öldüler. Ölümlerinin ardından devletin, Gökçek ve Bölek için tedavi teklif ettiği hatta bu noktada açlık grevi yapanlara özel bir bilim kurulu oluşturulduğu fakat tedavinin DHKP-C'li avukatlar tarafından engellendiği öğrenildi.

Terör örgütü DHKP-C sempatizanı ekiplerden Grup Yorum üyesi Helin Bölek ve İbrahim Gökçek, terörist arkadaşlarının serbest bırakılması talebiyle başlattıkları açlık grevinin neticesinde öldüler. 

İki terör sempatizanının ölümünün ardından birçok siyasetçi ve sanatçı, bu durumdan devleti sorumlu tutatarak taraflarını terör örgütü DHKP-C'nin yanında belilemişlerdi.

Bölek ve Gökçek'in ölümlerinin ardından, şok eden detaylar ortaya çıktı. İki terör destekçisinin ölümüne giden süreçte asıl sorumlunun kendileri, DHKP-C'li avukatlar ve arkadaşları olduğu ortaya çıktı. 

Olaya ilişkin detayları TRT Haber muhabiri Kemal Gümüş aktardı. Gümüş'ün açıklamalarından satırbaşları şu şekilde:

DHKP-C DAHA HIZLI ÖLMELERİ İÇİN ELİNDEN GELENİ YAPTI

''Resmi yazışmalar, Helin Bölek ve İbrahim Gökçek'in tedavi sürecinde gün gün çok daha fazla detay içeriyor. Sağlık Bakanlığı'nın başlatmış olduğu tedavi süreci, bu kişilerin hayata tekrar döndürülmesine yönelikti. Ve bütün yasal hukuki prosedürler göz önünde bulundurularak yapılmıştı. Ancak DHKP-C terör örgütünün davalarına bakan avukatlar, Helin Bölek ve İbrahim Gökçek'in arkadaşları ve örgüt sempatizanları bu süreci sabote etmek, tabiri yerindeyse bu kişilerin ölüme daha hızlı götürebilecek adımlar attılar.''

DEVLET TEDAVİ EDİLMELERİ İÇİN BİLİM KURULU BİLE KURMUŞ

''Bu iki kişinin tekrar hayata döndürülebilmesi için bilim kurulu oluşturuldu. Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 7 kişilik bir uzman ekip tarafından bilim kurulu oluşturuldu. Bunların sağlık durumları gün gün rapor edildi. Bilimsel raporlar hazırlandı. Buna rağmen avukatlar sürekli itirazda bulundular. Helin Bölek ve İbrahim Gökçek de tedaviyi reddettiler. Hem ilaç tedavisini hem de beslenme yolunu reddettiler.''

HASTANEDE EYLEM YAPTILAR BİNLERCE HAYATI TEHLİKEYE ATTILAR

''DHKP-C terör örgütü ve yandaşları bunlarla yetinmedi. Yasal prosedürler dışında bu süreçte kamu düzenini bozacak bir takım girişimlerde bulundular. Elimde İstanbul İl Sağlık Müdürlüğüne, Başhekim Necdet Sağlam tarafından gönderilen bir belge var. Bu belgede, 6 günlük hastane tedavi sürecinde, hastaneye girildiği, hastane içinde sloganlar attıkları, diğer hastaların tedavisini engellemeye dönük ciddi provakasyonlar yaptıkları, aralarında doktor ve avukatların da bulunduğu kişilerce bunların yapıldığı ifade ediliyor.

Bu süreçte Covid-19 salgın hastalık haline gelmiş ve ciddi bir risk oluşturmuştu. Buna rağmen günde ortalama 10 bin kişinin tedavi gördüğü hastanede ciddi sağlık sorunlarına neden olmuşlardı. Bu da kayıtlara geçti.''

TERÖRİSTLERİN SERBEST BIRAKILMASINI İSTİYORLARDI

''DHKP-C terör örgütünün başlatmış olduğu bu eylemler ve Helin Bölek ile İbrahim Gökçek'in ölüm orucunu sonlandırmak için öne sürmüş olduğu şartlar var. Bunları da hatırlatmakta fayda var. Günlerce devlet bu kişilerin ölümüne neden oldu diyen bazı siyasetçiler bazı sanatçılar hatta toplumun değişik kesimlerinden insanlar olmuştu. Gerçekse tam tersiydi. İlk günden itibaren devlet, bunların tedavi edilmesi için çalışırken, onlar ise şunları öne sürüyorlardı:

DHKP-C terör örgütünden tutuklu yargılananların tamamının tahliye edilmesi, arama listelerinde olanların aramalarının iptal edilmesi ve Grup Yorum konserlerinin tekrardan serbest bırakılması ki o konserlerde daha önce terör örgütü propagandası yapıldığı gerekçesiyle iptal edilmişti.

Bu taleplerin yerine getirilmediğini gerekçe göstererek açlık grevini başlatmış daha sonra da ölüm orucuyla neticelendirmişlerdi. Ancak burada devlete yapılan haksız suçlamaları, resmi yazışmalar gözler önün seriyor. Bütün evraklarda her iki kişinin tedavisini engelleyenlerin, DHKP-C terör örgütünün davalarına bakan avukatlar ile arkadaşları olduğu gün yüzüne çıkıyor.''