YAZARLAR

Kıroluktan yoldaşlığa terfiniz ya uzun sürmezse!

Erdoğan nefretiyle gözleri kararan nefret koalisyonunun çakma devrimci, sözde ulusalcı, Kemalist, faşist artıkları Kobani olayları nedeniyle yürütülen soruşturma kapsamında yapılan gözaltılar sonunda aynı safta mevzilenmeye başladılar.

Cengiz Gülaç
Cengiz Gülaçcengizgulac@nethaber.com

Daha dün Ahmet Türk’ün şivesiyle alay edenler, Meclis kürsüsünden Kürtleri kast ederek ancak hizmetkar olabilirler diyenler, tarihin hiçbir döneminde asla faşizmle anılmayacak Türklüğü Kürtler için bir işkence kavramına dönüştürenler bugünün HDP aşıklarına dönüşmüş durumdalar.

            İstanbul ve Ankara belediyelerini kazanmak için kurulan nikâhla bu ulusalcı kırması faşistlerin gözünde “kıro” olmaktan kurtulan Kürt seçmen, seksen yıl kendisine efendilik yapanların kirli oyununu göremiyor.

            Veya Joe Biden’ın söylediği “çalışılacak muhalif unsurlar” emrivakiyle mecburi ittifak yüzünden nikâh kıydılar. O kadarını da bilemem artık…

            Sayılarda yanlışlık yoksa, Kobani kalkışmasında 46 kişi hayatını kaybetti. 212 ilkokul, 3.000 işyeri, 263 kamu binası, 190 banka şubesi, 75 PTT şubesi, 80 parti binası, 340 sivil otomobil, 216 resmi araç, 30 dernek binası yakıldı, yıkıldı…

            Yaşadığımız herhangi bir olay sonrası, yılın 365 gününü “Dünya geri zekâlılar günü” kıvamında kutlayan çakma çağdaşların ilk tepkisi şu oluyor:

            “Neden şimdi? Çok manidar!

            Bir olay oluyor. İlk tepkileri şöyle oluyor: “Bugün tarihte şu olmuştu. Bilerek bugüne denk getirdiler.

            Bir gün önce olsa başka bir olayı hatırlatacaklar, bir gün sonra olsa başka bir olayı hatırlatacaklar.

            Hele meseleyi Atatürk’e falan bağlayacaklarsa tarihte Atatürk’e atıf yapılmayacak gün yok çok şükür!

            Kobani soruşturması için “neden bugün” demediler ama “neden 6 yıl sonra” diyebildiler ancak.

            Çok kıymetli, saygıdeğer, ilerici, çağdaş, laik, medeni, ulusalcı, faşist menopoz teyzeler ve andropoz amcalar!

            Devlet son altı yılını sizlerin kapısında protestolar yaptığınız Zaman gazetesinin, STV’nin, Bank Asya’nın, MİT tırları kumpasını yapanların, Ergenekon ve Balyoz kumpaslarını vs. organize eden teröristleri devletin içinden temizlemekle geçirdi!

            Hele son soruşturmalara “siyasi” diyenler yok mu, en komiği de onlar!

            Hadi cana geleceğine mala gelsin deyip, binlerce binanın, aracın yakılmasını unutalım. Ama 46 kişinin katledilmesini hangi devlet affedebilir?

            Adına parti denen örgüt şubesi resmi toplantısında azmettiriciliğe soyunacak, eş bilmem nesi milleti sokağa çağıracak,…

            Sonra da devlet “aman siyasi” demesinler diyerek işlenen cinayetleri görmezden gelecek!

            Eğer Kobani ayaklanması için yapılan soruşturmaya siyasi derseniz, partinizin o anlı şanlı tek parti dönemindeki Şeyh Sait olayıyla Dersim meselesini adama hatırlatırlar! Demedi demeyin sonra!

            HDP’nin kirli ittifaklarını göremeyen sevgili Kürt kökenli kardeşim!

