YAZARLAR

Suriye'de ne işimiz var sorusunun tek cümlelik cevabı...

Biz, bizi mazlumların tutmuş ahı olarak intikam almaya memur kılan Allah’ın nasip ettiği vazife gereği nerede bir zalim varsa, onu akıttığı kanda boğmak için Suriye’deyiz...

Muhammet Affan Polat
Muhammet Affan Polatmuhammetaffan@nethaber.com

Daha şehitlerimizin acısını bile yaşamaya vakit bırakmadan birileri sahneye çıkarak ‘’Ne işimiz vardı bizim Suriye’de?’’ diye bir tekerleme tutturdular dillerine… 

Siz siz olun sakın ha katil Esed’in sözcülüğüne soyunan bu ihanetimsi varlıklara itibar etmeyin. 

Bu tarih fukaraları eğer Sultan Fatih döneminde yaşasaydılar, ‘’Konstantinapol’de ne işimiz var?’’ var diye sorgular, ‘’Gemileri karadan yürütün!’’ emrine ‘’Ne uğruna?’’ diyerek muhalefet ederlerdi… 

Bu had bilmezler eğer Yavuz Sultan Selim devrinde yaşasaydılar, ‘’Ridaniye’de ne işimiz var?’’ ve ‘’Mercidabık’tan bize ne?’’ mavallarıyla Sina’yı geçmek bir kenara dursun evlerinden kafalarını bile dışarı çıkaramazlardı… 

Bu soyu muhtelifler eğer Ertuğrul Gazi zamanında yaşasaydılar, ‘’Söğüt’ten bize ne?’’ diyerek Osmanlı çınarının, bırakın yeşerip dal budak vermesini toprağa dikilmesine bile izin vermezlerdi… 

Bu köksüzler eğer, Alparslan çağında soluk alıp veriyor olsaydılar Sultan’a ulak üzerine ulak gönderir ‘’Askerilerimizi Anadolu’nun kurak bozkırlarından!’’ çekin diyerek bir medeniyetin önüne korku bariyerleri dizelerdi. 

Bu nesebi gayrı sahihler Sultan Abulhamid’in vaktinde yaşasaydılar, ‘’Askerimizi Arap çöllerinden geri çekin!’’ diye yalvararak isyan çıkarır ‘’Kudüs’ten bize ne?’’ diyerek kanla alınan toprakların bir bir işgal edilmesine seyirci kalırlardı…  

(Kaldılar zaten dediğinizi duyar gibiyim de neyse ortalığı iyice karıştırmayalım...)  

Hani kendilerine ‘Atatürkçü’ diyorlar ya… 

Emin olun, eğer Atatürk ile aynı zamanda yaşasaydılar ‘’Ordular ilk hedefiniz Akdeniz!’’ emrine ‘’Akdeniz’den bize ne?’’ derlerdi. 

Çanakkale’de ‘’Ben size yaşamayı değil, ölmeyi emrediyorum!’’ sözlerine, ‘’Biz şehitler tepesini boş bırakacağız!’’ diye cevap vererek sırtlarını dönüp gamsız gamsız ricat ederlerdi. 

Bugün olduğu gibi o günlerde de Türk milletinin, Türk devletinin ve Türk bayrağının karşısında ne kadar düşman varsa yüzlerini güldürür, hain planlarına oyuncak olduklarını bile bile şaklabanlık yaparlardı. 

İzninizle bu ‘bizden görünmelere’ cevap almayı ümit etmeden bir kaç soru sormak istiyorum...

Hani sürekli diyorsunuz ya ‘’Suriye’de ne işimiz var?’’ diye; 

İlk fırsatta Gaziantep’e, Hatay’a füze atmak için fırsat kollayanlara karşı korumaya çalıştığımız sınır güvenliğimizi...  

Sürekli ‘Anlaşalım!’ diye tutturduğunuz Esed’in varil bombalarından kaçan milyonlarca sivilin Türkiye’ye iltica edeceği gerçeğini...  

En az yüz yıl kadar devam edecek olan yeni dünya düzeninin Orta Doğu ayağını...  

Ülkemizin bu coğrafyada içine sinmiş bir pasif kuvvet olarak bırakılmak istenmesini...  

Ve Doğu Akdeniz’deki kaynak savaşlarını… 

Hepsini bir kenara bırakın!  

Suriye’de, yeni doğmuş bebeklerin üzerine boylarından büyük bombalar yağdıran bir yönetim var mı?  

Var!  

Peki sizin en azından kimliğinizde ‘Türk’ yazıyor mu?  

Yazıyor… 

E şimdi soruyorum! 

Madem bir zulüm gördüğümüzde arkamızı dönüp gidecektik... 

Madem çocukların, kadınların bombalar altında can vermelerine seyirci kalacaktık... 

Madem sınırın öteki tarafından ‘’Bizi şu zalimden kurtarın!’’ diye yalvaran insanlara ‘’Bize dokunmayan yılan bin yaşasın.’’ diyecektik… 

O halde söyleyin bana! 

Ne diye o zaman nam saldık şu cihana ‘’Geldi işte vefalı Türk!’’ diye?  

Hangi gaye ile tarih boyunca mazlumların dilinde “Türkler geliyor!” diye yer edindik?  

Dış politikamızın temel taşına ne diye ‘’Kızıl Elma’’ ülküsünü yazdık? 

Sizin verecek cevabınız olmadığından bırakın yine ben anlatayım size sadece bir cümleyle niçin Suriye’de olduğumuz...  

Akademik açıklamaları boş verin.  

Biz, bizi mazlumların tutmuş ahı olarak intikam almaya memur kılan Allah’ın nasip ettiği vazife gereği nerede bir zalim varsa, onu akıttığı kanda boğmak için Suriye’deyiz. 

Merak etmeyin… 

Bu şeref, yatıp kalkıp ‘’Ne işimiz var Suriye’de?’’ diyen şeref yoksunlarına bile yeter… 

Yorumlar 2 Yorum