Devlet, "Devlet idam desin" diyor

İdam cezasının caydırıcı etkisi beklenildiği kadar fazla olmayabilir fakat mağdur yakınlarının, evladını öldüren caninin bu suçtan dolayı idam edildiğini bilmesi çok önemli. Tamam evlatları geri gelmeyecek, hiçbir zaman acıları dinmeyecek ama adaletin yerini bulması bir miktar da olsa gönüllerine su serpecek.

Kazım Köse kazimkose@nethaber.com


Bu ülkede çok insan konuşur ama hiçbir şey olmaz. Elbette ki Devlet Bahçeli hariç. Eğer Bahçeli konuşuyorsa orada durup düşünmek lazım.

Daha önce bir çok kez ülkemizde dönüm noktası olan gelişmelerin fitilini ateşleyen Devlet Bahçeli, bu sefer de idam konusunda konuştu.

“Türk Ceza Kanunu'nun 103'üncü maddesinde düzenlenen "Çocukların Cinsel İstismarı" başta olmak üzere, yine aynı kanunun 6. bölümünde yer alan "Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar" ile 309. maddede düzenlenen "Cebir ve Şiddet Kullanarak Anayasa'nın Öngördüğü Düzeni Ortadan Kaldırmaya Çalışmak" suçları hakkında idam cezası getirilmesi ön yargısız şekilde değerlendirilmelidir.” diyen Sayın Bahçeli, bakalım gelecek günlerde ülkemizde yaklaşık on yıldır konuşulan idam cezasının yeniden getirilmesinin öncüsü olabilecek mi?

Çok istememe rağmen bugüne kadar Devlet Bahçeli’den yazamamıştım.

Bu vesileyle kısa da olsa kendileri hakkındaki düşüncelerimi belirtmek isterim. Devlet Bahçeli hem bu ülke için, hem de ülkücüler için şanstır. Ülkücüler için şanstır, genel başkanlığa seçilmesinin ardından öyle yerinde çalışmalar yapmıştır ki, ülkücülüğü birkaç tık yukarıya çıkartmıştır.

Ülke için şanstır, Türkiye’nin belki de 100 yıldır ilk kez geçtiği sıkıntılı bir dönemde, hükümete verdiği destekle içteki ve dıştaki alacakaranlık kuşağı senaristlerinin, ülkemizle ilgili sahneye koymaya çalıştıkları senaryoların boşa çıkmasına katkı sağlamıştır.

Ya muhalefetin hükümete destek konusunda iddiaları ne olacak? Hemen cevaplayayım. Tamamını çöpe atabilirsiniz. Bakın çöp diyorum, geri dönüşüm kutusu değil.

Neden mi? Söyleyeyim.

Devlet Bahçeli’yi ne şantajla, ne tehditle, ne makamla, ne de parayla pulla yanınıza çekebilirsiniz de ondan.

Yıllardır çok sınırlı tutulmak şartıyla idam cezasını destekleyenlerdenim. Evet, çocuk istismarı ve tecavüz, canavarca hisle insan öldürmek gibi suçlarla sınırlı tutularak idam getirilmeli.

Tek beklentim, infazın idam cezasının kesinleşmesinin ardından hukukçuların ortak karar vereceği belli bir sürenin geçmesinden sonra yerine getirilmesi.

Buradaki çekincem, yapılacak bir hatanın geri dönüşünün olmamasından kaynaklanıyor. Öyle ya, yanlışlık sonucu 40 yıl hapis yatan birisine pardon diyebilirsiniz fakat hata sonucu idam cezası verilmiş ve ceza infaz edilmiş masum bir insanı asla geri getiremezsiniz.

Sayın Bahçeli’nin idam cezası çıkışında kendisine katılmadığım noktalar da var. Siyasi suçlar kesinlikle idam cezası kapsamına sokulmamalı. Çünkü siyasi suçlar dendiğinde akla bir çok suç gelebileceği için ve alan çarpıtılmaya müsait olduğundan, işine gelenler tarafından kötüye kullanılabilir.

Sayın Bahçeli’nin idamla ilgili açıklamaları medyada yer almasının ardından itiraz sesleri yükselmeye başladı. Peki ne diyor bu sosyal medyanın modern meczupları?

Efendim devlet öldürmeyi değil yaşatmayı hedeflemeliymiş. Bir de AB'ciler var. Bizi AB’ye almazlarmışlar. Anne babasının gözü gibi baktığı, esen yelden koruduğu on yaşındaki çocuğa tecavüz edeceksin, yetmedi bir de öldüreceksin ondan sonra yaşama hakkın olacak. Yok kardeşim, bunlar yaşamasın.

AB'ciler siz hiç konuşmayın. 60 yıldır kapısında uşak edildiğimiz Avrupa Birliği bizi tam üyeliğe alacaktı ki, idam cezası geldi vazgeçtiler öyle mi?

İyi de idam cezası çözüm olacak mı?

Bana göre yeterince çözüm olmayacak. Neden derseniz şöyle bir düşünüp medyadaki olayları hatırlayın. Bir çok kadın cinayetinden sonra fail kendisinide öldürmüyor mu? Öldürüyor.

Yani adam kendi idam cezasını kendisi veriyor ve infazını da bizzat gerçekleştiriyor.

Bu yaratığı ölüm korkusu ne kadar ıslah edebilir?

Aynı şekilde aşağılık sapıklar, çocuk istismarından sonra yakalanıp hapse girdiklerinde çok büyük bir ihtimalle öldürüleceklerini ya da öldürülmekten beter edileceklerini bilmiyorlar mı? Biliyorlar ama yine de vakalar azalmıyor.

Şimdi diyeceksiniz ki, o halde neden idam cezası gelsin diyorsun?

Onu da söyleyeyim, evet idam cezasının caydırıcı etkisi beklenildiği kadar fazla olmayabilir fakat mağdur yakınlarının, evladını öldüren caninin bu suçtan dolayı idam edildiğini bilmesi çok önemli. Tamam evlatları geri gelmeyecek, hiçbir zaman acıları dinmeyecek ama adaletin yerini bulması bir miktar da olsa gönüllerine su serpecek.

Sonuçta, idam cezası getirilir mi getirilmez mi onu bilmiyorum ama bildiğim bir şey var.

Eğer ivedilikle sınırlandırılmış idam cezası getirilmezse, her çocuk istismarında, her kadın cinayetinde idamı bir kez daha, bir kez daha, sallandıracaksın bunların üçünü beşini meydanda, cümleleriyle konuşacağız.