Süleyman Özışık yazdı! “Yollu” kadına “nahoş” olay

Türkiye Gazetesi Yazarı ve Nethaber Genel Müdürü Süleyman Özışık CHP'de yaşanan taciz skandalı hakkında çarpıcı bir yazı kaleme aldı..

Farkında mısınız bilmiyorum. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu son günlerde partisi CHP ile yancısı İyi Parti'nin can simidi hâline geldi.
Bu iki parti ne zaman bir skandalla, bir rezaletle gündeme gelmiş olsa, Ekrem İmamoğlu devreye giriyor, akıllara ziyan bir yalanla onları kurtarmaya çalışıyor.
Hatırlayın!
Bundan iki hafta önce Türkiye, CHP ile İyi Parti'nin, terör örgütünün siyasi ayağı olan HDP ile ortak anayasa hazırlamasını konuşuyordu. Meral Akşener âdeta nereye kaçacağını bilemez hâldeydi.
Tam da o sırada ne oldu?
Ekrem İmamoğlu, İsmail Küçükkaya'nın programına çıkacak olan Meral Akşener'in eline bir bilgi notu tutuşturdu. Âdeta doktor reçetesi niteliğindeydi bu bilgi notu. "Bunu sabah programında bir kere kullan, hiçbir şeyciğin kalmaz" dedi.
Meral Hanım bu tavsiyeye harfi harfine uydu, o bilgi notunu bir kerecik okudu ve hiçbir şeyciği kalmadı. Türkiye o günden sonra HDP ile imzalanan ihanet taslağını konuşmayı unuttu, “Ekrem İmamoğlu hakkında bölücülük suçundan inceleme başlatmış" palavrasını konuşmaya başladı.
Dikkat edin!
Türkiye artık İyi Parti'nin çalışmalarına katıldığı ihanet içerikli Anayasa taslağını konuşmuyor. 
Ve şimdi...
CHP'li eski Milletvekili Barış Yarkadaş ağzını bir açtı, CHP içindeki taciz ve tecavüz skandalları lağım çukuru gibi patladı. 
CHP'nin İstanbul teşkilatlarında yaşanan taciz ve tecavüzler birer birer medyaya düşmeye başladı. Bugüne kadar parti içindeki tacizcileri ve tecavüzcüleri koruduğu ortaya çıkan Canan Kaftancıoğlu öyle bir köşeye sıkıştı ki kaçacak yeri kalmadı.
Tam da bu esnada Ekrem İmamoğlu bir kez daha, yeni bir yalanla sahne aldı. "Biliyor musunuz bana suikast düzenlendi" konulu asparagas bilgiyi kendine yakın besleme medyaya servis ettirdi. Besleme medyası, yalana bir yalan daha kattı, "Suikast girişiminde bulunanlar da yakalandı" diye manşetler attı.
"Kimmiş yahu, kimmiş?" diye telaşla sorduk, "DEAŞ'lı bir teröristmiş" dediler. Zaten başka terör örgütü ismi vermelerini de beklemiyorduk. 
Seçim zamanında el ele verip iş tuttukları HDP'lileri üzmemek için PKK'nın ismini veremezlerdi. Yine seçim zamanı kendilerini destekleyen FETÖ'nün ismini veremezlerdi. E, partinin içine doldurdukları ve "Tertemiz çocuklar" dedikleri "Örgüt arkadaşları" DHKP-C'li teröristleri zaten söyleyemezlerdi. 
Geriye kim kaldı?
DEAŞ...
"Salla gitsin yahu. Bizim kitle saf bir kitle, ne kitlersen kitle" diyerek DEAŞ ismini verdiler. 
Haksız da değiller vallahi...
İçişleri Bakanlığı "Suikast girişimi yok, yakalanan kimse yok" diye açıklamasına rağmen o saf kitle köpürtülen yalana şartsız şurtsuz inandı.
Sonuç?
