Nethaber Mobil Uygulama
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Nethaber mobil uygulamasını denediniz mi?
Yok yok. Doktorların alanına el atmadım, söz ettiğim
hazımsızlık başka.
Bu hazımsızlık, hazımsızlığın en zor olanı. Bu hazımsızlık siyasi
hazımsızlık. Bu hazımsızlık Erdoğan hazımsızlığı.
Benim anlayamadığım şey şu:
Her şey gözünüzün önünde olmadı mı? ABD Mayıs 2017’den bu
yana Suriye’nin PKK'sına, değeri 100 milyonlarla ifade edilebilecek
binlerce tırlık askeri malzeme göndermedi mi?
ABD sayısı 100.000’e ulaşan PKK’lı teröristlerden, kendi
deyimleriyle, sözde ordu kurmaya kalkmadı mı?
Trump Suriye’nin PKK'sı için, benim friendim, demedi
mi?
Bir çok Amerikan siyasi yapısı Trump'la benzer açıklamalar yapmadı
mı?
Başta Trump olmak üzere, Amerikalı yetkililer Türkiye’ye karşı
defalarca, onlara dokunursanız, şöyle yaparız böyle yaparız,
tehditlerinde bulunmadılar mı? Bunları görmediniz mi? Gördünüz.
Ya Türkiye, yine gözlerinizin önünde ne dedi?
Sınırımda "Terör koridoru
istemiyorum" dedi.
Terör koridorundan vazgeçtim, yanıbaşında, küçükte olsa bir
"PKK terör devleti istemiyorum" dedi.
"32 kilometrelik terörden temizlenmiş bölge
istiyorum" dedi.
"Bu terörden arındırılmış bölgeyi beraber
oluşturalım" dedi.
"En sonunda da siz destek vermezseniz, kendi
göbeğimizi kendimiz keser biz yaparız" dedi.
Ya, bunları duymadınız mı? Duydunuz.
Peki, sonuç ne? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ben ezelden
beridir hür yaşadım hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir
vuracakmış şaşarım," diyerek Türkiye’nin kendi göbeğini kendisi
kesmesi için Türk ordusuna, Barış Pınarı operasyonuna başlama
emrini verdi.
Emri alan Türk askeri, "Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Ulusum, korkma nasıl
böyle bir imanı boğar, medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar"
mısralarını yüreğine yerleştirerek, binlerce tır dolusu, 100
milyonlarca dolarlık, askeri malzemeye sahip, 100.000 kişilik
terörist cüruhunu önüne katarak kovaladı.
Teröristlerin Amerika’daki finansörleri ne
yaptılar?
Baktılar ki, bu iş kötüye gidiyor, bizim friendler ziyan
olacak, apar topar ABD'nin ikinci adamını ve ekibini Türkiye’ye
gönderdiler.
Talepleri ne? Operasyonu durdurun. Erdoğan’ın cevabı, "Bizim
niyetimiz zaten belli, şartlarımızı kabul ederseniz
operasyon durur."
Sonuç olarak gördük ki ABD ile Türkiye arasında yapılan 13 maddelik
anlaşmada Erdoğan’ın talepleri yerine getirildi.
Son aylarda yaşananlar bunlardan ibaret değil mi?
Var mı eksiği fazlası? Yok.
Ee o zaman derdiniz ne?
Efendim, fotoğrafta Türkiye Cumhurbaşkanı ile, Amerikan Başkan
Yardımcısı yan yana oturuyormuş.
O toplantıda taraflar müzakere yapmıyorlar mıydı? Yapıyorlardı.
Amerikan heyetinin başkanı başkan yardımcısı değil miydi? Evet
oydu. Protokol kurallarını ya da teamülleri çok bildiğimi
söyleyemem ama, şunu rahatlıkla söyleyebilirim, eğer problemse,
böyle büyük bir anlaşmada problem sadece bu olsun.
Efendim, Amerikan heyeti toplantı sırasında sürekli terör örgütü
ile görüşmüş.
İdda doğru mu bilgim yok fakat, farzedin doğru.
Terör örgütü ile Türk heyeti mi görüşmüş? Hayır.
O halde neyin hesabını yapıyorsunuz? Bir taraftan operasyona
hayır diyorsunuz, operasyona ara verme kararı alınıyor, öbür
taraftan ona da hayır diyorsunuz.
Sayın Erdoğan ne yapsaydı size göre doğru olurdu?
Tamam, 121. saatte, hatta 120 saat dolmadan bile sorun
yaşanabilir mi?
Evet burası Orta Doğu yaşanabilir. Tamam bu anlaşma her
şeyi de çözmüyor.
Fakat kabul etmek lazım ki mevcut şartlarda başarılı bir
anlaşma.
Baylar ve bayanlar, eminim sizler de bu gerçeklerin farkındasınız
ama kabullenemiyorsunuz.
Sizinkisi bildiğimiz hazımsızlık. Hatırlayın, Barış Pınarı
operasyonuna da içiniz yanarak, evet demiştiniz.
Şimdi de ağır bir hazımsızlık yaşıyorsunuz.
Bakın benden söylemesi, bu işin sonu ülsere gider.