Ahmet Hakan Ayşenur Arslan'ı yerin dibine soktu!

Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan, Ayşenur Arslan'ın sürekli maaşını gündeme getirdiğini söyleyerek açtı ağzını yumdu gözünü. Ahmet Hakan, Ayşenur Arslan'ın eski defterlerini bir bir açtı.

Ayşenur Arslan'ın Halk TV'deki programında sürekli kendisinden bahsettiğini ve aldığı maaş nedeniyle eleştirdiği ifade eden Ahmet Hakan, Hürriyet'teki köşesinden Ayşenur Arslan'a cevap verdi.

Ahmet Hakan, Ayşenur Arslan'ın geçmişte ana akım medyada tepe noktada olduğu dönemleri hatırlarak "O dönemde bankalar hortumlanırken, ülke soyulup soğana çevrilirken... Aldığı ballı kaymaklı maaşlarla cebini doldurmakla meşguldü" ifadelerini kullandı. 

İŞTE AHMET HAKAN'IN O YAZISI

Halk TV ekranında her Allah’ın günü lafı muhakkak bana getiriyor Ayşenur Arslan.
Konu ne olursa olsun... Mutlaka bir laf sokuyor. Mutlaka ama! Bir sustum. İki sustum. Üç sustum. Dört sustum.

E ama yeter artık. Buna bir çift laf etmem farz-ı ayın haline geldi.

*

En son ekrana çıkıp devletin düzenlediği yardım kampanyasından söz ederken... Ne alakaysa “Ahmet Hakan’ın maaşı” diye bir laf etmiş

Size bir şey söyleyeyim mi?

Bakmayın siz şimdi Ayşenur Arslan’ın “muhalif medyacı” kesildiğine.

Ben bu Ayşenur Arslan’ı ilk tanıdığımda... Ülkenin iki dev medya grubundan birinin en tepe noktalarındaydı.

*

Bunların yaptıkları yayıncılık aşağı yukarı şöyle bir şeydi:

- Devletin en silahlı kuvvetlerini arkalarına almışlardı.

- Devletin en resmi görüşlerinin en sıkı takipçisiydiler.

- “İfade özgürlüğü” diyenlere sopayı gösteriyorlardı.

- Stüdyolarına davet ettikleri Kürt politikacıları adeta linç ediyorlardı.

- Resmi görüşün dışına çıkanlara resmen saldırıyorlardı.

- Hepsi akrediteydi bunların ve akredite olmayanlar umurlarında bile değildi.

- Kılık kıyafet zaptiyeliği yapıyorlardı devlet adına.

- Devlet adına vatandaşa karşı kampanyalar düzenliyorlardı.

*

Bugün “muhalif medyacı” pozlarına bürünen Ayşenur Arslan, işte bu resmi ve devletçi çarkın anadişlilerinden biriydi.

Bir özeleştiri verdiğini duymadım, bir nedamet getirdiğine tanık olmadım, bir “Ayıp ettik” dediğini işitmedim.

Aynı Ayşenur Arslan...

O dönemde bankalar hortumlanırken, ülke soyulup soğana çevrilirken...

Aldığı ballı kaymaklı maaşlarla cebini doldurmakla meşguldü.

*

İşte bu Ayşenur Arslan, şimdi “muhalif medyacı” pozlarına bürünmüş, bana “maaş” falan diyor.

Rahmetli Erbakan Hoca gibi sesleniyorum kendisine:

Hadi oradan! Hadi oradan!