SİYASET

Türkiye'den Azerbaycan'a açık çek destek!

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Azerbaycan-Ermenistan savaşı ve gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Çelik'in açıklamalarından satır başları:

Ermenistan'ın Azerbaycan'a haksız, hukuksuz, barbarca saldırısı sonucu Azerbaycan'da da şehitlerimiz var. Kardeş Azerbaycan'ın yanlarında olduğumuzu ifade ediyor, başsağlığı diliyoruz.

"ERMENİSTAN'IN SALDIRISINI ŞİDDETLE KINIYORUZ"

Ermenistan'ın Azerbaycan'a saldırısını şiddetli bir şekilde kınıyoruz. Azerbaycan ve Türkiye aynı kadere, geleceğe ve aynı değerlere sahip iki ülke. Ermenistan ateşkesi ihlal etti, barbarca bir saldırıyla soykırımvari saldırıda bulundu. Türkiye olarak sesimizi yükselttik. Cumhurbaşkanımızın mesajı nettir, Türkiye sonuna kadar Azerbaycan'ın yanındadır. Azerbaycanlı kardeşlerimiz nasıl istiyorsa, ne şekilde istiyorsa, ne kadar istiyorsa Türkiye Azerbaycan'ın yanında olmaya devam edecektir.

Uluslararası toplum Ermenistan'ı kınamalıdır. Ermenistan'ın yaptığı uluslararası hukukun ihlalidir. Bir yerde saldıran, bir yerde saldırılan varsa tarafları itidal çağrısı saldırıyı teşvik etmektir. Azerbaycan'a meşru müdafaa hakkını kullanma demek Ermenistan saldırısına destek vermektir. Biz bu saldırganlık karşısında Azerbaycan'ın meşru müdafaa hakkını sonuna kadar savunuruz. Karabağ bölgesi Azerbaycan toprağıdır, Ermenistan orada işgalcidir. Ermenistan'ın orayı terk etmesi için yatırımlarda bulunulmalıdır. Türkiye Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü konusunda Azeri kardeşlerimizin yanında olmaya devam edecektir. Ermenistan'ın Azerbaycan'a bu mütecaviz yaklaşımları asla kabul edilemez. Ermenistan işgal ettiği toprakları terk ettiği anda sorun çözülür. Ermenistan'ın saldırganlığına bir şey demeyip, Azerbaycan meşru müdafaa hakkını kullandıktan sonra taraflara itidal tavsiye etmek saldırıyı teşvik etmektir.

AZERBAYCAN MEŞRU HAKKINI KULLANDI

Azerbaycan'a meşru müdafaa hakkını kullanma demek Ermenistan saldırısına destek vermektir. Biz bu saldırganlık karşısında Azerbaycan'ın meşru müdafaa hakkını sonuna kadar savunuruz. Karabağ bölgesi Azerbaycan toprağıdır, Ermenistan orada işgalcidir. Ermenistan'ın orayı terk etmesi için yatırımlarda bulunulmalıdır. Türkiye Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü konusunda Azeri kardeşlerimizin yanında olmaya devam edecektir. Ermenistan'ın Azerbaycan'a bu mütecaviz yaklaşımları asla kabul edilemez. Ermenistan işgal ettiği toprakları terk ettiği anda sorun çözülür. Ermenistan'ın saldırganlığına bir şey demeyip, Azerbaycan meşru müdafaa hakkını kullandıktan sonra taraflara itidal tavsiye etmek saldırıyı teşvik etmektir.

Mins üçlüsü çözüm yerin çözümsüzlüğü sürdürmektedir. Çözdüğü tek kalem mesele yoktur. Sadece Ermenistan'ın işgalci statükosuna destek veren politikayı sürdürmektedir. Herkesi Ermenistan'ın saldırganlığına karşı Azerbaycan'ın yanında olmaya davet ediyoruz. CHP'de dış politikadan sorumlu Ünal Çeviköz, bir programda Türkiye oraya silah gönderdiğini, cihatçı gruplar gönderdiğine dair beyanlar vardı. Şimdi biz bunu eleştirdiğimizde 'linç kampanyası yapılıyor' deniyor. Biz bu konuda Rusya'da çıkan haberleri aktardık, deniyor. Ermenistan yalan propagandasına dayalı yalan haberleri kınamadan aktarmasının ne manası vardır? Bu haber yayınlandıktan sonra 20 saatten fazla bekledik, böylesine büyük bir gafı düzeltecekler mi diye?

CHP'Lİ ÇEVİKÖZ'E SERT TEPKİ

Türkiye'ye karşı hasmane tutum içerisinde olanların CHP'liler tarafından dile getirilmesine karşı acaba CHP yönetimi uyaracak mı diye bekledik. Bu cevap gelmeyince eleştirimizi söyledik. Bir müddet sonra TBMM'de HDP hariç diğer partiler Azerbaycan'ın yanında olan bildiriye imza attı. Bazı CHP arkadaşlar bunu gördünüz mü dediler. Ben de dedim ki siz Çeviköz'ün açıklamalarınızı gördünüz mü?

