Dışarıda cepheler içeride CHP'liler

Konumuz hepsini toplasan Küçük Prens okumayı kendine zül gören Atakan kadar etmeyen Prens Muhalefet Efendinin buluşma yeri CHP zihniyetidir.

İ.Emre Gümüş emre@nethaber.com

"Aziz şehitlerimizin ruhu şad olsun"

***

Geçtiğimiz günlerde gündeme oturan Atakan ile ilgili oldukça farklı ve fazla sayıda düşünce ve eleştirel fikirler ortaya atıldı.

Konumuz Atakan değil elbette. Konumuz hepsini toplasan Küçük Prens okumayı kendine zül gören Atakan kadar etmeyen Prens Muhalefet Efendinin buluşma yeri CHP zihniyetidir.

Diğer bir ifadeyle Erdoğan’a, Anadolu’nun sesi olanlara, yahut da Allah için taş üstüne taş koymak dileyen kim varsa istemezük diyen müptezel olma telaşındaki güruhtan bahsediyorum.

Neymiş savaşa hayır.

Yok efendim Suriye’de ne işimiz var.

Vay efendim mültecilerin ne işi var ülkemizde. Bla bla bla…

Sonra da çıkıp demezler mi bir asker için Menemen’i yakın diyen Mustafa Kemal neredesin?

Yahu Ne olsun istiyorsunuz bir anlatın hele de bizde bilelim.

Sizin bu ulus devlet anlayışınızın yeni dünya düzeni denilen milletlerin bir birine karışmaya başladığı, hatta ve hatta dünyanın bir avuç kadar küçülüp, gözle görülmeyen bir virüs tarafından kısa sürede esir alındığı şu günlerde bir yere toslayacağını öngörebilmeniz için Atakan kadara ekmek yemeniz icap etmekte.

Sultan Abdulhamid gitsin de ne olacaksa olsun zihniyetinin bu çağda hortlamışından farksız şu halinizi Mustafa Kemal çıkıp gelse yüzünüze tükürerek ödüllendirirdi deyivereyim.

Sizin yanı başınızda yanan ateşi görmeyen gözlerinizin Mustafa Kemal’in yıllar evvel söylediğini idrak etmenizi beklemek aptallık olur elbette.

Bana inanmıyorsanız 22 Mart 2012 tarihli Milliyet'teki köşesinde, yazı kaleme alan bir zamanlar Afganistan'ın resmi müşaviri olan Cemal Paşa'nın torunu Hasan Cemal’e de mi inanmazsınız?

Ben ne yazdığını paylaşacak değilim.

Demem o ki Mustafa Kemal o zamanlar Yeni kurulacak olan devletin korumasının neredeyse ta Afganistan’dan başlayacağını ifade ederek telkinde bulunmuştur Cemal Paşa’ya.

Geçmişte Kore’de ne işimiz var diyenlerin, Sonrasında Afganistan’da ne işimiz var demesiyle şimdilerde burnumuzun dibine kadar sokulmuş bir saatli bomba için aynı düşüncede ne işimiz var Suriye’de demesi kadar sizin için normal ama bizim için de bir o kadar saçma bir şey olamaz.

Yahu hadi coğrafyadan haberiniz yok tarihten haberiniz yok kendinizden de mi haberiniz yok sizin.

Kendinizden diyorum Suriye bizim sayemizde 400 küsur yıl adalete sofra sermiş bir toprağımızdı.

Bizim derken sizi de kastediyorum ama sizin başınızı çeken ağa babalarınız ecnebi meclislerde ülkesini şikayete yeltendiği için kendinizi bizden görmüyor oluşunuzu yadırgamamak lazım.

Hadi diyelim kendinizden haberiniz yok gündemden de mi haberiniz yok be adam. Kaba bir hesap yapsanız Suriye’nin neredeyse bizim hakkımız olduğunu basit bir el hesabı ile anlamış olursunuz.

Düşünsenize diyeceğim ama boşuna yormayın kendinizi ben sizin yerinize hesaplayıvereyim.

Mesela şu an Suriye nüfusunun yaklaşık 18 milyon civarında olduğu söyleniyor.

Bunun 4 milyonu zaten bizim ülkemize geçmiş vaziyette.

Sınırdaki bekleşen mülteci sayısının 2 milyonu geçtiği söyleniyor.

Azez’den Halep’e; Celebrus’tan Rasulayn’a kadar ki hatta fiilen idare ettiğimiz, yardım ettiğimiz, askeri ve sivil destek verdiğimiz sınırda yaşayan 3 milyon civarındaki Suriyeli’yi de düşünürsek zaten ülkenin yarısı bizim hamiliğimizde yaşam sürüyor.

Bunca gerçek yanında ABD, İsrail, İran ve Rusya başta olmak üzere güneyimizi terör bataklığına çevirip ülkemizi esir alma planlarını görmeyip ne işimiz var Suriye’de demek ahmaklığın hem de hödüklüğün daniskasıdır.

Hülasa kimsenin sizden vatan adına beklediği de istediği de bir şey yok.

Gölge etmeyin başka ihsan istemez.

Etmeyin ki onca asker cephede savaşırken bir de CHP zihniyeti ile uğraşmasın bu millet. Ha sizin sırça köklerinize halel gelecek, rahatınız bozulacak diye korkuyorsanız. Korkmanıza gerek yok. Biz Suriye’ye an itibari ile girmezsek Suriye’dekiler bir gece ansızın yarım kalan hesabı görmek üzere gelmek isteyeceklerdir.

O zaman Allah korusun neyle karşılaşacağınızı varın Ankara’ya, Mustafa Kemal’e varın Maraş’a Sütcü İmam’a, varın Antep’e Şahin Bey’e sorun diyeceğim ama bunun için çok ama çok geçmiş olacak.

Hem sizin ne işiniz var bu tırsık halinizle, her fırsatta cepheden cepheye koşup düşman kovalayan Mustafa Kemal’in ardında…