Süleyman Özışık yazdı! N’oldu içimizdeki Paşinyanlar

Türkiye Gazetesi Yazarı ve Nethaber Genel Müdürü Süleyman Özışık, hedefteki bakanların iddialara ve yalanlara verdikleri cevapları köşesine taşıdı. Özışık ''Ben muhalif olsam vallahi utancımdan yer yarılsa da içine girsem derdim'' dedi.

Muhalif partilerin temsilcileri aylardır hükûmet aleyhine atıp tutuyordu. Her biri, bir bakanı hedef tahtasına oturtuyor, o bakan hakkında istediği yalanı, istediği iftirayı dilediği gibi sallıyordu.
Ortaya o kadar yalan, o kadar iftira atıldı ki bakanların bunlara medya üzerinden verdiği cevaplar, oluşturulan kuru kalabalık nedeniyle pek de duyulmuyordu. 
Birkaç gaddarca hamlede dünya devletlerini dahi bize düşman hâle getiren bu iftira ve yalanların nerede son bulacağını merak ediyorduk. 
Neyse ki imdada Meclis görüşmeleri yetişti... 
Hedefteki bakanlar, Türkiye'nin itibarını sonsuza dek lekeleyecek söylem sahiplerinin karşısına çıktı. 
Ama ne çıkış!
Yaşadıklarının dile getirilemez ağırlığıyla iddialara ve yalanlara öyle cevaplar verdiler ki ben muhalif olsam vallahi utancımdan yer yarılsa da içine girsem derdim.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın "Almanya niye tank üretiyor, Amerika niye SİHA üretiyor? diye soruyor musunuz? Hayır. Ama mevzubahis Türk SİHA'ları olunca, aniden anti militarist kesiliyorsunuz, sosyalistliğiniz aklınıza geliyor. Dağlık Karabağ'daki 30 yıllık işgale son verdiği, Azeri kardeşlerimizi koruduğu, sınırımızda kurulmak istenen terör koridorundaki teröristlere bomba yağdırdığı, bayrağımızı gökyüzünde gururla dalgalandırdığı için mi SİHA'lardan rahatsızsınız?" sözü tokat niteliğindeydi.
Hele hele Kılıçdaroğlu'na "Faşist" dedikten sonra CHP sıralarında yaşanan hareketlilik karşısında alaycı bir gülüş atarak, "Hiç merak etmeyin, biz size karşı idmanlıyız. Buradan başörtülüleri attığınız zamanlar aklınıza geldi herhâlde" şeklinde efsane bir kapakla susturması muhteşemdi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın konuşması da enfesti. Özellikle, "Devlet 100 milyon lira zarara uğratıldı? Her bir test kiti 32 dolara alındı" diye iftira atan milletvekillerini sorması ve "O milletvekilleri buradaysa onların gözlerinin içine, yüzlerine bakıp konuşmak istiyorum" demesi ve devamında faturaları göstererek test kitlerini 9 liraya aldığını ispatlaması muhteşemdi.
Tam da bu açıklamaları yaparken iddiayı ortaya atan CHP'li milletvekilinin Meclis'ten kaçmaya çalıştığını görünce arkasından, "Kaçma, bekle" diye seslenmesi yok mu?..
Tek kelimeyle muhteşemdi...
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum da konuşmasıyla muhalefetin tozunu atanlardan biriydi. 
Çevre hakkında eleştirilerde bulunan HDP sıralarına dönerek, "Ardınızda, gözü yaşlı on binlerce insan, binlerce aile bıraktınız. Ardınızda, harabeler içerisinde şehirler bıraktınız. Bize çevreciliği de şehirciliği de öğretemezsiniz. Sizler, bu ülkede sadece çevre ve şehirciliği değil, eli kalem tutacak gençlerimizin istikballerini, annelerimizin hayallerini, Kürt kardeşlerimizin hayatlarını çaldınız, talan ettiniz, katlettiniz" demesi...
HDP'lileri bir zamanlar ölümüne savundukları hendek çukurlarına gömüp üzerlerine toprak attı âdeta...
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ise konuşmasıyla "PKK ve FETÖsevicileri"ni yerin dibine soktu. 
Yıllardır, "Cezaevlerinde on binlerce masum KHK'lı var, diyenlere, parmak sallayarak, 'İçeride hâkimler ve savcılar yok. PKK'yla omuz omuza çalışan FETÖ terör örgütüyle PKK terör örgütünün mensupları cezaevinde. Bizim onurlu hâkimlerimize cezaevinde diyemezsiniz, çünkü o Anayasa’ya bakar, Kandil'e bakmaz, Pensilvanya'ya bakmaz" diyerek âdeta adalet dağıttı.
Gül bu konuşmasıyla aslında Meclis çatısı altında "PKK ve FETÖseviciler"in kimler olduğunu da tescillemiş oldu.
Ya peki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya ne demeli...
Bir sosyal medya kullanıcısının dediği gibi, SİHA insan olsaydı, adı Süleyman Soylu olurdu herhâlde....
"Sizin haysiyetiniz yok" diyerek HDP'li milletvekillerinin GBT'sini çıkarması...
"PKK terör örgütü köylere gitti kocalarını evlerden çıkardı kadınlara tecavüz etti. Alçaklar. Beni söyletmeyin" diyerek isyan çığlıkları atması...
"Bu kış terör örgütünü mağaralarında yalnız bırakmayacağız, onlara sürprizimiz var, onlara ecel teri döktüreceğiz" demesi...
"Bugün kendi mühendislerimiz ile kendi İHA'larımızı, SİHA'larımızı yapar duruma geldik. Türkiye bugün Allaha hamdolsun milyonlarca insanı ile bölgesindeki milyonlarca yürek ile birlikte 'Kızılelma'ya doğru gidiyor" diyerek milyonların hayalini dillendirmesi...
Ve hele hele HDP'nin "PKKsevici" milletvekillerini karşısına alıp, "Artık belediyeler devlete çalışıyor. OHHHH, paralar PKK'ya gitmiyor millete gidiyor OHHH... Not alın kayyumdan aldığımız belediyelerin hepsi hapis cezası aldı bu da size kapak olsun" demesi...
OHHH beee!
Vallahi o konuştu, bizim yağlarımız eridi.
Kısacası bakanların her biri İlham Aliyev kesildi, Türkiye’nin içindeki Paşinyanlara seslendi.
"N'oldu, Paşinyanlar! Bugüne kadar yol çekirdiniz, reks eyliyirdiniz. E, hadi şimdi de konuşun" dedi.
İftiradan ve yalandan nemalanan muhalifler mi?
Onlar da Aliyev'in dediği gibi...
Cehennemi yaşadılar.
Gora gittiler,
Gor ba gor oldular!