GÜNDEM

Korkulduğu kadar varmış! Çekirge sürüleri Irak'ta

Türkiye'ye gelme ihtimali bulunan çiftçilerin hayatını kabusa çeviren çöl çekirge süresi Irak'ı işgal etti..

Günlerdir Türkiye'de konuşulan ve korkutan çöl çekirge sürüsü, Afrika'nın ardından Irak'ın güneyinde ekinlere saldırdı ve çiftçilere zor anlar yaşattı.

Birleşmiş Milletler (BM) Doğu Afrika ülkelerindeki çiftçilerin hayatını aylarca kabusa çeviren çöl çekirgesi sürülerinin yeniden etkisini artırabileceğini duyurmasının ardından çekirgeler sınır komşumuz Irak'a kadar geldi.

BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), yayımladığı durum raporunda, Afrika Boynuzu bölgesinde özellikle Kenya, Somali ve Etiyopya'da çekirgelerin üremesi konusunda durumun kritik olduğuna ve yeni çekirge sürülerinin oluşmaya başladığına dikkat çekti.

EKİNLERE SALDIRDILAR
Bölgedeki durumun 'alarm verici' seviyelerde olduğu belirtilen raporun ardından Irak'ı istila eden çekirge sürüleri ülkenin güneyini işgal etti. Tarım arazilerine saldıran çekirgeler ekinlerin zarar görmesine neden olurken, durumdan mağdur olan halk yönetimin çekirgelere karşı önlem almasını istedi.

TÜRKİYE SINIRINA GELMİŞLERDİ
Raporda, çekirgelerin etkisini göstereceği ülkeler arasında Kenya, Somali, Etiyopya, Sudan, Eritre, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, İran ve Pakistan gösterilmişti. FAO'nun Twitter hesabında paylaşılan bir haritada çekirgelerin sınır komşumuz Irak'a kadar geldiği görülmüştü.

HER GÜN 150 KİLOMETRE YOL KATEDEBİLİYOR
Bir kilometrekarede yer alan 40-80 milyon çekirge, sadece bir günde 35 bin kişiye yetecek gıdayı tüketebiliyor. Çekirge sürüleri, her gün 150 kilometre yol katedebiliyor.

ÇEKİRGE İSTİLASI KIYAMET ALAMETLERİ ARASINDA MI?

A’raf suresi 133. Ayet:  Biz de açık seçik mûcizeler olmak üzere onların üzerine tûfan, çekirge, haşarat, kurbağalar ve kan gönderdik. Yine de büyüklük tasladılar ve günahkâr bir kavim olmakta direndiler.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın içeriğinde çekirge geçen ayet ile ilgili yaptığı tefsir ise şöyle; Daha önce (130. âyette), kuraklık sıkıntısından söz edilmişti. Anlaşıldığına göre bu bir ilk uyarıydı. Ne var ki Firavun ve çevresi, bundan ders alacakları yerde, inkâr ve inatlarını daha da pekiştirdiler; bu uğurda bütün sıkıntılara katlanmaya hazır olduklarını açıklayarak âdeta Allah’a karşı meydan okudular. Yüce Allah da onları 133. âyette özetle bildirilen felâketlere mâruz bıraktı.

Kur’ân-ı Kerîm’de Firavun ve Mısırlılar’ın inkârları, İsrâiloğulları’na karşı haksız tutumları ve onları serbest bırakmamaktaki ısrarları yüzünden başlarına türlü felâketler geldiği özetle anlatılmış; ibret alınması için bu kadarı yeterli görülmüştür. Tevrat’ta ise, Firavun’u İsrâiloğulları’nı serbest bırakmaya mecbur etmek için, daha çok Hârûn’un değneği vasıtasıyla gerçekleştirilen ve İsrâiloğulları’na isabet etmeyen çeşitli felâket mûcizelerinin gerçekleştirildiği bildirilmiştir. Mısırlılar’ın hayat damarları olan Nil sularının kana dönüştürülmesi, bütün ülkenin ve evlerin kurbağalarla dolup taşması, önce tatarcık, ardından at sineği (kımıl) istilası, hayvanların kırılması, insanların ve hayvanların vücutlarını çıban kaplaması, dolu felâketiyle dağdaki insanların ve önceki felâketlerden artakalan hayvanların kırılması, büyük bir çekirge sürüsünün yeri göğü kaplaması şeklinde sıralanan mûcizelerden hiçbiri Firavun’u yola getirmeye yetmemiş; o, her felâket vuku bulduğunda, Mûsâ’ya kendilerini bu felâketten kurtarması halinde İsrâiloğulları’nı serbest bırakacağına dair söz vermiş; fakat felâket geçince sözünden dönmüştür. Nihayet “Rab,... Mısır diyarında bütün ilk doğanları vurdu... Ve Mısır’da büyük feryat vardı; çünkü içinde ölü olmayan bir ev yoktu.” Artık bu son felâket üzerine Firavun, erkeklerinin sayısı 600.000’i bulan İsrâiloğulları’nın 400 yıldır kalmakta oldukları Mısır’dan çıkmalarına izin verdi.

Yorumlar
Günün Manşetleri