Reflü şikayetlerini azaltacak 10 öneri
Uzun süre devam eden reflüde, barret özofagus denilen yemek borusu ile midenin birleştiği noktada ortaya çıkan mukozal değişiklikler oluşmaya...
Uzun süre devam eden reflüde, barret özofagus denilen yemek
borusu ile midenin birleştiği noktada ortaya çıkan mukozal
değişiklikler oluşmaya başlayabileceğini söyleyen Gastroenteroloji
Uz. Dr. Gökhan Aksakal, "Bu oluşumlar da ileride bir kanser türüne
zemin hazırlayabilir. Şikayetleri azaltmak için yemek saatlerinin
ve beslenme düzeninin değiştirilmesi ilk sırada gelir" dedi.
Memorial Antalya Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Uz. Dr.
Gökhan Aksakal, reflünün midede yanma ve ekşime problemleri ile
kendini gösteren bir sorun olsa da öksürük ve ses kısıklığına da
yol açabileceğini belirttii.
Uzun süren ve tedavi edilmeyen reflü hastalığının yemek borusunda kanser oluşmasına zemin hazırlayabildiğini ifade eden Aksakal, reflü şikayetlerinin dikkate alınması ve zaman geçmeden bir uzmana başvurulması gerektiği mesajını verdi. büyük önem taşıyor.
REFLÜ NEDİR?
Reflü tedavisi için önerilerde bulunan Aksakal, "Yemek yeme alışkanlıkları ve bazı yiyeceklerin sık tüketimine bağlı olarak mide asidi ve mide içerikleri yemek borusuna geri kaçabilir. Hatta gıdalar boğaza kadar bile gelebilir. Bu durum reflü olarak adlandırılmaktadır. Reflüde göğsün ön kısmında ve bazen boğazda yanma da hissedilir. Bu durum zaman zaman kalp spazmı ile karıştırılabilir, hasta kalp krizi geçirdiğini bile düşünebilir. Reflü şikayetleri arasında; kuru öksürük, diş hastalıkları, ses kısıklığı, boğaz ağrısı ve orta kulak iltihabı da görülebilmektedir. Ayrıca mide fıtığı, yukarı yemek kaçışını kolaylaştırdığı için kilolu ve yaşlı hastalarda reflüye daha sık rastlanır" ifadelerini kullandı.
REFLÜYE KANSIZLIKDA EŞİK EDİYORSA DİKKAT
Aksakal, hastada göğüste ağrı ve yanma hissi, yutma güçlüğü,
lokmaların zor geçmesi gibi şikayetler varsa, lokmaları yutarken
takılma hissi oluyorsa, kilo kaybı ve erken doyma gibi bir takım
belirtiler söz konusuysa bir gastroenteroloji uzmanına başvurulması
gerektiğini söyledi.
Bu durumlarda bir takım ön tetkikler ve sonrasında endoskopi
yapıldığını aktaran Aksakal, "Hasta öyküsünde midede ekşime, yanma,
yediklerin boğaza doğru gelmesi belirtileri var ise reflü tanısı
için yeterlidir. Ancak eşlik eden kansızlık, kilo kaybı ve ailede
kanser hikayesi gibi bir takım alarm semptomlar da görülüyorsa
endoskopi değerlendirmesi gerekli olur. Ayrıca öksürme ve ses
kısıklığı şikayeti olan hastalar için yemek borusunun hem alt hem
de üst tarafına yerleştirilen bir takım çiplerle asidin ne kadar
yukarıya geldiği ve etki ettiği süre ve ne kadar şiddetli olduğu
gözlemlenmelidir" dedi.
TEDAVİ EDİLMEDİĞİ KANSERE NEDEN OLUR
Reflünün oluşmasında birçok faktörün rol oynadığını belirten
Aksakal, "Günümüzde artan psikolojik faktörler bir çok mide
şikayetine neden olabilmektedir. Stres nedeni ile mide asit düzeyi
artar bu da reflü şikayetleri artırabilir. Reflü çok kilolu
insanlarda daha fazla görülmektedir. Uzun süre devam eden reflüde,
barret özofagus denilen yemek borusu ile midenin birleştiği noktada
ortaya çıkan mukozal değişiklikler oluşmaya başlayabilir. Bu
oluşumlar da ileride bir kanser türüne zemin hazırlayabilir.
Endoskopi yapıldıktan sonra hastalığın boyutu, tedavisi ve ileride
gelişebilecek kötü oluşumlar öngörülebilir. Ayrıca reflü sadece
mide asidi kökenli değil safra reflüsü de olabilir" şeklinde
konuştu.
BELİ SIKAN GİYECEKLER GİYİNİLMEMELİ
Reflü şikayetlerini azaltmak için dikkat edilmesi gereken noktalara
değinen Aksakal, "Yaşam koşulları ile ilgili değişikler
yapılmalıdır. Yemek saatlerinin ve beslenme düzeninin
değiştirilmesi ilk sırada gelir. Hastanın kilo fazlalığı varsa
mutlaka kilo vermesi gerekir. Çünkü şişmanlık bir takım
mekanizmalarla reflüye zemin hazırlar ve reflü şikayetleri artır.
Mide çok fazla doldurulmamalı, az porsiyonlar tüketilmelidir. Uzun
süren açlıklardan sonra büyük porsiyonlar tüketilmemelidir.
Kızartma, çikolata, yağlı yiyecekler gibi mideden geç boşalan,
mideden boşalmasını güçleştiren yemekler tercih edilmemelidir.
Baharatlı gıdalar tüketirken dikkat edilmeli, mideye iyi gelmediği
hissedilen gıdalar tüketilmemelidir. Özellikle akşam yatar
pozisyona geçmeden önce midenin dolu olmaması gerekir. Yatmadan en
az 3-4 saat önce sıvı ve katı gıda tüketilmemesi önemlidir. Mide
dolu olduğunda, mide içeriğin yemek borusuna kaçması daha kolay
olmaktadır. Bu aynı zamanda uyku apnesine neden olabilmektedir.
Uyku apnelerinin altında başka nedenler de olsa reflü uyku düzenini
bozar. Reflü şikayetlerinde yastığı yükseltmek yerini yatağın
başını 30- 45 santim yükseltmek daha uygundur. Yemek sonrası karın
basıncını arttıran hareketler yapılmamalıdır. Eğilme ve doğrulmaya
neden olacak fiziksel hareketler için bir müddet beklenilmelidir.
Beli sıkan giyecekler giyilmemelidir. Tedaviye yanıt vermeyen
hastalara cerrahi uygulanabilir. Reflü tedavisi her hastaya göre
değişir. Uzun süre ilaç tedavisi alan hastaların en azından senede
iki defa doktora gitmesi gerekir. Doktorun belirlediği zamanlarda
bazı hastalarda birkaç senede bir endoskopinin tekrarlanması
gerekebilir. Genellikle beslenme alışkanlığı, kilo, günlük yaşamda
gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra ve ilaç tedavisiyle
şikayetler geçmektedir. Fakat bazı hastalarda ilaçlar yeterli
olmayabilir ya da çok uzun süre ilaç kullanılması gerekebilir. Bu
grup hastalara reflü cerrahisi yapılır" diye konuştu.