TBMM'deki bildiriye atılan imza son derece kıymetlidir. Şimdi deniliyor ki Azerbaycan'a cihatçılar gönderildi. Türkiye'deki siyasi partinin her dış politika olayında asla yapılmaması gereken alfabe düzeyinde hatalar yapması Türk siyaseti bakımından üzüntü verici bir durumdur. Bu CHP tabanındaki vatandaşlarımıza da haksızlıktır. CHP tabanındaki vatandaşlarımız sosyal medyada çok güçlü bir şekilde Azerbaycan'a sahip çıkmaktadırlar.

Aynı kara propaganda Türkiye'nin hasmı olan, Ermenistan tarafından yapılmaya devam ediyor. Mesele nettir, Türkiye Azerbaycan'ın yanındadır, onlar ne şekilde istiyorsa bu destek sürecektir. AK Parti grubunda Türk ve Azerbaycan bayrakları onlara mesajdır.

6-7 EKİM OLAYLARI

Cumhuryet Başsavcılığı soruşturma yürütüyor. 7-8 Ekim'de Türkiye'de ne oldu? 6 Ekim'den itibaren bazı siyasilerin çağrısı üzerine ki bunların hepsi HDP'de bulunuyorlar. Türkiye genelinde olaylar başladı. Açık isyan çağrısıyla 37 vatandaşımız hayatını kaybetti. O zaman herşey arşivde duruyor. Hangi siyasilerin bu vahşi eylemler olurken nasıl bir teşvik dili kullandığı kayıtlarda duruyor. Tek tek kişileri tartışmıyoruz. 761 vatandaşımız yaralandı. 'Kobani düştü, düşecek' deniyordu. Türkiye Kobani'ye destek vermeseydi bir günde 100 bin Kürt kardeşimizi yurda almasaydı orada çok büyük katliam gerçekleşecekti. Kobani'ye yardım etmeye giden Kürtleri PKK engelleniyordu. Niye? Kürtler ölsün yeter ki PKK'nın propagandası yapılsın. Sonuçta ne oldu? Obama başkandı, cumhurbaşkanımızı aradı 'Şu kadar gün içinde Kobani düşecek' diye. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla Kobani'ye yardım kanalı açıldı ve 100 bin kişi alındı. Bunun güvenlik, insani boyutu var. Tamamen insani sebeplerle Türkiye oradaki kardeşlerimizin canını kurtardı.

Buradakiler ise isyan çağrısı yaparak 37 vatanaşımızın hayatını kaybetmesine yol açtı. 35 ilde olaylar meydana geldi. Alıkoyma, hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal, devlet konutlarının zarara uğratılması gibi birçok olayla karşılaşıldı. Şimdi devlet bunu soruşturmasın mı? Bu soruşturma yargının bileceği iş. Biz tek tek kişileri bilemeyiz. Türkiye'de Kobani olayları birilerinin açık ifadeleriyle, o ifadeler de ortadadır, 'PKK terör örgütü değildir, PKK'ya sırtımızı dayıyoruz' dediler. Bu dünyanın her yerinde suçtur. Hangi dosyanın içinde ne var buna karar verecek olan yargıdır. Yargısal süreç, soruşturma süreci hukuka uygun bir şekilde sürüyor. Bu tip soruşturmalar yapıldığı zaman 'Türkiye'de siyasal katılım yolları kapatılıyor'. Peki dünyanın neresinde 'PKK terör örgütü değildir' demek suç değildir. Demokrasi, hukuk devleti diyor, ondan sonra tutuyor teröre destek veriyor. PKK terör örgütü değildir cümlesini birisi kullandığı andan itibaren demokratik ve hukuk alanının dışına çıkmıştır.

AİHM'in de onayladığı İspanya'daki Batasuna kararı terör örgütünü kınamamayı, terörist cenazesine katılmayı suç sayar. Terör dünyanın en aşağılık, en alçakça insanlık suçudur. Şimdi birileri 'PKK terör örgütü değildir' dedikten sonra biz onu demokratik bir zihniyetin içinde kaldığını düşünebilir miyiz? Kobani'deki Kürt kardeşlerimizin yardımına gitmesini engellemeye kalktı PKK: Bir kişi demokratik kurum ve kurallar içinde hareket ediyorum diyorsa siyasal katılma yolu demokrasiden, hukuktan yana olmaktır. Bunun da açık maddesi teröre karşı olmaktır. Siyasal katılma yolunun mantığı demokrasiyi güçlendirmek, hukuk devletini güçlendirmek içindir. Hikayeyi bir taraftan okumak her zaman yanlış netice doğurur. Bu kadar sene sonra hangi delilleri bularak yargı adımını atacaktır. Biz kimin suçlu, kimin suçsuz olduğuna karar verecek değiliz. Kobani olayları Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün vatandaşlarına düşmanlık eden bir mekanizmanın, zihniyetin çağrılarıdır. Tabii ki bunun karşılığı olacak ama buna yargı karar verecektir.

Yorumlar
Günün Manşetleri