Süleyman Özışık'tan çarpıcı Halil Sezai yazısı!
NetHaber Genel Müdürü Süleyman Özışık, Türkiye gazetesindeki köşesinde 67 yaşındaki adamı döven Halil Sezai'nin tutuklanma olayını değerlendirdi.
Türkiye birkaç gündür Halil Sezai'nin rezilliklerini konuşuyor.
67 yaşındaki komşusunu tekme tokat dayak atan, ezan mı okuyorsun sen diyerek yumruklar savuran Halil Sezai önce gözaltına alındı sonra serbest bırakıldı. Daha sonra savcının isteği üzerine tutuklandı.
Türkiye gazetesi yazarı Süleyman Özışık konunun trajikomik tarafını ele alan "Halil Sezai ve Adalet" başlıklı köşe yazısı kaleme aldı.
İşte o yazı:
Halil Sezai ismiyle aramızda dolaşan insanımsı yaratığın
yaptığını hepimiz ekran karşısında saniye saniye izledik. İşin
içinde haneye tecavüz var, yaralama var, silahla kasten öldürmeye
teşebbüs var.
Yani bir kişinin tutuklanması için gereken ne kadar suç varsa,
hepsini aynı anda işliyor sanatçı bozması…
Hep deriz ya hani, “Devlet vatandaşının can güvenliğini
korumakla mükelleftir” diye…
Maalesef devlet bu noktada saldırıya uğrayan kişinin can
güvenliğini hiçe sayıyor. Halil Sezai isimli insanımsı saldırganı,
ifadesini aldıktan sonra serbest bırakıyor. Bunun adı, “Bu kez
öldürmeyi başaramadın, git bir daha dene” demektir!
Neyse ki sosyal medya diye kendi aramızda oluşturduğumuz bir adalet
mekanizması var!
Görüntüler Türkiye’yi ayağa kaldırınca ve uygulanan adaletsizlik
bir isyan çığlığıyla karşılık bulunca, Halil Sezai yeniden
gözaltına alındı.
Gözaltına alınması bundan sonra beni çok fazla
ilgilendirmiyor. Hatta tutuklanması da... Çünkü tutuklansa
bile en fazla birkaç gün yatar ve keyfine kaldığı yerden devam
eder.
Aslında Halil Sezai’nin ifade verdiği savcıya şunu sormak
lazım:
Yaptıklarının hangisi doğru kardeşim?
Ortada bu kadar suç varken niye serbest bıraktın. E, madem serbest
bıraktın, o zaman tekrar neden gözaltına aldırdın.
Ne değişti?
Tabii burada topluma sorulacak bir soru da var:
“Yani bu mağaradan çıkmış gibi oraya buraya saldıran insanımsı kişi
daha dün sokaklarda içip şarkı söylerken alıp başına taç yaptın.
Cebine milyonları koydun. Koydun da ne oldu?” diye sormak
lazım.
Sadece Halil Sezai değil ki…
İçimizde; karısını döven, tecavüzle gündeme gelen, uyuşturucu
kullanırken yakalanan, hatta kendi öz yeğeniyle ilişki yaşayan
ucubeleri alıp sanatçı yapıyor bu ülkenin insanı.
“Sanatçı dediklerin bunlarsa, başına taç yaptığın bunlarsa sen
nasıl bir sefil olduğunu düşün” diye hatırlatmak lazım.
Halil Sezai meselesinde bir detay daha var tabii.
Sanatçı bozmasının gözaltına alınıp ifade vermeye gittiğini duyan
CHP’liler âdeta ayaklandı. CHP’yi temsil eden avukatlar adliyeye
koştu.
Partiyi temsil eden Eren Erdem isimli milletvekili eskisi ortada bu
kadar suç varken ne yaptı dersiniz?
“Halil Sezai yalnız değildir. Hukukçu arkadaşlarımız kendisine
destek için adliyededir. İçişleri ve Adalet Bakanlığı ile görüştüm.
Adaletin tecelli etmesi ve Halil Sezai’nin serbest bırakılması için
girişimde bulundum” diye bir şeyler yazdı.
Bu detayı şundan ötürü verdim.
Daha önce devletin mahrem bilgilerini yurt dışına satan ajanları,
hainleri savunuyorlardı. PKK’nın siyasi ayağı olan HDP’li
teröristleri, Selahattin Demirtaş gibi katilleri, DHKP-C’li
teröristleri savunuyorlardı. FETÖ’cü darbecileri
savunuyorlardı.
Sonra döndüler, devletin arazisine yürüyen villa yapan gazeteci
yazarlarını savundular. Hırsızlarını, yolsuzlarını savundular.
Üzerinden kaç gün geçti.
Kendisinden iş istemeye gelen kadına başkan yardımcılarıyla
birlikte topluca tecavüz eden, kendi erkek şoförüyle, yanındaki
evli kadın başkan yardımcısıyla toplu ilişki yaşayan Didim Belediye
Başkanı olan sapığı savunuyorlar.
Hem de ölümüne savunuyorlar.
Son olarak haneye tecavüz suçu işleyen, kasten adam öldürmeye
teşebbüs eden Halil Sezai isimli insanımsı yaratığı savunmaya
geçtiler.
Hani hep “adalet de adalet” diyorlar ya…
Hani “Biz iş başına geldiğimizde bu ülkeye adaleti
getireceğiz” diyorlar ya…
Yarın hasbelkader işbaşına geldiklerinde kime adalet
getireceklerini varın siz hesap edin.