SAĞLIK

50 Milyondan fazla can aldı! İnsanlığın savaştığı 8 ölümcül virüs

Dünya yeni bir salgınla başa çıkmaya çalışırken geçmişe dönüp baktığımızda insanoğlu pek çok ölümcül virüsle karşılaştı. 1920 yıllarda 50 ile 100 milyon arasında insanın ölümüne yol açan İspanyol gribi insanlık tarihinin en büyük salgındı.

Tüm dünyanın savaş verdiği koronavirüs, geçmişte milyonlarca insanın ölümüne yol açan salgın hastalıklarını da gündeme getirdi. Yakın tarihte ise SARS, domuz ve kuş giribi gibi hastalıklarla boğuştuk. Dünya Sağlık Örgütü'nün koronavirüsü "küresel pandemi" olarak sınıflandırıldı. Ancak tarihte tedavileri bulunamayan pek çok hastalık da bir şekilde son buldu. İşte dünden bugüne; tarihte insanlığın savaştığı ölümcül virüsler…

EBOLA VİRÜSÜ


Tarihteki en ölümcül virüsler arasında yer alan ebolaydı. İlk olarak 1976 yılında Sudan ve Kongo'daki salgınlarda tespit edilen virüs, adını Kongo'daki bir nehirden aldı. Virüsün doğal kaynağının Afrika'daki meyve yarasaları olduğu düşünülüyor. Virüslerin varlığı bu yarasaların coğrafi dağılımıyla örtüşüyor. Ölüm oranı yüzde 50 olan bu virüs, Ebola virüsü hastalığı (EVD) veya Ebola kanamalı ateşi (EHF) olarak anılıyor. Virüsün enfekte kişilerin vücut salgılarıyla temas yoluyla yayıldığı düşünülüyor. Virüsün belirtileri arasında ise; ateş, boğaz ağrısı, kas ağrısı ve baş ağrısı bulunuyor. Ayrıca kişilerin diş etlerinde kanamalar da görülebiliyor. Ebolanın kuluçka süresi ise iki gün ila üç hafta arasında değişiyor. Bu ölümcül virüs nedeniyle Temmuz 2018'den bugüne kadar toplam 777 kişi öldü, virüsü taşıyan 380 kişi ise iyileşti.

HANTAVİRÜS

Kore Savaşı sırasında keşfedilen böbrek sendromlu (HFRS) hemorajik ateşe ve 1993'te ortaya çıkan hantavirüs pulmoner sendromuna (HPS) neden olduğu biliniyor. Hantaviruslar, doğada çok sayıda tipi bulunan ve bunlardan bir kısmı insanlarda hastalık yapabilen virüslerdir. Hantavirüs'ün doğadaki kaynağı fare ve benzeri küçük kemirgenlerdir. Hastalık insandan insana direkt olarak bulaşmaz. Ancak virüsü taşıyan canlıların dışkıları, sıvıları yoluyla bulaşabilir. Bu nedenle hastaların karantinaya alınması gibi önlemlere gerek yoktur. Ancak Hantavirus ile enfekte bir hastanın kan, idrar gibi çıkartılarının doğrudan mukozalara teması ile hastalık bulaşabilir. Hantavirüs belirtileri arasında; yorgunluk, ateş, büyük kas gruplarında ağrı bulunur. Ayrıca enfekte olan kişide; baş ağrısı, baş dönmesi, karın ağrısı, ishal, kusma, bulantı gibi belirtiler görülebilir.

LASSA VİRÜSÜ

Lassa, Batı Afrika'da Mastomys natalensis adı verilen bir fare türü tarafından taşınıyor. Akut viral bir hastalık olan Lassa ateşi, ilk olarak Nijerya'nın Lassa bölgesinde görüldü. Ebola virüsü ile aynı aileden olan bu virüs, hayvanlardan insanlara geçebiliyor. Lassa ateşi belirtileri arasında; hafif ateş, halsizlik ve baş ağrısı bulunuyor. İlerleyen semptomlarda ise enfekte kişinin diş etlerinde, gözlerde ve burunda kanama görülebiliyor, solunum güçlüğü yaşanabiliyor. Buna bağlı olarak da kişi şoka giriyor ve hayatını kaybediyor. Lassa virüsünün ölüm oranı yüzde 1 civarında. Ancak hastaneye yatırılan hastalarda bu oran yüzde 15-20'yi bulabiliyor.