            Yarın bir gün bir yerlerden emir gelir de nikâh sonlanırsa, tenzili rütbe yapıp sizi tekrar “kıroluğa” indirdiklerinde umarım pişman olmazsınız!

                                             ŞOFÖRE NE OLDU?

            Didim Belediye Başkanının fantezi dünyasının yaşattığı tiksinme halinden yavaş yavaş sempati boyutuna evirildiğini hissediyorum!

            Meseleyi bilmeyenler için kısa bir özet geçeyim…

            İddiaya göre Didim Belediye Başkanı iş istemeye gelen bir kadına uyuşturucu veriyor. Sonra kendisi de uyuşturucu alıp kadına tecavüz ediyor. Tecavüz olayını belediye başkan yardımcısı, meclis üyesi kameraya alıyor. Sonra kameraya alan arkadaşlar kadına tecavüz ediyor. Devamında kadın olan belediye başkan yardımcısıyla toplu seks yapılıyor. Aynı zamanda Başkan erkek olan şoförüyle de ilişkiye giriyor…

            Bu sırayı ezberlemem tam on günümü aldı!

            Ezberimi şoför bozuyordu!

            Olayı Sayın Mehmet Özışık ortaya çıkartmıştı. Olay çok ses getirince Mehmet ve Süleyman Özışık kardeşler, artık nasıl bir cesaretse, Didim’e gittiler!

            Gazetecilik aşkı böyle bir şey olsa gerek. Vallahi ben cesaret edemezdim!

            İki kardeş, kendilerini garantiye almak için “sırt sırta” verip Didim sokaklarında hafiye gibi meselenin peşine düşmüşler!

            İşte tam da bu noktada Belediye başkanının ilişkilerine duyulan tiksinme duygusunun sempatiye evirilme tehlikesi oluşuyor!

            Bir kere Başkan çok duygusal birisiymiş. Hem duygusal hem vefalı hem de sözünün eri bir başkan!

            İddiaya göre manken olan eski sevgilisine Didim’in ortasına heykelini dikme sözü vermiş! Sözünde de durmuş.

            Başkan Medusa’nın heykelini dikiyorum ayağına sevgilisinin heykelini dikmiş!

            Vallahi bakın! Yalanım varsa Başkanda iş isteyeyim!

            Devamı daha ilginç…

            Başkan bu, durur mu hiç? (Yazının bu kısmı +18 içerip ergenlerin okuması zihinsel gelişimleri açısında olumsuz örnek teşkil edip başımıza bela olabilirler!)

            Başkan hızını alamayıp Didim’in ortasına, çok af buyurun tenasül uzvunun heykelini dikmiş!

            Başkanın şeyiyle heykeli karşılaştırmış değiliz tabi! Didim halkının yalancısıyız!

            Halkın haklı olduğunu şuradan anlıyoruz, balık diye dikilen heykelin gülleden büyük testisleri varmış! Halk daha fazla rezalete dayanamadığı için balığı hadım etmişler!

            Sizce de Belediye Başkanı çok renkli değil mi?

            Başkan, Özışık kardeşlerin kumpas kurduğunu falan iddia edip, ısmarlama haberler yaptırıp, trol ordusu kurdurmuş. Ancak şu basit soruyu kimsenin sormayacağını düşünüyor:

            “Kadraja aldınız mı sorusunu size Özışık kardeşler mi sordurdu? Videoda oynayan oyuncu siz misiniz yoksa dublörünüz mü? Heykelleri size kumpas kurmak için Özışık kardeşler mi dikti? Şoförün sigortası var mı!?

            Son soruyu niye sordum anlamadım ama tüm bu olup bitenlerde benim aklım halen daha şoförde…

            On günde ancak ezberledim dedim ama başkan arabaya mı biniyordu yoksa!..

            Filmin devamı “Şoförün İntikamı” şeklinde olursa ne gülerim ama!

Yorumlar 7 Yorum