YAZARLAR

Sosyal medya Fenomeni Trump

ABD Başkanı Donald Trump sosyal medyayı kullanmayı gerçekten iyi biliyor.Aşikar olmayan ekibinin sağlam olduğundan şüphe yok hani. Fakat gelin görün ki eşi dâhil kimseye güvenmeyişi, dahası şüpheci tavrı.

İ.Emre Gümüş
İ.Emre Gümüşemre@nethaber.com

ABD Başkanı Donald Trump sosyal medyayı kullanmayı gerçekten iyi biliyor.

Aşikar olmayan ekibinin sağlam olduğundan şüphe yok hani.

Fakat gelin görün ki eşi dâhil kimseye güvenmeyişi, dahası şüpheci tavrı.

Aslına bakarsanız Amerikalıların hepsi öyle bir yerde. Sürekli soykırım yaptıkları için her an birisinin kendilerini öldürebileceği korkusu ile yaşıyorlar…

New York Times gazetesi bu konu üzerinde kaliteli ve detaylı bir analiz yapmış

Trump başkanlığa geldikten sonra 33 ay boyunca 11.000’den fazla twit atmış işin ilginç tarafı attığı bu twitlerin neredeyse tamamı öfke, kişisel saldırı ve kendini övünme barındırıyor.

Hasta bir adam. Adam kelimesini usulen koydum. Adamlığı sürsen bulaşmaz tabi ki de.

145 tane doğrulanmamış hesabı kendi sayfasında paylaşmış

570 kez göçmenliğe karşıt twitler paylaşmış

Neredeyse her 50 twit’den birinde ’fake news’ yalan haber ifadesini kullanmış

ABD medyasını 36 kez ‘halk düşmanı’ olarak nitelendirmiş

Madem konu sosyal medyadan açıldı

Siyasetin sosyal medyadaki kritikliğini tartışalım birazcık

Çağımız internet çağı

İnternet ile alakası olmayana daha doğrusu interneti nasıl kullanacağını bilmeyenlere cahil gözüyle bakıyoruz.

Hal böyle olunca siyasi partiler internetteki yerlerini alıp hedef kitlesi olan seçmenleri bu alanda etkilemek istiyorlar…

Bunu yapmanın en iyi yolu internetin tenzihen mekruh nimeti sosyal medya

2008 yılındaki Obama’nın seçim kampanyası mesela…

Bu kampanyanın üstüne çıkabilen henüz görülmedi.

Obama seçim zamanı genç seçmenlerini interaktif bir şekilde seçim muhabbetine sokmuştu.

Obama e-mailler atıyor, mobil kampanyalar sunuyor yeri geldiğinde sms ile ulaşıyordu.

Aynı zamanda Türkiye’de yeni yeni kullanılmaya başlanan Facebook, Twitter gibi sosyal mecralarda etkileşimi devam ettiriyordu.

Obama’nın yaptığı bu seçim stratejisi olağanüstüydü. İşin açıkçası masum bir hareketti.

İşin çakallık kısmını Trump ile öğrendik.

Bildiğiniz gibi 2016 ABD Başkanlık seçimini Trump kazanmıştı.

ABD Başkanı Trump seçim kampanyasını yürütmek amacıyla Cambridge Analytica ile anlaşmıştı.

Cambridge Analytica siyasi araştırmalar yapan geçmişi karanlık bir şirket

Bu şirket Facebook üzerinden kullanıcıların verilerini toplayıp seçmenlerin nereye oy vereceklerini tahmin edebilen bir algoritma geliştirdiler.

İnsanların nerede ne yaptıklarından hangi parfüm kokusunu beğendiklerinden aklınıza gelebilecek her şeyi biliyorlardı.

Mesela sadece kafaları karışık olan insanlara doğru mesajı verebilmekti.

Bunu da yaptıkları binlerce asılsız haberle sağladılar. Sonuç itibariyle seçmenleri nasıl kandıracaklarını çok iyi biliyorlardı.

Siyasetçilerin sosyal medyaya ne kadar önem verdiklerini yaptıkları harcamalardan görebiliriz.

Center for Responsive Policy’nin verilerine göre ABD Başkanlık yarışında Clinton ve Trump’ın harcadıkları para yaklaşık 2.5 milyar dolar gibi astronomik bir rakam…

Siyasetçiler bizler gibi vasat sosyal medya kullanıcıları değiller ve büyük kitlelere hitap ediyorlar. Yaptıkları işi profesyonel bir şekilde yapmaları gerekiyor. Bunun içinde yüksek meblağlar ödeyerek sosyal medya ajansları ile anlaşıyorlar. Çünkü yaptıkları en küçük hata büyük kayıplara neden olabiliyor.

Bu konularda kendimi donanımlı hissettiğim için bildiklerimi yeri geldikçe yazacağım, şimdilik sosyal medya konusuna noktayı koyalım.

ANLAMLANDIRAMADIĞIM OLAYLAR

İlk olarak Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, ülkemizin kredi notunu "BB-", görünümünü ise "negatif"ten "durağan"a revize etti.

Neden?

Hem de 7 yıl sonra

Gerçekten anlamadım. Kendileri açıklama yapmış ama yapmak için yapmışlar.

İkincisi NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg dün bir gazeteyle röportaj yaptı.

"DEAŞ'ın yıkılmasında Türkiye kararlı şekilde katkıda bulundu"

''Burada Türkiye'nin önemli bir müttefik olduğunu kabul etmek gerekir. DEAŞ'a karşı mücadelede ve sözde hilafetin fiziksel olarak yıkılmasında Türkiye kararlı bir şekilde katkıda bulundu. Hiçbir müttefik Türkiye kadar Suriyeli sığınmacı almadı. Türkiye 3,6 milyon Suriyeliyi aldı ve hiçbir NATO ülkesi Türkiye kadar terör saldırısı yaşamadı'' dedi.

Niye dedi.

Ne isteyecekler acaba ben onu düşünüyorum.

 

 

 

 

Yorumlar