İmamoğlu Kanal İstanbul'da neden Arapları öne sürdü?
Sabah yazarı Mahmut Övür, Ekrem İmamoğlu'nun Kanal İstanbul itirazında neden Arapları öne sürdüğünü açıkladı.
Sabah Gazetesi yazarlarından Mahmut Övür, bugün kaleme aldığı
yazıda İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Kanal İstanbul'a
"istemezük" zihniyetiyle karşı çıkışını yazdı.
İmamoğlu'nun bu süreçte haklı bir argüman ortaya koyamayarak Kanal
İstanbul projesini bir rant projesiymiş gibi lanse etmeye
çalıştığını söyleyen Övür, "Halkı topu topu üç
arsa alan Arapları öne sürerek kışkırtıyor. Irkçı tonlar
taşıyan tehlikeli bir oyun bu." dedi.
İşte Mahmut Övür'ün "İmamoğlu neden Arapları öne
çıkardı?" başlıklı o yazısı
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, başkanlık koltuğunda 6'ncı ayını
doldururken, yapacağı projelerden çok yapmayacaklarıyla tartışıldı.
Hatta İstanbul'un özellikle de Marmara'nın çok ihtiyacı
olan "biyolojik arıtma tesisi" için
"temel atmama" töreni bile düzenledi.
Artık karşımızda, seçim döneminde olduğu gibi AK Parti'nin iyi
yaptıklarını kabul eden, hakkını veren, Eyüp Sultan'a gidip Yasin
okuyan, yaşam biçimine saygılı İmamoğlu yok. Onun
yerine "istemezük" diyen tipik bir CHP'li
var.
Bu aslında biraz da kaçınılmaz. Çünkü CHP sağdan,
soldan veya İslami çevreden içine kimi alırsa alsın er veya geç
kendisine benzetiyor. Bazen takiye yapsalar da gerçek kısa sürede
ortaya çıkıyor.
İmamoğlu'nun Kanal İstanbul'a karşı çıkışı da bu sürecin
bir ürünü... Bu yüzden İmamoğlu'nun tezleri bir hazırlığın
değil, ideolojik bir yaklaşımın ürünü. Bakın tam 8 yıldır
tartışılan, araştırılan hatta her seçimde bir vaat olarak halka
sunulan ve destek alan bu proje için sanki ilk kez ortaya atılmış
gibi ne diyor: "Bu konuyu enine boyuna bilim
adamlarıyla tartışmalıyız"
Şimdiye kadar neredeydiniz?
Bu da tipik bir CHP yöntemi. Çünkü Cumhuriyetle yaşıt bir parti
olan CHP'yi yönetenlere, ne zaman Türkiye'nin temel siyasi
meseleleri (Başörtüsü, Kürt, Alevi ya da terör) sorulsa hep
aynı cevabı verdi:
"Bunu araştıracağız" Yatırımla ilgili projelerde ise bunu
bile yapmadı, baştan karşı çıktı.
CHP aynı şeyi Kanal İstanbul projesiyle ilgili de yaptı ve yapıyor.
Oysa ortada ciddi bilim insanlarının hazırladığı bir ÇED raporu
var. O raporun altında Boğaziçi, ODTÜ, İTÜ, Gazi,
Başkent, Atılım, Çankırı Üniversiteleri gibi Türkiye'nin
önemli 7 üniversitesinden 200'ü aşkın akademisyen ve uzmanın imzası
var.
O uzmanlar 33 bilim dalında ciddi bir çalışma yapmışlar. Birkaçını
sayalım, Jeoloji, hidroloji( su bilimi), zemin ve kaya
mekaniği, deprem ve tsunami, su kalitesi, gemi trafiği,
omurgasız hayvanlar, kuş türleri, endemik
bitkiler üzerine çok yönlü etki analizi yapılmış ve
araştırılmış.
İmamoğlu ve ekibinin bunu okuduğunu sanmıyoruz. Bu raporu ve
yapılan çalışmaları samimiyetle okuyan biri
çıkıp "cinayet projesi" demez ve şu ucuz tespiti
yapmazdı:
"Kimlere ne söz verilmiş olursa olsun. Kimlere ne rant
vaat edilmiş olursa olsun, derhal
vazgeçilmelidir." Geriye dönüp bakın, köprülere,
barajlara, havaalanlarına hep
bu "ucuzlukla" bakıldı. Hatta bunların HDP'li
ortakları bir ara zıvanadan çıkıp Silvan Barajı'nın
yapılmasına;
"Gerilla rahat gezemiyor" diye karşı
çıkmıştı.
Tam da bu yüzden HDPsever İmamoğlu da, Boğaziçi'ni
özgürleştirecek dünya çapındaki Kanal İstanbul projesini bir rant
projesine indirgiyor. Ve halkı topu topu üç arsa alan
Arapları öne sürerek kışkırtıyor. Irkçı tonlar taşıyan
tehlikeli bir oyun bu. Tıpkı Suriyeli göçmenler meselesinde
yapıldığı gibi.
.