Yeni bir sokağa çıkma yasağı mı geliyor? Süleyman Özışık yazdı
Türkiye Gazetesi yazarı Süleyman Özışık son günlerde artışa geçen koronavirüsü önlemek amacıyla sokağa çıkma yasağının geri gelebileceğini köşesine taşıdı.
Türkiye'de son günlerde koronavirüs vakaları ve ölü sayısı yükselmeye başladı. Toplumdaki rahatlık ve diğer olumsuz şartlar virüsün her an yayılmasına destek oluyor.
Konuyla ilgili yazı kaleme alan Gazeteci Süleyman Özışık, bu şekilde giderse çok yakın bir zamanda sokağa çıkma yasağının geri gelebileceğini dile getirdi.
İşte Gazeteci Özışık'ın "Yeni bir sokağa çıkma yasağı mı?" başlıklı bugünkü yazısı:
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, İstanbul'da korona vaka
sayılarının, Türkiye genelindeki toplam vaka sayılarının yüzde
40'ına ulaştığını açıklayınca hepimizi bir korku ve panik
sardı.
Koca durumu açıkladı açıklamasına ama aslında hepimiz rakamın bu
seviyeye ulaştığını az çok tahmin edebiliyorduk. Çünkü
etrafımızdaki çemberin giderek daraldığını, en yakınlarımızın bile
çağın vebasına yakalandığını hepimiz yaşayarak görüyorduk.
Birileri korona artışlarında suçu hemen esnafa
atıyor, "Kardeşim baksanıza, tüm mekânlar tıklım tıklım.
Sosyal mesafe yok, maske yok, virüs nasıl
bulaşmasın?" diyor.
İyi hoş da vakaların artmasını sadece mekânlara bağlamak doğru bir
tespit değil ki? Bahsi edilen yerlerde mesafeye de temizlik
şartlarına da harfiyen riayet ediliyor zaten.
Bence mesele şuradan kaynaklanıyor.
Dikkat ederseniz diğer kentlerdeki vaka sayıları düşerken
İstanbul'da vaka patlaması olmaya başladı. Çünkü yaz tatili bitti,
yurdun dört bir yanına dağılan tatilciler sonbaharla birlikte
İstanbul'a geri döndü.
Yaz aylarında seyrekleşen nüfus yeniden arttı ve İstanbul günlük 20
milyonu ağırlamaya devam eden bir kente dönüştü. Bununla birlikte
toplu ulaşım araçları yeniden hıncahınç dolmaya
başladı. Duraklarda bile iğne atsan yere düşmeyecek
durumda...
Bunun yanı sıra...
Yıllık iznini kullanıp geri dönenler nedeniyle iş yerleri yeniden
tıkış tıkış oldu. Devletin resmî kurumlarına çeşitli nedenlerle
müracaat edenler olduğu için bu kurumlar da vakaların yayılmasına
sebep oldu.
Bakın size bir örnek vereyim.
Bundan bir süre önce devlet kurumlarında esnek çalışma modeline
geçildiği açıklandı. Ancak bazı kurumlarda performansın düştüğünü
gerekçe gösteren bazı yetkililer, devlete bilgi vermeden esnek
çalışma yönteminden vazgeçti.
Bu kurumlardan biri de İstanbul'daki İŞKUR...
İŞKUR İstanbul İl Müdürü geçen haftalarda personeline "Tam
mesai çalışmaya geçiyoruz" talimatı verdi. Gidin bir İŞKUR'un
kapısından içeri girin, ne olduğunu gözlerinizle görün.
Kısa çalışma ödeneği alabilmek için müracaat eden işverenler ve
onlara evrak yetiştirmeye çalışan personel. Hepsi neredeyse iç içe
geçmiş durumda. İçeri girip çıktığınızda virüsü bulaştırmamanız
veya kapmamanız mümkün değil.
Yukarıda da söylediğim gibi...
Toplu ulaşım İstanbul için ayrı bir dert. Bir belediye otobüsüne,
metrobüse veya metroya bindiğinizde tanımadığınız biriyle Siyam
ikizlerine dönüşüyor, yapışık hâlde yolculuk yapıyorsunuz.
Haydi gel de virüsü kapma!
Böyle giderse İstanbul'da yeniden sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi
işten değil. Hızla bu duruma doğru gidiyoruz.
İstanbul için yapılması gereken şey, devlet kurumlarında yeniden
esnek çalışma yöntemine geçmek ve toplu ulaşımdaki yoğunluğu
minimum seviyeye indirmek.
Özellikle ulaşımdaki yoğunluğu azaltmaya dikkati vermek gerek.
İnanın vakaların artışında ulaşım büyük rol oynuyor.
Bir de kaçak göçek yapılan toplu eğlencelere, düğün ve kına
gecelerine dikkat edilirse vakalar başladığı gibi hızla düşmeye
başlayacaktır.
Gerisi bireylerin dikkatine bakar.
Buna rağmen artış hızı yükselmeye devam ederse, çaresiz bir şekilde
sokağa çıkma yasağına razı olacağız.
Başka çare yok!