YAZARLAR

Ünal Çeviköz, lütfen duygularımızla oynama!

Amerika’dan beklenen yaptırım kararı çıktı. Amerikan sisteminde “kararlar şöyle alınır, böyle olur, başkan veto edebilir mi, ederse bir daha senatodan çıktığında nasıl yasalaşır…?” gibi yazarın seçkinci duygularını okşamaktan başka okuyucu nezdinde çok fazla karşılığı olmayan cümleler kurmak niyetinde değilim!

Cengiz Gülaç
Cengiz Gülaçcengizgulac@nethaber.com

Meselenin vatandaşın anlayacağı basitlikteki özeti şudur:

            “ABD hasımları için çıkarttığı yasa kapsamında Türkiye’yi “hasım” kabul etmiştir. Bilmem ne konularında ülkemize yaptırım uygulayacaktır.”

Dikkat buyurunuz efendim, hısım değil, hasım!

            Atatürkçüyü muhafazakâr, muhafazakârı Atatürkçü yapmayı başaran Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığıyla, ABD’nin yaptırım kararlarının sebebini S-400 savunma sistemine bağlamak demek I. Dünya Savaşı’nın da bir Sırp gencinin Avusturya-Macaristan veliaht prensini öldürmesiyle başladığını kabul etmekle aynı saflıktadır!

            ABD’ye gereken mazeretin adıdır S-400.

            Aklımıza gelen sebeplerin en önemlilerini körün gözüne sokarcasına sıralayalım ve büyük resme birlikte bakalım…

            Mavi Vatan meselesinde Türkiye haklı mıdır?

            Haklıysa, bundan rahatsız olan ABD ve AB’nin itirazlarının uluslararası hukuktaki dayanağı nedir?

            Hukuki dayanaktan yoksun, sadece ve sadece sopa göstermeye dayalı itirazlara boyun eğilmeli midir?

            Yunanistan ile yaşadığımız Ege ve Doğu Akdeniz sorularında hukuken kim haklıdır?

            Yunanistan haksızsa, neden ABD ve AB ülkemizi yaptırımlarla tehdit etmektedir?

            Suriye’de terör devleti kurulmasına karşı çıkan Türkiye gerekçelerinde haklı mıdır?

            Terör örgütü YPG’ye on binlerce tır silah veren ABD’nin yaptığı müttefiklik hukukuna sığar mı?

            Türkiye’den başka NATO içerisinde hava savunma sistemi olmayan başka bir ülke var mıdır?

            Eğer NATO bünyesinde hava savunma sistemine sahip olmayan tek ülke Türkiye ise ABD NATO’daki en güçlü ikinci orduya sahip olan müttefikine neden hava savunma sistemi vermemektedir?

            Sana hava savunma sistemi satmıyorum, başkasından da alamazsın demenin küstahlık seviyesinden etkilenmek için milli onura sahip olmak yeterli midir?

            Hava savunma sistemi ihtiyacını karşılamak niyetinde olan Türkiye’nin ihtiyacı neden ABD’yi rahatsız etmektedir?

            ABD veya diğer ülkelerin niyeti Türkiye’ye saldırmak değilse, hangi savunma silahını aldığımız neden bu kadar ABD’yi ilgilendirmektedir?

            Libya’da meşru hükümetle imzalanan anlaşmadan ABD ve AB neden rahatsız olmaktadır?

            ABD veya AB bir ülkeyle anlaşma yaparken bizden izin alıyor mu ki bizde Libya’yla sözleşme yaparken onlardan icazet alalım?

            Ermenistan meselesi, Azerbaycanlı kardeşlerimizle yakınlaşmayı saymaya gerek bile duymadan yukarıdaki sorulara onlarcasını ekleyebiliriz.

            Dediğim gibi mesele asla S-400 olmadı…

            Savunma sanayiinde %15’ten %70 seviyesine gelmiş bir Türkiye’yi kontrol etmek artık eskisi kadar kolay değil. Biz haklı olarak hep SİHA’larımızı konuşuyoruz. Ancak Türkiye’yi hasımlarının başına bela edecek iki çok önemli proje var. Bunlar biterse Türk ordusu dokunulamaz seviyeye gelmiş olacak.

            Bir tanesi Gezgin füzesidir. Yaklaşık 800 km menzilli olması beklenen Gezgin füzesinin tüm teknolojik alt yapısı hazır. Güdüm kiti dahil hemen hemen bütün parçalar hazır gibi. Sadece milli motorun bitmesi bekleniyor.

            Gezgin, düşük irtifada giden bir seyir füzesidir. 1 ton savaş başlığı olan bu füzeyi radarların görmesi neredeyse imkânsızdır. Gezgin, doğa şartlarına göre yol alan ve on cm2 çapındaki bir hedefi yüzlerce kilometreden nerdeyse sıfır hatayla vuran bir füzedir.

            İlk aşamada 800 km menzilli olması beklenen füzenin daha sonra 1.500 km menzile kadar çıkartılacağını biliyoruz.

            Bu füzeyi bitirmeniz demek olası bir savaş halinde yüzlerce, binlerce kilometre uzakta sizi vuracak tesisleri, hava alanlarını imha etmeniz demek. Aynı şekilde gemilerinizle binlerce kilometre ötedeki hedefleri vurmanız demek.

            İkinci hayati proje ise milli muharip uçağımız TF-X için yapılan çalışmalar…

            İnsansız hava araçlarıyla birlikte yıllar içerisinde tedarik halkasında bulunduğumuz hava araçlarına ilişkin tecrübemizle milli savaş uçağının yapılması bölgede bir devrim yaratacak.

            Özetin özetine gelelim…

            Türkiye rahat durmuyor! Söz dinlemiyor. Otur denince oturmuyor, kalk denince kalkmıyor…

            Meşru hakları için sesini yükseltiyor. Tehdit diline boyun eğmiyor. 2002’de 60 olan savunma sanayii projeleri bugün 600’ü geçti…

            Ve en önemlisi Türkiye, yavaş yavaş meydan okunamayacak bir ordunun temellerini atıyor.

            Yeter ki içimizde birlik olalım. Yeter ki dışarıya karşı tek yumruk olalım. Ambargoların, tehditlerin işe yaramadığını görecekler.

            CHP’nin “dış güçlerin çıkarlarından sorumlu temsilcisi” Ünal Çeviköz bile ilk anda şaşırtan bir şekilde milli duruş sergileyip ambargoya tepki gösterdiyse, ümitlenmeli miyim, bilemedim!

            Ünal Bey, bakın ciddi değilseniz lütfen duygularımızla oynamayın!

            Joe Biden kızmasın sonra!

Yorumlar 15 Yorum