KKTC seçimleri 2023’ün Turnusoludur.

Mesele Erdoğan meselesi değil, mesele Türk olma meselesi, mesele var olma meselesi... Türk’ün Türk'ten başka dostu olmadığının resmidir.

Kazım Köse kazimkose@nethaber.com


Adil Gür'ü hepimiz biliyoruz. Göründüğü kadarıyla düzgün bir insandır. Bu nedenle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti seçimleri öncesinde yaptığı iddialı açıklama, yüksek çözünürlüklü bir aptallık olamaz.

Şirketi de, öyle merdiven altı ya da gecekondu bir işletme değildir. Kuruldu kurulalı seçim sonuçları ile ilgili yaptığı tahminler her zaman öngörülerin en iyileri arasına girmiştir.

O zaman şu soruyu cevaplamamız gerekir. Adil Gür neden ısrarlı şekilde, hem de itibarını risk altına alarak Mustafa Akıncı için %60, Ersin Tatar için de %40 olası sonucunu dillendirdi?

Bu sualin tek cevabı var. Ne mi? 

Çünkü KKTC seçimleri öncesinde kabul edilebilir yanılma payı da içinde olmak üzere, muhtemel sonuçlar gerçekten Adil Gür'ün iddia ettiği rakamlara yakındı.

Peki sonra ne oldu?

Tıpkı, çok çok farklı şeyler görülmemesi şartıyla, 2023 seçimlerinde Türkiye’de olacağı gibi sarhoşun güçlü uyarıcı karşısında bilincini kazanması benzeri Kıbrıs Türkler'i kendine geldi.

KKTC vatandaşı Kıbrıs Türkleri'ne ne diyorlardı? Özetlersem, bir tarafta Avrupa Birliği ve zenginlik, öbür tarafta Türkiye Cumhuriyeti ve size ne verirse o.

Nethaber.com'da birlikte yazdığımız yazar arkadaşlarımızdan Cengiz Gülaç geçtiğimiz Pazartesi günü çok doğru bir yazı kaleme aldı.

Benim yazmak istediklerimi yazdıkları için o konuyu tekrardan kaleme almadım. Müsadeleriyle burada sadece yazının ana fikrini alıntılıyayım.

Diyelim Sayın Erdoğan hata yapıyor ve o nedenle yalnız ve bütün dünya karşısında.

İyi de Azerbaycan'ın ne suçu var? Cumhurbaşkanı Aliyev‘in basın toplantısında masada sadece iki mikrofon, birisi Türkiye’nin birisi Azerbaycan’ın.

Yani, Türk’ün Türk'ten başka dostu olmadığının resmi.

İşte Kıbrıslı Türkler de bu resmi gördü ve günlük çıkarları, anlık siyaseti bir kenara bırakarak, mesele Erdoğan meselesi değil, mesele Türk olma meselesi, mesele var olma meselesi dediler.

Yalnızca bu kadar mı? Hayır, eskiden bu yana Türkiye’ye, bugün Azarbeycan'a, yarın da bize, söyleyerek tercihini Ersin Tatar'dan, başka ifadeyle, Türkiye ve Erdoğan’dan yana kullandı.

Peki bu durumun Sayın Erdoğan ve 2023 seçimleri ile ne ilgisi var? Var, hem de çok.

Sayın Erdoğan ve Ak Parti iktidarda kalma bağlamında Cumhuriyet tarihinin mucizesidir.

Tek parti dönemi hatta Atatürk zamanı da dahil hiçbir lider Erdoğan kadar kesintili ya da kesintisiz iktidarda kalamadı. Elbette ki bunun sonucunda göreceli bir eskime söz konusu. Ayrıca Sayın Erdoğan, iktidarını engel atlama koşan atlet gibi sürdürmek zorunda kaldı.

Hem engellerden atla hem de ülkeyi yönet.

Engellerin sadece bazıları, e muhtra, Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararı, 17–25 Aralık olayı, 15 Temmuz darbe girişimi...

Evet, yaşananlara rağmen hatalar da yapıldı. Benim en çok önemsediğim, ihracat içerisindeki ithalat payının düşürülememesi ve aşırı Dolarızasyonun önlenememesidir.

Bütün bunlar normal şartlar altında muhalefetin iktidar olma hayali kurması için yeterli olabilir. Öyle ya, Türkiye’de büyük bir kesim, bir değişiklik yapalım bakalım ne olacak, şeklinde düşünebilirdi ama eskiden yalnızca bilenlerin bildiği şeyleri bugünlerde artık herkes biliyor.

Evet herkes biliyor fakat ben yinede söylemek istiyorum. Bizim bizden başka dostumuz yok, eğer tökezlersek kafamıza basmaktan keyif alacak çok sayıda devlet var. Öyle ki, bu devletler 100 yıl önce yaptıklarını şimdi de yapmaktan hiç çekinmeyecekler.

Anketlerde, kararsız seçmen şeklinde gösterilen kesimin yüksek olmasının tek anlamı var. Bu kesim ilk seçimlerde oy kullanacaktır ama kendince sebeplerinden dolayı henüz kesin kararlarını vermemişlerdir.

İşte bugün Ak Parti'ye ve Erdoğan’a oy verme konusunda çekimser olan bu kesim, 2023’te, Harcıâlem Siyaseti bir kenara bırakıp, geçtiğimiz Pazar günü Kıbrıslı Türkler'in gördüklerini görecekler.

Başka cümlelerle bir daha tekrarlayayım, mesele Erdoğan meselesi değil, mesele Türk olma meselesidir.

Sayın Gür'e dönersek, Adil Gürler Kıbrıs seçimleri ertesinde fark ettikleri gibi 2023 öncesinde bir kere daha yanılacaklar.