İstanbul'u kaybettiren kibir abideleri
Kimse kusura bakmasın fakat AK Parti’ye İstanbul ve Ankara’yı kaybettiren İmamoğlu ve Mansur Yavaş değil, işte bu gördüğünüz kibirden yontma makam sahipleridir.
AK Parti eski milletvekili Mehmet Metiner’in ortaya attığı iddiaya göre Güngören Belediyesi’nde bir başkan yardımcısı, kendisini görünce ayağa kalkmayan belediye çalışanı Enes’i gördüğü herkese selam vermesi için belediye koridorunda sandalyeye oturtmuş.
Tam da Erdoğan’ın İngiltere’de cami açılışında Yunus Emre’ye ait olan;
'Bir gez gönül yıktın ise, kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi, elin yüzün yumaz değil
Er odur alçak dura, ayak odur yola vara
Göz odur ki Hakk'ı göre, gündüz gören göz değil'
dizelerini okuduğu sırada medyaya sızan bu olay, AK Parti’de kibrin ve tepeden bakmanın hala temizlenemediğinin göstergesi.
Eğer bu iddia doğruysa…
Bu hadsiz kibir abidesine gereken hemen yapılmalı…
(Yazının yayına gittiği saatlerde henüz bir açıklama yapılmamıştı)
Bununla kalmamalı!
Bu kibir abidesinin o göreve gelmesine kim sebep olduysa ona da gereken yapılmalı…
Kimse kusura bakmasın fakat AK Parti’ye İstanbul ve Ankara’yı kaybettiren İmamoğlu ve Mansur Yavaş değil, işte bu gördüğünüz kibirden yontma makam sahipleridir.
Erdoğan’ın asıl rakibi Kemal Kılıçdaroğlu değil, bu makam sevdalısı menfaat güdücülerdir.
Şunu kabul etmeliyiz ki...
Milleti hakir görenler, çalışanına köle muamelesi yapanlar yerel yönetimlerde makam işgal ettikçe, CHP’ye yapılan hiçbir eleştiri millette karşılık bulmaz.
Görülen o ki milletin, Türkiye’nin kalbi olan İstanbul’u kaybettirerek verdiği mesaj bile alınamamış…
Yazık ah yazık…
Çok yazık…
O SAHNEYİ ÇEKENDEN ALLAH RAZI OLSUN
Kuruluş Osman’ın yapımcı ve senaristi Mehmet Bozdağ, bizim tam 17 yıldır yapamadığımızı yapıyor.
Yaptığı işe fikrini ilmek ilmek işliyor.
Normal şartlarda bir dizi yapımcısına reytinglerin yüksek gelmesi kafi gelirken, Bozdağ yalnızca bununla yetinmiyor ayrıca izleyicisine derdini ve fikrini de sunuyor.
Kuruluş Osman'da geçen iki diyalog beni öyle heyecanlandırdı ki anlatamam.
Nice kelli felli hocaların dile getirmekte bir hayli zorlandığı meseleyi iki sahnede anlattı Kuruluş Osman.
Sanatı sanat yapan da bu zaten…
O sahnelerden ilkinde Şeyh Edebali, Osmanlı Devleti için şu sözleri söylüyor:
‘’Bu öyle bir devlet olmalı ki adalet onunla yeniden dirilmeli. Alem-i İslam huzur bulmalı. Zalimler korkudan titremeli. Ahlak onunla kıyama kalkmalı.’’
Diğeriyse Bizans kalesinde geçen bir konuşmadan…
Keşiş, Bizans komutanı Kalanoz’a aynen şu ifadeleri kullanıyor:
‘’Şeyh Edebali, Türklerin teslim alınamayın ruhudur…’’
Bu iki diyalog niçin dikkatimi çekti biliyor musunuz?
Birinci sahnede bizim bir türlü başaramadığımız ahlak devriminden bahsediliyor. Tam da bu zamanda ihtiyacımız olandan yani…
İkinci sahnede ise bu dönemde bin bir farklı cepheden saldırıya uğrayan Allah dostlarının, Türk milletini millet yapan cevherler oldukları hatırlatılıyor…
Allah senden razı olsun Mehmet Bozdağ…
ERDOĞAN AİLESİ VE SAVUNMA SANAYİİ
Kemal Kılıçdaroğlu demiş ki ‘’Erdoğan ailesi Türk savunma sanayisini ele geçirmek istiyor.’’
Beyefendinin kimden bahsettiğini anlamışsınızdır herhalde.
Memleketin son yüz yılda çıkardığı en hayırlı evlatlarından biri olan Selçuk Bayraktar’a gönderme yapıyor…
Ne yapmış Selçuk Bayraktar?
Uçaklarımız kalkmadan teröristleri bulundukları yerlerde tespit edebilen İHA yapmış…
Bu milletin evlatları hain mermilere hedef olmasın diye SİHA yapmış…
Yetmemiş dünyanın en büyük İHA/SİHA fabrikalarından birini Türkiye’ye kurmuş…
Hem de bunların neredeyse tamamını yerli ve milli imkanlarla yapmış…
Benden Kılıçdaroğlu’na bir tavsiye...
Erdoğan’ın vatana millete hayrı dokunan aile fertlerine sataşmak yerine gitsin kendi evlatlarına güzel örnek olsun.
Aksi takdirde Demirtaş’ı savunan dedelerini görünce ileride torunları ellerine Molotof alıp HDP saflarına katılabilir.
Bizden uyarması...
BU BİR REKLAM DEĞİLDİR
Efendim duymayan varsa benim de çorbada tuzum olsun diye söylüyorum. Kendisini hiç görmedim fakat hocam diye hitap etmek nedense içimden geliyor.
Kıymetli Hocam Hayati İnanç’ın Can Veren Pervaneler serisinin altıncı kitabı çıkmış.
Kültürümüzü, tarihimizi, medeniyetimizi şiir şiir bize aktaran bu eserden mahrum kalmayın diye duyurayım istedim.
Okuyun, okutun efendim…
Selametle…