Sonuç şu. CHP içinde yaşanan taciz ve tecavüzlerin üzeri örtüldü. Kimse tacize ve tecavüze uğrayan kadınları konuşmuyor. Varsa yoksa Ekrem İmamoğlu'na yapılan hayalî suikast girişimi!
Ha, haksızlık da yapmayalım.
Bu taciz ve tecavüz olayını gündeme getirenler yok mu? Var, olmaz olur mu? Mesela bunlardan biri de besleme gazeteci Can Ataklı...
Önceki gün besleme kanalında yaptığı sabah yorumunda ne dediğini size tane tane aktarmama müsaade edin.
"Efendim birileri taciz bilmem ne diyerek meseleyi CHP'ye getirmeye çalışıyorlar. Taciz dedikleri ne? Yetişkin insanların arasında yaşanan ve hoş olmayan bir olay. Şimdi burada ise ne olduğunu tam bilmiyoruz. Şimdi kadınlar şikâyetçi oluyor. Olmaz mı olur? Ama bunlar yetişkin insanlar arasındaki bir olay. Bu erkeğin densizliğinden, erkeğin saçmalığından oluyor. Eee, buraya kadar geldiğimize göre kadın da 'yollu' herhâlde diye düşünmüş. Kadın da git işine deyince olay çıkmış. Ama bunu tacizci CHP diye anlatıyorlar..."
Aynen böyle diyor besleme gazeteci...
Dikkat buyurun lütfen.
Taciz ve tecavüz CHP içinde yaşanınca taciz ve tecavüz olmuyor. Sadece "yetişkin insanların arasında yaşanan tatsız bir olay" olmuş oluyor. CHP'nin erkekleri herhangi bir kadına "yollu" diyerek istediği gibi tacizde bulunabiliyor. Kadın direnirse şiddet uygulayabiliyor. Tuvalete kapatıp ağzını burnunu dağıtarak istediği gibi cinsel istismarda bulunabiliyor. Çünkü bunlar "yetişkinler arasında yaşanan günlük olaylar!" olmuş oluyor.
Ama bu iş başka tarafta olunca koca koca kurumlar sapık oluyor ve onların kapatılması gerekiyor. Başka tarafta bir kişi yapınca koca camiaları suçlamak da gayet normal oluyor.
CHP'nin kadınlarına buradan çağrıda bulunuyorum:
Can Ataklı'nın sözlerine kulak verin ablalar! Siz, siz olun CHP'nin yetişkin erkeklerinin yanına yaklaşmayın. Size "yollu" muamelesi yapabilir ve başınıza böyle hoş olmayan şeyler gelebilir!..
Hatta karşınıza Didim Belediye Başkanı gibi biri çıkarsa eyvah eyvah! Bu nahoş şeyleri iki ya da üç CHP'li yetişkinden aynı anda görebilirsiniz.
Aman gözünüzü seveyim dikkat edin bacılar!
Neyse...
Böyle pis ağızlardan çıkan iğrenç yorumlarla meselenin üstünü kapatma çabaları asla başarıya ulaşamayacak.
Bundan gayrı hiç kimse CHP içinde yaşanan bu tecavüz ve taciz olaylarını unutturamaz topluma...
Altını çizerek söylüyorum, Barış Yarkadaş'ın bahsini ettiği taciz ve tecavüz olayları, buz dağının görünen kısmı!.. Barış'ın anlattıkları, parti içinde yaşananların binde birine tekabül ediyor.
Barış Yarkadaş şu ana kadar CHP içinde namuslu davranan tek insan olarak ortaya çıktı. Umarım bu namuslu duruşunu devam ettirip anlatmadıklarını da anlatmaya başlar.
Çünkü ben, anlattıklarının dışında anlatması gereken onlarca taciz ve tecavüz olayı olduğunu biliyorum.
Konuşursa yer yerinden oynayacak!..
Ama konuşursa...