YAZARLAR

Ölümle ekmek arasında kalanlar

“Olay TV neden kapandı? İktidarın baskı yaptığı doğru mu? AİHM’in Demirtaş kararı doğru mu? Meral Akşener’in evi neresidir?”

Cengiz Gülaç
Cengiz Gülaçcengizgulac@nethaber.com

Vatandaşın gündemiymiş gibi büyük bir iştahla tükettiğimiz meseleler üzerine kelime zayi ederken nerdeyse 9 aydır insanların ölümü dahi unutmaya çalıştığını fark etmiyoruz.

            Maske, mesafe, hijyen…

            Kapanan hizmet sektörü yüzünden işsiz kalan yüz binlerce insan maskesiz, mesafesiz, hijyensiz bir iş bulmak için dua ediyor.

            İşini kaybetmeyen yüz binler ise toplu taşıma araçlarına balık istifi gibi doluşarak rızkının peşinde koşuyor.

            Her akşam bu insanlara; maskeye, mesafeye, hijyene dikkat etmemeleri halinde ölebilecekleri anlatılıyor.

            Sokağa çıkma yasağının olduğu pazar gününü rızkın ve dertlerin uzağında geçirmek isteyen Elazığlı güne yine depremle başladı. Deprem evden çık diyor, virüs evde kal diyor…

            Deprem evden çık derken soğuğu bilmiyor,

            Virüs evde kal derken sıcağın maliyetini bilmiyor!

            Ölümle ekmek arasında kalan hayatlar ne yaşıyor, gündemi olaylı yaşayanlar çok fazla bilmiyor…

            Olaylı yaşamlar…

            Olaylı yaşayanlar…

            Sahi Olay TV meselesinin aslı ne ola ki!

BİRİNCİ SORU

            Sayın Devlet Bahçeli yine, yeniden Meral Hanım’ı eve çağırdı.

            Meral Hanım yine, yeniden espriyle cevap vermeyi tercih etti.

            Soru şu:

            “Sayın Bahçeli’nin Meral Hanım’a yönelttiği eve dön çağrısına Buğra Kavuncu giller de dahil midir?

            Eğer dahil değilse zinhar Meral Hanım baba evine dönmez! Kırk yıllık ülkücüyü, Ümit Özdağ’ı Kavuncu için ihraç eden sizce baba evine Buğra’sız döner mi hiç?

            Hem de Buğra bu kadar sempatikken!

İKİNCİ SORU

            Benim için PKK neyse HDP odur!

            Eskiden bebek katiline bol “sayınlı” hitapları söyleyenler bugün bizlere milliyetçilik dersi verircesine defolarını unutturmaya çalışalar da, bizim teröre bakışımız dönemsel değildir.

            Terörist teröristtir.

            Terör sevici teröristtir.

            Terörün siyasi temsilcisi teröristtir.

            Teröristin saz çalanı da, zurna çalanı da, hiçbir şey çalamayanı da teröristtir.

            Teröristin dinlisi de teröristtir dinsizi de teröristtir.

            Tıpkı bir dönemin “muhterem” hoca efendilerinin bugün “muhteşem” terörist olduğu gibi!

            Bu basit hükmümün haricindeki her türlü ima, ama, lakin, fakat için kalp kırdım, yine kırarım!

            Ben hep; Başkan Apo’nun heykelini dikeceğini söyleyen, Kobani kalkışmasının azmettiricisi heykeltıraş sazcı Selahattin’i aynı tespit çerçevesinde ele aldım!

            Sorum şu:

            “AİHM’in Demirtaş kararını değerlendirirken vicdan hükmümüzü mü kriter alacağız yoksa hukuku mu?

            Başka sorum yok. Selo koğuşunda saz çalabilir!

Yorumlar 9 Yorum