Deniz Zeyrek fıkra gibi

Deniz Zeyrek kusuruma bakmasın ama Kılıçdaroğlu’nun koltuğunu kaybetme korkusuyla bir türlü cesaret edemediğinden dolayı takındığı Cumhurbaşkanlığına aday olmama tutumunu gerçekten komik görülme pahasına itibarlaştırmaya çalışmış.

Kazım Köse kazimkose@nethaber.com


Allah hiçbir yazarı inanmadığı şeyleri kaleme almak zorunda bırakmasın. Çünkü, sonuçta oldukça komik bir duruma düşüyorlar. Malum yazarların böyle yazılarına alışmıştım. O nedenle okur, güler ve biraz da hallerine acır geçerdim ama bu sefer öyle yapmayacağım.

Deniz Zeyrek mahallesinin en beğendiğim kalemlerindendir. Bulunduğu yerin çizgisi dışında kendisine özgü bir yolu, bir duruşu vardır. Daha doğrusu vardı diyelim. Evet bu sefer Deniz'in kalemi, denizini bitirmiş gemi gibi karaya oturdu.

Yer: Sözcü Gazetesi

Tarih:5 Eylül 2020

Başlık: Kılıçdaroğlu’nun hedefi Başbakanlık mı?

Durun size sayın Zeyrek'inde müsadeleriyle söz konusu yazının ilgili bölümünü kısaca aktarayım. “İktidar temsilcileri, Kılıçdaroğlu'nun tercihini dillerine dolayıp, sıkça "CHP Genel Başkanı kendine güvenmiyor mu? Neden Cumhurbaşkanı adayı olup Tayyip Erdoğan'ın karşısına çıkmıyor?'' sorusunu yöneltiyor. Malumunuz, Kılıçdaroğlu'da benzer sorulara hep muğlak yanıtlar veriyor. Geçen hafta CHP'li kaynaktan bu soruya ilginç bir yanıt aldım: Cumhurbaşkanlığı sistemini reddeden bir insan, bu sisteme göre Cumhurbaşkanı olmak ister mi? Bu açıklama bana mantıklı geldi. Peşi sıra, peki 10 yıldır CHP'nin Genel Başkanlık koltuğunda oturan Kılıçdaroğlu, bundan sonra ülkeyi yönetmeyi hiç aklından geçirmiyor mu? Sorusunu yönelttim. Cevap, "Evet geçiriyor" olunca, haliyle nasıl karşılığını verdim. Muhalefet seçimleri kazanır ve Anayasa'yı değiştirecek güce sahip olursa, Cumhurbaşkanı kim olursa olsun, ilk yapacakları iş, Anayasa'yı değiştirmek olacak. Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçildiğinde de parlamentodaki çoğunluk sayesinde, bir çeşit koalisyon hükümeti kurulacak. Kılıçdaroğlu o hükümetin başbakanı olacak, Cevabını aldım. Başta şaşırdım ama düşününce bana mantıklı geldi. Siz ne dersiniz?”

Eminim Deniz Zeyrek'in söz ettiği, kerameti kendinden menkul CHP’li böyle bir bilgi vermiştir. Muhtemelen o kaynak da Zeyrek gibi söylediklerine zerre kadar inanmıyordur. Burada önemli olan şu, Deniz Zeyrek'in iki tane seçeneği vardı.

Birincisi "Ağzı olan konuşuyor" deyip duymamazlıktan gelebilirdi.

İkincisi "Denize düşen yılana sarılır" atasözü misali böylesine fantastik bir duyuma sarılabilirdi.

Deniz Zeyrek komik olma pahasına ikinci seçeneğini kullandı. Kusuruma bakmasın ama Kılıçdaroğlu’nun koltuğunu kaybetme korkusuyla bir türlü cesaret edemediğinden, Cumhurbaşkanlığına aday olmama tutumunu gerçekten komik görülme pahasına itibarlaştırmaya çalışmış.

Biraz daha açarsam bana hak vereceksiniz. Bir düşünün, Deniz Zeyrek'in meçhul CHP'liye dayandırdığı iddiasına göre, ilk Cumhurbaşkanlığı seçiminde, büyük bir ihtimalle 2023’te, Millet İttifakı ipi göğüsleyecek.

Tamam, seçmenin eli tutulmaz deyip kabul edelim. Bundan sonraki yolun nasıl olması gerekir biliyor musunuz?

Tane tane anlatayım. Millet ittifakının TBMM'de Anayasa'yı değiştirecek kadar çoğunluğa ulaşması lazım. Ayrıca seçilmiş Cumhurbaşkanı ve Milletvekillerinin böyle bir konuda yani Parlementer Sisteme geçmek, hususunda anlaşmaları gerekiyor. Bunun da olduğunu varsayalım.

Milletvekilleri ya da Cumhurbaşkanı erken seçime gidecek, aksi halde ilk seçim 2028’de. Sizce Cumhurbaşkanı ve milletvekilleri erken seçime giderler mi? Hakaret kabul edebileceğinizden bu soruyu geri çekiyorum.

Yani özetle Deniz Zeyrek'in CHP'li kaynağına dayandırdığı iddası şöyle, Sayın Kılıçdaroğlu ilkesel gerekçeleri nedeniyle Cumhurbaşkanlığına aday olmadı, yine de olmayacak ama en erken 2028’de yapılabilecek o da eğer Parlamenter Sisteme geçilebilirse, seçimlerde Başbakanlık için seve seve aday olacak.

Size anımsattı mı bilmiyorum fakat bana Nasreddin Hoca'nın bir fıkrasını hatırlattı. Oldu olacak onu da anlatayım.

Komşusu Nasreddin Hoca'dan alacağını istemiş. Hoca gayet kendine emin bir tavırla, "Paran hazır komşum" deyip anlatmaya devam etmiş. Bak şimdi, şuradan bir yol geçiyor. Oraya dikenli teller gereceğim. Bilirsin koyunlarda otlamaya o yoldan gidiyor. Doğal olarak yünleri dikenli tellere takılacak. Onları toplayıp ip yapacağım. İpleri pazarda satarak para kazanacağım. Komşum paranı cebinde bil. Komşusu pis pis sırıtınca, Nasreddin Hoca eklemiş. Köftehorrr...Gülersin tabi gördün peşin parayı.

Sonunda siz ne dersiniz, diye soruyorsunuz ya. Okurlarınızı bilmem ama ben, Deniz Zeyrek "Sen beni güldürdün, Allah'da seni güldürsün" derim.