YAZARLAR

Farenin dramı kaderimiz olmasın!

Sevgili okur, gelin bugün size bir fıkra anlatayım. Nasıl olsa konuyu bir yerlere bağlarız.

Cengiz Gülaç
Cengiz Gülaçcengizgulac@nethaber.com

Sevgili okur, gelin bugün size bir fıkra anlatayım. Nasıl olsa konuyu bir yerlere bağlarız.

Fıkra bu ya, fareyle fil evlenmişler! Lütfen izdivacın ilginçliğini düşünürken özele girmeyin!.. Gerçi bizim evlenme programlarındaki adayların profili çok farklı sayılmaz ya neyse artık! Dedim ya, fıkra bu!

Düğün dernek, gelin arabası falan derken dedikodusuz düğün mü olur? Görümce ne takmış? Kirve küs diye düğüne gelmemiş! Keşke cimrilik etmeyip pastayı fareye göre değil de file göre yapsalarmış! Baldızın topuzu uzay gemisine benziyormuş da hiç hoş olmamışmış! Kız tarafı biraz ağır olur kardeşim, o ne öyle, dayı pistten hiç inmemişmiş…

Derken genç çift hayal dünyamıza inat karı koca olmuşlar ve sonra olan olmuş…

Fil üç gün sonra ölmüş. Ölümlerden ölüm beğenmek keşke kader olmasa. Elazığ’da yeni evliye “Taze gelin!” derler. (Çıtır falan demek herhalde!) Yazık!..

Neyse! Fare takdiri ilahi demiş, kadere boyun eğmiş. Çünkü Rabbi ona “O gün geldiğinde ne bir an öne alabilirsiniz ne de bir an öteleyebilirsiniz” demiş.

Fare rahmetli eşine mezar kazarken yoldan geçen bir yakını kendisine seslenmiş: “Fare kardeş ne yapıyorsun?”

Fare, üç günde ağırlaşan başını kaldırmış. Eliyle yüzünün terini silmiş, bir iç çekmiş ve “Üç günlük saadet için bir ömür mezar kazacağım kardeş, ne yapayım?” demiş.

Onlar çıkamamış kerevetine biz gelelim meseleye…

Asla unutmayacağımız bir zamanda bu ülkede birilerinin üç günlük hevesi uğruna biri başbakan olmak üzere üç kişiyi astılar. Bir başka gün, yine üç günlük bir heves uğruna bu sefer de ülkenin üç gencini astılar.

Ve sonra, ne çok fidanımızı sokaklarda birbirlerine kırdırıp devamında nicelerini darağacına yolladılar.

50 bilmem kaç yıl mezar kazdırdılar bize.

Ak Parti öncesi dönemi Türk tarihinin asrısaadeti gibi gösterenlerin taşlaşmış vicdanlarına kanmayın siz! Yakın tarihimiz darbelerin, idamların, işkencelerin, din/dil, ırk/mezhep üzerinden ötekileştirmelerin tarihidir!

Stratejik derinliği olan bir dostun “Bir Başbakana neler neler yaptılar?” kıvamındaki öfkesini ve nefretini anlayamıyoruz. Aslında asla seçimleri kazanamayacağını biliyor. Sırf Erdoğan iktidarından olsun ve yine, yeniden bir ömür mezar kazalım istiyor!

Bu nefret niye?

Aynı şekilde, babacan bir başka eski dost da sebebini bilemediğimiz bir nefretle ekonomi sihirbazı edasıyla aklımızla alay ediyor! O da biliyor mesele iktidar olmak değil mesele iktidardan etmek!

Aslında hepsi de bize mezar kazdırmayı vadediyor!

Ekonomimizin daha güçlü olmasını kim istemez ki?

Düşünce özgürlüğü konusunda daha ileri adımlar atılmasını kim istemez ki?

Yargının daha da güçlenmesini, kurumsal manada güçler ayrılığı ilkesinin geliştirilmesini kim istemez ki?

Ve daha bir sürü şeyi istemek hepimizin hakkı. Çünkü biz bu ülkenin, elleri mezar kazmaktan nasırlaşmış üvey evlatlarıydık! Şükrü de biliriz, hak olanı istemeyi de!..

Ama tüm taleplerimizin ve dahi fazlasının ölçüsü Erdoğan öncesi dönemse…

Nasır tutan ellerim iki cihanda şahidim olsun ki ben mezar kazdığımız günleri unutmadım!

Gençliğim, bugün hiç utanmadan dünün özlemini anlatan antika solcuların cezaevlerinde yaşadığı işkenceleri dinlemekle geçti. Hani insan bazen diyor ki belli, vicdanınız kararmış ama sırf unutmak Allah’ın kuluna en büyük lütfu diye de, acının tarihini unutmamızı beklemeyin bizden!..

Ak Parti’nin kendisini Z kuşağı diye ifade edilen gençlere anlatamadığının farkındayım. Ak Parti kendi iktidarı döneminde dünyaya gelmiş gençlere eski Türkiye’nin alışkanlıklarıyla baktı hep.

Gençlerin hepsi olmasa da çoğu kötü icra edilmiş ilahileri dinleyip romantik bir dünya hayal etmiyor artık. Tombul muhafazakâr amcaların düzenlediği Kudüs’ün fethi gecelerinden belki haberleri bile olmuyor. Başörtülü bacılarımıza neler neler yaptılar, dediğimizde herhangi bir ortak mağduriyet duygusu yaşamıyorlar!..

Sosyal medya çöplüğüne kaptırdığımız bu Z kuşağının sivilceli samimiyetini anlamak gerek!

Belki onlar yarın kazacakları mezarların peşinde olduklarının farkında bile değiller!

Kimse kusura bakmasın ama Ak Parti üç gün sürecek bir heves uğruna koca bir ömrü yeniden mezar kazmakla geçireceğimizi bu gençlere anlatamıyor, anlatmalı!..

Bir şartla:

Kendisini, kendi gençliğine anlatır gibi değil, yabancısı olduğu bir dünyayla, bilmediği bir lisanda konuştuğunu bilerek anlatmalı!..

Yoksa bu sefer ömrümüz mezar kazmaya yetmez!

Yorumlar 17 Yorum