Uzak olsun, genç kız vücudundaki biyolojik faktörlerdeki
değişiklikten şüphelenip annesinin yanına gitmiş. Sıkıntısını
anlattıktan sonra tecrübeli anne korkuyla kızına gebelik testi
yaptırmış.
Korona testi sonucu bekler gibi geçen gergin dakikalardan sonra
sonuç vahim çıkmış. Anne sinirden ne yapacağını şaşırmış. Durumu
babaya anlatmış. Hafiften çağdaş(!) olan anne baba kıza bağırıp
çağırmaya başlamışlar. Bunu yapan alçak kim diye kızlarını
azarlıyorlarmış.
Kız birisine telefon açmış. Azarlamalar devam ediyormuş ki… Evin
önünde son model kırmızı bir Ferrari durmuş.
Arabanın içinden orta yaşta, yakışıklı mı yakışıklı bir adam
inmiş. (Belli ki fail!)
Pahalı bir takım elbise, bilmem kaç bin dolarlık saat… Adam
içeri girmiş ve konuşmaya başlamış:
-Kızınız durumu anlattı. Kişisel durumum nedeniyle kızınızla
evlenemem. Ancak bütün sorumluluğu üzerime alıyorum. Eğer bir
kız çocuğu dünyaya gelirse kızınıza bir ev, bir yazlık villa
veririm ve kendisine bir milyon dolarlık bir hesap açarım. Erkek
çocuk dünyaya gelirse bu sefer de kızınıza birkaç fabrika veririm
ve yine kızınızın adına bir milyon dolarlık bir hesap
açarım. Yok eğer düşük yaparsa…
Tam da bu noktada kızın babası elini adamın omuzuna koymuş ve
şöyle demiş:
-Dert etme oğlum, tekrar denersiniz!
*****
Geniş zamanlarda ahlak, namus ve dürüstlük üzerine atılan
nutukların hükmü nefsin bu kavramlarla sınanması üzerine ortaya
çıkar.
Misal, kendi halinde helal kazancının peşinde koşan bir çobanın
“ben hayatımda hiç ihaleye fesat karıştırmadım”
demesinin kıymet derecesi ancak ve ancak nefsinin bu fiille
sınanması halinde ortaya çıkar.
İhaleye hiç fesat karıştırmadın ama süte su kattın mı veya
hayvanlarını başkalarının tarlasında otlattın mı? İşleyebileceğin
suçlar ve günahlar karşısında iradene sahip olup olmadığın ortaya
çıkar.
Vatan, millet, Sakarya edebiyatı yapmak da böyledir…
Cumhuriyetin katı modernleşme serüveninde toplumu oluşturan
çoğunluğun bir yerine onlarca yıl batan “Altı
Ok’un” milliyetçiliğini çoğu zaman faşizme varacak bir
dozda uygulayanların bugün geldiğimiz noktada sırf iktidarı
devirmek için terörle arasına mesafe koyamayanlarla aynı safta yer
alması hazin bir irtifa kaybı olsa gerek!
HDP ve CHP’nin nikâhsız ilişkisinin dolaylı suç ortağı İP, yerel
seçimlerde kazandıkları birkaç büyük şehir belediyesini hangi
değerleri çiğneyerek kazandıklarını hiç düşünmediler.
Geniş zamanlarda vatan, millet, Sakarya edebiyatı yapmayı kimseye
bırakmayıp sırf Ak Parti’yi iktidardan etmek için terörün
uzantılarıyla aynı yatağa girmeyi mesele yapmamak vatanın namusu
uğruna elde edilen siyasi kazanımlara değiyor mu?
*****
Söz olunca;
Cumhuriyetin kurucu değerleri,
Milliyetçilik,
Atatürk ilke ve inkılapları,
Şehitler,
Ülkenin bölünmez bütünlüğü,…
Ama yatağa girince HDP’nin kırmızı Ferrari’si var!
PKK ve avenesi HDP, ülkenin bölünmez bütünlüğünün ırzına mı
geçmiş? Ne önemi var canım!
Bakın! Nur topu gibi belediyeleriniz oldu!