Yeni kurulacak partilerin oy oranları

AK Parti’nin son yıllarda karşılaştığı üç temel sorun var. Bahsi geçen üç partinin alacağı oy oranı AK Parti’nin bu üç soruna karşı alacağı önlemlere bağlı.

Muhammet Affan Polat muhammetaffan@nethaber.com

Üç yeni partiden söz ediliyor. Biri AK Parti’den ayrılarak Abdullah Gül güdümünde devam etmeyi tercih eden Ali Babacan’ın kuracağı parti.

İkincisi, partiden ihracı istenen ve bunun üzerine istifasını vererek AK Parti’nin eskileriyle yeni bir yola çıkmak isteyen Davutoğlu’nun kuracağı parti.

Üçüncüsü diğer ikisinden çok daha önce kurulan fakat medyada onlar kadar yer bulamayan merhum Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan’ın kurduğu Yeniden Refah Partisi.

Üçünün de alacakları oy oranları büyük bir merakla bekleniyor.

Bu üç partinin de başarılı olup olmayacağını söylemeden önce AK Parti’nin içinde bulunduğu durumun iyi analiz edilmesi gerektiğini düşünüyorum.

AK Parti’nin son yıllarda karşılaştığı üç temel sorun var. Bahsi geçen üç partinin alacağı oy oranı AK Parti’nin bu üç soruna karşı alacağı önlemlere bağlı.

İlki, Türkiye’nin menfaatlerini savunmak için dış politikada atılan adımlar sonucunda ABD’nin aleni olarak düzenlediği kur saldırıları sonrasında çalkantılı bir süreçten geçen ekonomimiz.

Ki bu Babacan’ın ilgi alanına giriyor…

İkincisi, AK Parti’deki liyakat sisteminde yaşanan arızalardan ötürü ortaya çıkan ‘benim adamım senin adamın’ kayırmacası.

Ki bu da Davutoğlu’nun ilgi alanına giriyor…

Üçüncüsü ise AK Parti’nin 2002 ruhu olarak nitelendirdiği davaya adanmışlık hissiyatının kaybedilmesi.

Bu da Erbakan’ın ilgi alanına giriyor...

Yani olaya bu manzaradan baktığımızda yeni kurulacak üç partinin AK Parti’nin yaşadığı üç sorunu argüman olarak sunduğu söylenebilir.

Fatih Erbakan, diğer iki isme nazaran daha dürüst davranıyor. Arka kapı siyaseti yapmıyor. Medya her ne kadar adı sanı dahi belli olmayan partilere dikkat kesilerek göz ardı etse de Yeniden Refah Partisi çoktan bir yılını doldurdu bile.

MAK Araştırma şirketinin sahibi Mehmet Ali Kulat Erbakan’ın partisi için geçtiğimiz günlerde şu ifadeleri kullandı: ‘’Ben kongrelerine katıldığımda genç bir toplulukla karşılaştım. Genç ve dinamik kesim arenayı doldurmuştu. Bu bir şey gösteriyor, o gençler ağırlıklı olarak ilk kez oy kullanacaklar. Buraya da oylar gidecek.’’

Yeniden Refah Partisi AK Parti içerisinden ayrılan bir hareket değil. Bu doğru fakat seçmeni, Erbakan’ın kurduğu partiye yönlendirebilecek olan sebep AK Parti’nin yaşadığı davaya adanmışlık hissiyatının kaybedilmesi sorunu olarak karşımıza çıkıyor.

AK Parti’nin bu alanda atacağı ‘öze dönüş’ adımları Erbakan’ın alacağı oy oranını doğrudan belirleyecek.

Gelelim Davutoğlu’nun kurması beklenen partiye…

Dikkat ederseniz Davutoğlu genel motto olarak ‘liyakat’ esaslı bir algı çalışması yürütüyor. Yani biraz önce saydığım AK Parti’nin üç sorunundan biri olan ‘liyakat sisteminin’ bozulması Davutoğlu’nun AK Parti’ye karşı kullanacağı en büyük kozu.

