Yargıtay'dan '12 Eylül' darbecileri için flaş karar
Yargıtay Başsavcılığı 12 Eylül askeri darbesi hakkında darbecilere ders olacak nitelikte bir karar aldı.
Yargıtay Başsavcılığı'ndan beklenen karar! 12 Eylül darbesinin mimarları Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın yargılandığı davaya yapılan itirazlar Yargıtay'dan geri döndü.
RÜTBELERİ SÖKÜN MAL VARLIKLARINA EL KOYUN
Yargıtay Başsavcılığı, 12 Eylül askeri darbesinin mimarlari Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın yargılandığı davada, 'darbecilerin rütbelerinin sökülmesi ve bu rütbelerden dolayı kazandıkları mal varlıklarına el konulması' yönünde görüş bildirdi. Hayatını kaybeden Evren ve Şahinkaya'nın mirasçılarının da 'maaş, ikramiye, orduevinden istifade, koruma' gibi haklardan yararlanamayacağı belirtildi. Yargıtay'ın bozma kararından sonra 12 Eylül askeri darbesine ilişkin dava Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden görülmüştü. Mahkeme, 12 Nisan 2019 tarihli kararında sanıklar Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya hakkında açılan kamu davasının "ölüm nedeniyle" ortadan kaldırılmasına, sanıkların rütbelerinin sökülmesi ve mal varlıklarına elkonulmasına yer olmadığına karar vermişti.
YARGITAY KARARINI VERDİ
Mahkemenin kararını, Cumhurbaşkanlığı vekili, TBMM Başkanlığı
vekili dahil birçok katılan vekili temyiz etti. Temyiz üzerine
dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi. Başsavcılık,
dosyaya ilişkin tebliğnamesini hazırlayarak kararı verecek daire
olan Yargıtay 16. Ceza Dairesi'ne iletti.
Hürriyet gazetesinden Mesut Hasan Benli'nin haberine göre, 9 Şubat tarihli tebliğnamede, sanıkların ölümü gerekçesiyle verilen davanın düşmesine ilişkin kararda bir isabetsizlik görülmediğinden, onanması talep edildi.
HİÇBİR HAK VE YETKİYİ KULLANAMAYACAKLAR
Tebliğnamede, mahkemenin ilk kararında sanıkları müebbet hapis
cezası ile cezalandırdığı, kamu hizmetinden yasaklanmalarına ve
haklarında Askeri Ceza Kanunu uyarınca 30 ve 31. maddelerinin
(rütbelerinin sökülmesi) uygulanmasına karar verildiği
hatırlatıldı:
“Başka bir deyişle sanıklar Türk Silahlı Kuvvetleri'nden çıkarılmış, ilişikleri kesilmiş general rütbesinde olan sanıkların bu rütbeleri alınarak er statüsüne düşürülmüştür. Bunun neticesi ise; 1632 Sayılı Kanun'un (Askeri Ceza Kanunu) 31. Maddesi'nde düzenlenmiştir.
Bu hükme göre sanıklar rütbe ve memuriyetlere ilişkin hiç hak ve yetkiyi kullanamayacaklardır. Bu durumda ise örneğin maaş, ikramiye, orduevinden istifade, koruma, ev, eşya tahsisi vb. hiçbir haktan istifade etmeleri mümkün olamayacaktır. Bu durum mirasçıları bakımından da geçerli olacaktır.
DARBECİLERİN MİRASÇILARI KULLANABİLİYOR
Sanıklar hakkında 'müsadereye tabi eşya ve maddi menfaatler
yönünden müsadere kararı verilmesine yer olmadığına, haklarında
1632 sayılı Yasa'nın 30 ve 31. maddelerinin uygulanmasına yer
olmadığına' ilişkin karar verilmesi nedeniyle sanıklar hakkında
Türk Silahlı Kuvvetleri'nden çıkarma' cezası tatbik edilmemiştir.
Dolayısıyla sanıklar general rütbesinin vermiş olduğu hak ve
yetkileri mirasçıları eliyle kullanma imkânı ortaya çıkmıştır. Bu
durum ise zamanaşımı ve ölüme rağmen devam eden müsadereye tabi
eşya ve maddi menfaatler yönünden davaya devam edilmesini öngören
yasal düzenlemeye aykırı olacaktır. Mahkemece yargılamaya devamla
sanıkların varsa yasal mirasçılarının araştırılıp, bahsi geçen hak
ve yetkilerin mirasçıları tarafından kullanılıp kullanılmadığının
da tespiti ile buna ilişkin olarak müsadereye tabi eşya ve maddi
menfaatler yönünden bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden
eksik inceleme neticesinde yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile
yazılı şekilde hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiştir.
DARBECİLERE DERS OLACAK
Müşteki avukatlarından Arif Ali Cangi, Başsavcılığın tebliğnamesine
ilişkin olarak şu değerlendirmeyi yaptı: "Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı'nın mütalaasına aynen katılıyoruz. Dava dosyasında
müsadere edilmiş bir eşya olmasa da sanıkların rütbelerinin geri
alınmasının ‘maddi menfaate' ilişkin olduğu ortadadır. Zira
sanıkların ve onların ölümünden sonra mirasçılarının rütbesiz asker
olarak elde edecekleri maddi menfaatler ile emekli orgeneral,
emekli kuvvet komutanı ve emekli cumhurbaşkanı olarak elde
ettikleri ve etmeye devam edecekleri maddi menfaatler farklıdır.
Dolayısıyla elde edilen bu malvarlığına el konulması rütbelerin
geri alınmalarının doğal sonucudur. Davanın bu şekilde
sonuçlanması, darbeciler ölmüş olmalarına rağmen yaptıkları
yanlarına kâr kalmayacağı, maddi menfaatlerin geri alınması
şeklinde de olsa mirasçılarına sirayet edilerek darbenin mahkûm
edilmesi sonucunu doğuracaktır. Darbeciler ve darbe düşünenler için
ders niteliğinde olacaktır."