Hülya Avşar‘dan kara kara kapkara sözler

Huylu huyundan vazgeçmez, söylemine selam göndererek devam edelim. Evet Hülya Avşar da aynen öyle yapıp, huyundan vazgeçmeyerek yeni bir espri altına imza attı. Tabii ki yine kendisi ve malum çevrenin bir kısmı dışında hiç kimse gülmedi.

Kazım Köse kazimkose@nethaber.com

Benim gençliğimin, daha gençliğimi kastediyorum, mavi gözlü güzeli. Şimdilerin zaman zaman çenesini tutamayan orta yaşlı hanımefendisi.

Evet yine bir boşboğazlılıkla gündem olmuş. Kim mi? Elbetteki Hülya Avşar.


Boşboğazlılıkla gündem oldu derken yine nitelemesini kullandım çünkü bu ilk değil. Öyle ki, Sayın Avşar geçmiş yıllarda yaptığı bir patavatsızlıkla Türkiye’nin en sakin insanlarından birisi olan rahmetli Mehmet Ali Birand'ı bile kızdırmıştı.

Mehmet Ali Birand'ı kızdırmıştı, dediğim olayla başlasam sanırım daha doğru olacak.
Tacsız Türkiye güzellik kraliçesi, neden tacsız ona da değineceğim, Hülya Avşar meme kanserine karşı kontrol amaçlı doktora gitmiş. Orada mamografi çektirmiş.

Sonra omurilik soğanının bile sorumluluk kabul etmeyeceği açıklama.

Durun aynen kendisinden aktarayım. “Başka bir odaya girdim, film çekecek kişiye teslim oldum. İşte şu alet memeyi içine alıyor, sündürüyor da sündürüyor."

Ben makinaya yapışmış, filmin çekilmesini beklerken; "Bir insanın göğsü nasıl bu kadar uzar?" diye de düşünmeden edemedim.

Görseniz çok komik! Sonra bir de yandan, bir de alttan; kendimi gülmekten alamadım.

Düşünsenize memeleriniz birinin elinde, kim bilir günde kaç kişinin memelerini yoğuruyorlarsa, onlara sanki kasaptan evlerine götürmek üzere aldıkları, et muamelesi yapıyorlar.

On beş dakika eviriyorlar, çeviriyorlar, uzatıyorlar; yüzlerinde sıfır ifade. İşin komik tarafı; bu kontroller on beş günde bir olsa, memeler dizlere iner, topla toplayabilirsen. Neyse ki bu durumdan da gülecek bir şey çıktı.

Lütfen: Gülün, gülün, gülün!”  Hiç komik değil sayın Avşar.

Öyle çok gülünecek bir şeyse hiç değil. Bakın kendine bile gülebilen Mehmet Ali Birand dahil gülmemiş.

Hatta, erkek olmasına rağmen eşinin muzdarip olduğu hastalık nedeniyle empati yapabilmiş ve sizi hiç kimseye yapmadığı şekilde ayıplamış.

Huylu huyundan vazgeçmez, söylemine selam göndererek devam edelim. Evet Hülya Avşar da aynen öyle yapıp, huyundan vazgeçmeyerek yeni bir espri altına imza attı. Tabii ki yine kendisi ve malum çevrenin bir kısmı dışında hiç kimse gülmedi.
Bu sefer hedef örtülü kadınlar. Hanfendi maske takmış, o vesileyle de peçe takan kadınlarla empati yapabilmiş.

Bir de, peçe takan kadınları kızı Zehra’ya, öcü olarak, gösteriyormuş.

Empati buysa, Allah antipatiden korusun diyerek, yine Hülya Avşar’ın kendi sözlerine göz atalım. "Ben şimdi anlıyorum neden peçe takıyorlarmış. Çok uyanıklarmış. Bunların başımıza geleceğini biliyorlarmış. O kadar kıyamet kopardık, ben yazılar yazdım. Zehra görmüştü bir tanesini 'öcü' demiştim. Korkmuştu. Gerçekten çok zor hayatları varmış bir kere hava sıcak ve yemek yemek çok zor" Bu sözler bir kadından başka kadınlara, en iyimser bakışımla söylüyorum, saygısızlıktır, psikolojik şiddettir.

Tek gerekçe, dünya görüşlerinin farklı olması. Ne diyeyim Allah akıl, fikir versin.

Bakın Hülya hanım, bu millet sizi ilk kez henüz 20 yaşındayken, Türkiye güzeli seçildiğinizde tanıdı.

Tanımakla kalmadı bir de daha önce evlilik yaptığınız için tacınız elinizden alınınca, kurallara aykırı olduğunu bilerek yarışmaya katılmak hangi akla hizmet hiç anlamadım, bağırlarına basıp gönüllerinde taçlandıldılar.

Sizde bunun 40 yıldır tıkabasa ekmeğini yediniz. Bana göre somut olarak görünen iki özelliğiniz var.

Birincisi güzelliğiniz ikincisi de Türk halkının gönüllerinde sizin için açtığı yeriniz.

Sayın Avşar, hiç kimsenin imtiyazı sınırsız değildir. Tabii ki sizinki de.

Nasıl mavi mavi mas mavi şarkısının sözlerinideki Hülya Avşar’ı bağırlarına bastılarsa, son yıllardaki kara kara kapkara sözlerinizden dolayı da rahatlıkla fırlatıp atabilirler.

Sevgili Zehra, akıl yaşta değil baştadır, sözüne güvenerek, bana göre Hülya hanımdan daha akıllı duruyorsun, sana seslenmek istiyorum.

Annen sana örtülü kadınları gösterip, öcü, diyordu ya, lütfen annene söylermisin, böyle giderse Bu millet çocuklarına annenizi gösterip onlara, bak evladım, bu mavi gözlü, bir zamanlar daha güzel olan güzel kadın var ya, onun mavi gözlerine, güzelliğine aldanma, çünkü kalbi öcüdür, diyerek korkutacaklar.