(Daha AK Parti'den ayrılmadan, Erdoğan'ın emaneten bıraktığı koltuğa oturur oturmaz 'Reis dönemi bitti, hoca dönemi başlıyor' diyenlerin samimiyetini ise siz kıymetli okuyucaların vicdanına bırakıyorum)

Bu partinin de alacağı oy oranını belirlemek yine AK Parti’nin elinde.

AK Parti’nin teşkilat kadrolarında atacağı radikal adımlarla, makamlara işinin ehli isimlerin getirilerek menfaat kaygısı gütmeyen bir teşkilat yapısı tekrardan tesis edilebilirse Davutoğlu’nun da pek bir şansı kalmayacak diyebiliriz.

Gelelim üçüncü ve son olarak Babacan’ın partisine…

Babacan’ın partisini doğrudan ilgilendiren sorunsa sizin de tahmin edeceğiniz üzere ekonomi…

Lakin bu konuda Babacan’a kötü haberim var.

Ekonomideki gidişat, seçmeni herhangi ekonomi odaklı bir harekete tenezzül etmeye gerek bırakmayacak gibi duruyor.

Yani ekonomi düzelme ve yükseliş trendini bu şekilde devam ettirirse birilerinin planladığı gibi ‘kurtarıcı’ rolünü oynayacak herhangi bir karaktere gerek kalmayacak.

Bilmem anlatabildim mi?…

Hem ayrıca ben Babacan’ın samimi olduğunu da düşünmüyorum. Fatih Altaylı’nın konuğu olduğu programda adeta izleyicilerle dalga geçti Babacan.

Abdullah Gül’ün aktif siyaseti bıraktığını söyleyerek kurulacak yeni partide herhangi bir görevi olmadığını söyledi.

Kendisine hatırlatmakta fayda var. Aktif siyaseti bıraktı dediği Gül, şunun şurasında bir yıl önce ‘yeterli mutabakat’ sağlansaydı Erdoğan’ın karşısına rakip olarak çıkacaktı…

Hangi aktif siyaseti bırakmaktan bahsediyorsunuz?

Gel gelelim ekonomi hakkında söyledikleri de hiç inandırıcı değildi.

Niçin mi?

Babacan’ın ekonomiyi yönettiği döneme baktığımızda ABD ile olan ilişkilerimizde herhangi bir sorun olmadığını, FETÖ gibi bir belanın lanetinin henüz anlaşılmadığından sebep tartışılmadığını, Suriye krizinin henüz patlak vermediğini ve Akdeniz’de doğal kaynak kapışmasına henüz başlanmadığını göreceksiniz.

Babacan ekonomiyi böyle bir atmosferde yönetti.

Peki ya Babacan, ABD’nin alenen koruduğu FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimine kalkışmasının ardından ekonomimize yapılan saldırıların nasıl engellenebileceğine dair bir şeyler söyleyebildi mi?

Suriye’de ülkemizi terör koridoruna hapsetmek isteyen ABD’nin kirli oyunun bozulmasının ardından Türkiye’ye alenen düzenlenen kur ataklarının yapıldığı bir dönemde elini taşın altına koyabildi mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu teklifi bizzat kendisine sunmuştu.

Sorun neyse gel beraber halledelim demişti.

Lakin Babacan, milli menfaatlerini korumak uğruna ABD ve batı bloğuyla ters düşmüş bir ekonominin sorumluluğunu alamadı.

Çünkü oyunu bu kurallara göre hiç oynanmamıştı…

Bu sebeplerden ötürü Babacan’ın da alacağı oy oranının yine AK Parti’ye bağlı olduğunu düşünüyorum. Ekonomideki gidişat Babacan’ın oy oranını doğrudan etkileyecek.

Ki ekonomimizdeki olumlu süreç böyle devam ederse Babacan ve Gül, bugün yayınlanan anketlerdeki rakamları mumla ararlar...

Rakam veremem fakat anlaşılacağı üzere bu üç partinin de alacağı oy oranını yine AK Parti belirleyecek.

Özetle…

Eğer AK Parti, seçmenin şikayetçi olduğu meselelerde doğru teşhisleri koyarak doğru reçeteleri uygularsa seçmen yeni kurulacak partilere oy vermek için herhangi bir sebep bulamayacaktır…