Nethaber Mobil Uygulama
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Elbette ki uzmanı değilim.
Elbette ki bu konuda öncelikle Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve
resmi yetkililer olmak üzere, uzmanların dediklerine dikkat
edilmeli.
Ama ortada bir de rakamlar var.
Son üç günde koronavirüsten hayatını kaybeden canlarımızın sayısı
dokuz, yedi ve yedi.
Bu akşam açıklanacak rakam çok önemli.
On kişinin altında hayatını kaybetmiş vatandaşımızdan söz edilirse
o zaman korona salgınına biraz daha iyimser bakma imkanımız
olur.
Tekrarlıyorum sadece, biraz daha iyimser bakma imkanımız
olur.
Eğer tedbirli davranılmazsa eğer önerilen kurallara
uyulmazsa, hele hele işler düzeliyor düşüncesiyle gevşek
davranılırsa bilesiniz ki yandığımızın resmidir.
Toplumumuzu korona virüsünden etkilenme şekline göre basitçe dörde
ayırabiliriz. Çocuklar, gençler, yetişkinler ve yaş almış
büyüklerimiz.
Aslında çocuklarımız için kendi pencerelerinden işler biraz
yolunda. Hatta yarı bayram havasında olduklarını
söyleyebilirim.
Galiba virüsü en doğru algılayan kesimlerden biri de
onlar.
Şöyle düşünün, korona onlar için bilgisayarlarını bozan
virüsün insanları bozan versiyonu.
Okullarını sevseler de pek çoğu uzun tatilleri daha çok
seviyor.
Bilgisayar, tablet ve telefon başında geçirilen vakit.
Onu hiç sormayın, bayılıyorlar.
Şimdi hem uzun tatile sahipler, hemde klavye başında
geçirebilecekleri uzun zamana.
Bu noktada çocuklarımız için Milli Eğitim Bakanlığına ve anne
babalara seslenmek istiyorum.
Öğrenci olarak eğitim sisteminin içerisinde bulunduğum süre boyunca
ki halen öğrenciyim, gördüğüm en başarılı bakan Ziya
Selçuk'tur.
Ama şunu da söylemem lazım, uzaktan eğitimin ilk gününde
Adnan Menderes'le ilgili yaşanan olay tam anlamıyla sistemi sabote
etmektir.
Bu konuyla ilgili provokatörler acilen cezalandırılmalı.
Aksi halde proje zan altında bırakılır. Anne babalar, lütfen
hatırlayın öğrencilik yıllarınızda sizlerin bazıları ders
kitaplarının içerisinde Tommiks, Teksas gibi çizgi romanları koyup,
ebeveynlerinizi, "ben ders çalışıyorum" diyerek az kafaya
almadınız.
Aynı şeyi, teknolojiyi de kullanarak çocuklarını size
yapmasın.
Anneciğim, hani uzaktan eğitim var ya, ben de bilgisayarımla,
tabletimle ders çalışıyorum.
Yetişkinler, sanırım en büyük yük sizin omuzlarınızda.
Evi, işi gücü, geçim derdini mi düşün, çocuklarınızı, annenizi
babanızı mı? Haklısınız fakat panik yapmayın ve devletimize
güvenin.
En ufak tehlike anında çocuklarınızın ne yaptığına bakın.
Direk gözlerinizin içine bakıyorlar değil mi?
Siz ne kadar güçlü görünürseniz çocuklarınız da o kadar güçlü
olur.
Anladığım kadarıyla halkımızın iki kesimi çok sıkılıyor.
Birinci kesim, yaş almış büyüklerimiz. İkinci kesim ise,
gençlerimiz.
Değerli büyüklerimiz, cesaretinizden kimsenin şüphesi yok,
belki de biraz da evde sıkılıyorsunuz ama toplumu göz bebeklerinden
mahrum etmeyin çünkü sizler Türk toplumunun göz
bebeklerisiniz.
Benim gençlerimize şöyle bir önerim var. Korona virüsü nedeniyle
hayat sizin hızınıza göre yavaşlamış değil mi?
Evet yavaşlamış.
Bulunduğunuz mekanlarda, büyük ihtimalle evlerinizde sıkılıyorsunuz
değil mi?
Evet sıkılıyorsunuz.
Bir iş olsa da yapsak diyorsunuz değil mi?
Evet diyorsunuz.
O zaman size bir iş.
Her gün en yakınlarınızdan başlayarak, çok tanımazsanız dahi
telefonunu bildiğiniz 60- 65 yaş üzeri büyüklerimizi
arayın.
Onlarla uzun uzun sohbet edin.
Size birkaç tüyo, askerlik anılarından konuşun.
Okul yıllarını sorun.
Teyzeyle ya da amcayla nasıl tanıştıklarını anlatmalarını isteyin.
Göreceksiniz, sıkılmak bir yana karşılıklı keyif alacaksınız.
Gençler ben size yıllar önce lise zamanımdayken mahallemizdeki
yaşlı bir dayımızdan, Eyüp dayımızdan, dinlediğim askerlik anısını
aktarayım.
Eyüp dayının askerlik anısını anlatırken yüzünün aldığı
ifadeyi fotoğrafla ya da videoyla kaydetmediğim için çok
pişmanım.
Eyüp dayı 1930 lu yıllarda motosiklet sürücüsü olarak askerlik
yapmış. Komutan şoförüymüş.
Motosikletinin yolcu sepetinde yüzbaşısını
taşırmış.
O aralar askeri tatbikat varmış.
Sepette komutan tatbikat alanından kışlaya dönüyorlarmış.
Mesafe 20 km kadarmış.
Motosiklet yolun yarısında bir çukura girmiş ve sepet motosikletten
ayrılmış. Elbetteki komutan da sepetin içerisinde tarlanın
ortasında kalmış.
Eyüp dayı olayı ne zaman farketmiş dersiniz, taki kışlaya
gittiğinde.
Mesafe 10 km. dayımız geri döndüğünde, komutanını selenin
içerisinde son sigarasını içerken bulmuş.
Eyüp dayıya sorum, komutan sizi şoförlüğünden attı
mı?
Rahmetli dayımızın Karadeniz kokan o güzel cümlesiyle
cevap,
Uşağum, 1 dakika tutmazdı da, başka motosiklet şiferi
yoktu.
Evet dostlar, bugünlerde geçecek.
Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca'nın sözüyle, tek tek hep
birlikte.