SİYASET

Kemal Kılıçdaroğlu ile Süleyman Özışık'ın ortak noktası

AK Parti'yi yakınlığı ile bilinen Türkiye Gazetesi yazarı Süleyman Özışık, CHP lideri ile arasındaki ortak noktayı açıkladı. Bakın ikisinin arasındaki ortak nokta neymiş...

Bu ülkedeki herhangi bir insanın, ana muhalefet partisi CHP'nin başındaki isimle ortak bir noktasının olması gerekiyor değil mi? Yani ne bileyim, ortak bir eylemde bulunması, ortak bir noktada buluşması gerekiyor en azından...
Yıllardır siyaseti takip eden, yazan biriyim. Ve yıllardır Kemal Kılıçdaroğlu'yla şöyle adamakıllı bir ortak noktam olup olmadığını düşünür dururum. 
Yok abi, vallahi yok, bulamıyorum!
Mesela;
Ben PKK'nın siyasi ayağı olan HDP'nin karşısındayım, o ise tam yanında. Ben, "Barış gelsin de nasıl gelirse gelsin" diye düşünüp Çözüm Süreci'ne destek verirken o Çözüm Süreci'nin bitmesi için elinden geleni yapıyordu.
Ben HDP'ye siyasi destek verilmemesi gerektiğini söylerken o "HDP'ye barajı atlatmamız lazım" kampanyası düzenliyordu...
Mesela;
Ben, "Ağaçlara sahip çıkıyoruz" bahanesiyle çevreci eylemcilerin arasına katılıp ayaklanma tertiplemeye çalışan Gezici iblislerin karşısında dururken, o yanlarında yer alıp destek veriyordu.
Mesela;
Ben, Savcı Selim Kiraz'ı makamında katleden DHKP-C'li teröristlere lanet okurken o, alınlarına lanetli busecikler kondurup, "Tertemiz çocuklardır" diyordu.
Mesela;
Ben dinî bir cemaat olduğuna inandığım Gülen'i desteklerken o eleştiriyordu. Ben Gülen'in bir terörist olduğuna inanıp karşısına geçince, o Gülen'in hain olduğunu öğrenir öğrenmez yanına, yardımına koştu.
Mesela;
Ben 17/25 Aralık yargı darbesinin karşısında dururken, o bu darbenin içinde olan FETÖ'cüleri savunuyor, onların hazırladığı sahte kayıtları yasak olmasına rağmen Meclis kürsüsünden okutuyordu. 
Mesela;
Ben Samanyolu'nun bir ihanet kanalı olduğunu söylerken o, Samanyolu'na çıkıp ülkenin Başbakanı Erdoğan hakkında "Kaçacak ama biz getirip yargılayacağız" diyerek Gülen'e teselli veriyordu. 
Mesela;
Ben, 15 Temmuz'a karşı direnirken o ayağında terlikle evde darbeyi naklen izliyordu. Benim darbe dediğime o "Tiyatro" diyordu, "Kontrollü darbe" diyordu.
Mesela;
Ben, bazı FETÖ’cü isimlerin hâlâ ortalıkta dolaştığını söylerken o, "İçeride yüz binlerce masum KHK'lı var" diyerek FETÖ'cü darbecilere aleni destek veriyordu.
Ben, darbeye direnenlere kahraman derken o, "Bunlar köprüde masum askerlerin kafasını kesti" diyerek direnişçilere barbar muamelesi yaptı.
Mesela;
Ben, Enis Berberoğlu'nun devletin mahrem sırlarını Can Dündar isimli hain üzerinden dünyaya servis ettiğini yazarken o, Enis Berberoğlu için maraton yürüyüşüne çıkıp Ankara'dan İstanbul'a yürüyordu.
Mesela;

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN...

Yorumlar
Günün Manşetleri