Mehmetçik'in yaptığı 'Barış Pınarı Operasyonu'
yalnızca bebek katili teröristleri döktükleri kanda boğmakla
kalmıyor aynı zamanda Türkiye sınırları içerisinde kimin hangi
tarafta olduğunu gösteren turnusol kağıdı vazifesi de
gösteriyor.
Gördünüz değil mi?
Kimlerin hangi tarafta yer aldığını...
Kimlerin 'barış' diye diye teröristlerin
kucağında gezdiğini...
Kimlerin dut yemiş bülbüle döndüğünü...
Aslında bu yazıyı yazmaya karar verdiğimde tek tek isim vermeyi
aklımdan geçirmemiştim.
Sonra durdum düşündüm.
Dedim ki...
Bu memlekette moral olsun diye Mehmetçik'e ziyarete giden
sanatçıları bile 'yalaka' diye fişlemediler mi?
Evet...
'Ne işiniz var orada?' demediler mi?
Dediler...
Sanki aslan askerimizin yanına değil de bunu söyleyenler gibi
teröristlerin cenazesine gitmiş muamelesi yapmadılar mı?
Yaptılar...
Şimdi söyleyin bana!
Tüm bunların yaşandığı güzel memleketimde devletimiz ile
terörist sürüngenler arasında tercih zorluğu çeken ve son olarak
aslan askerimize bir tek destek mesajı dahi yayınlamayan sözde
sanatçıları ben niçin ifşa etmeyeyim?
Edelim ki zor günümüzde kim varmış yanımızda unutmayalım...
Lafa gelince Mustafa Kemal'in askerleriyiz diye yırtına yırtına
bağırıp mangalda kül bırakmıyorlardı.
Bakın mesela Cem Yılmaz?
Futbol kulübüne yardım denince soluğu stüdyoda zor alıyor.
Ağaç denince sosyal medyayı en iyi o kullanıyor.
İktidardan belediye kazanmak denince sloganını bile o
bağışlıyor.
''Bir kez de senin çocuğunun güvenliğini sağlamak uğruna
kendi evladından vazgeçen askerlerimize destek mesajı
yayınlasana'' diyorsunuz...
O ne yapıyor?
Yapmıyor, hiçbir şey
yapmıyor.
Lafa gelince sanatçı toplumun
aynasıdır derler.
Yersen...
Peki ya Şahan Gökbakar?
Mesele 'portakalı' savunmak olduğu zaman sosyal medya hesabından
mizahla karışık avukatlığa soyunuyor.
Ama mesele milli mücadele olunca sesi soluğu çıkmıyor.
Şu hale bak!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti resmi olarak operasyon başlatmışken
sosyal medya da en son paylaşımı ne biliyor musunuz?
Bilmem kaç gün sonra çıkacak olan filminin fragmanı...
Yere batsın senin filmin de fragmanın da!
Ya o 'susamam' diye şarkı yapıp nerede ne kadar
zulüm varsa hepsine sağır kesilen popüler kültür aktivistlerine ne
demeli...?
Hani susamıyordunuz?
Konuşsanıza!
9 aylık bebekleri katleden şerefsizlere
'şerefsiz' desenize!
Hep söyledim yine söylüyorum...
Bebeklerin anne demeden öldüğü, çocukların kıyıya vurduğu bir
dünyada çiçeğe, böceğe, iklime isyan şiirleri yazmak en basit
tabirle onursuzluktur.
Bitmedi!
Gezi parkı eylemleri boyunca 'sanat isyankar
ruhtur' diyerek nerede ne kadar ipsiz sapsız varsa
toplayıp polisimize taş attıran şeref nasipsizleri...
Biliyorum!
Yarın hepiniz çıkıp 'sanat toplum içindir'
zırvasının arkasına saklanarak bu milletten prim yapmaya
çalışacaksınız.
Hiç mi yüzünüz kızarmayacak?
Hiç mi utanmayacaksınız?
Ama bu noktada iş bize düşüyor...
Gitmeyin kardeşim!
Bu sanatçı görünümlü şarlatanların filmlerine, konserlerine
gitmeyin!
Kötü gününüzde yanınızda olmayanlara para da şan da şöhet de
kazandırmayın!
Bunu yapın!
Yapın ki, en azından tarafımız belli olsun...