YAZARLAR

Tarafsız olacağız derken İmamoğlu trolü olanlar...

Celal Şengör yayına bağlanıp ‘Ekrem Başkan sonuna kadar haklıdır. Kanal İstanbul depremi tetikler. Yapraklarla birlikte başkanı alkışlıyoruz’ deseydi, İBB’nin önüne heykelini dikerlerdi.

Muhammet Affan Polat
Muhammet Affan Polatmuhammetaffan@nethaber.com

Son zamanlarda bazı medya kuruluşları çok sağlam taraf değiştirmeye başladılar.

İlla da isim vermenin bir manası yok.

Zaten ‘U’ dönüşünü herkesin gözü önünde açıktan aldıkları için hepiniz kim olduklarını az çok tahmin edebiliyorsunuz.

‘Bundan sonra tarafsız olacağız’ mottosuyla açıldıkları yeni ufuklarda bayağı bir rotalarını kaybetmişe benziyorlar.

Kimi desteklerse desteklesinler beni hiç alakadar etmez…

Fakat ‘tarafsız’ olduklarını söyleyerek AK Parti’nin en ufak faulünde tribünü ayağa kaldırıp karşı tarafın mutlak kırmızı kartına ‘oyna devam’ tavırları yok mu işte o çok sinir bozucu oluyor.

İktidar tarafından yapılan açıklamaları bin bir yorumla süsleyerek kurt sofrasının ortasına bırakıyorlar.

Ama iş muhalif belediyelere gelince zam haberlerini bile ‘bir yerlerde zam mı ne olmuş amaan neyse…’ diyerek geçiştiriyorlar.

Hatta yetmezmiş gibi o zamları haklı gösterecek argümanlarını bile haber olarak paylaşıyorlar.

Özellikle de İmamoğlu konusunda pek tarafgirler…

Yeni gözdeleri biricik başkanlarına toz kondurmuyorlar.

İBB tarafından servis edilen PR haberlerini ‘helal olsun’ övgüleriyle süsleyerek Ekrem İmamoğlu’nun biometrik fotoğrafı eşliğinde verirken, halkın tepki göstereceği haberleri ise belediye binasının soğuk betonlarını paylaşarak veriyorlar.

Örneğin Ekrem İmamoğlu’nun Kanal İstanbul hakkındaki referandum talebini anında manşetten görürlerken iki gün önce Habertürk ekranlarındaki ‘’Referandumdan hayır çıkarsa mücadelemizi sürdürürüz. Referandum çözüm değil’’ sözlerini bırakın manşeti kıyıdan köşeden dahi görmediler.

Çarşamba gecesi bütün haber ekibiyle birlikte kulaklarının üzerine yatıp derin bir uykuya dalmış olmalılar.

Yoksa bunun başka bir açıklaması olamaz.

Yani olur ama…

Neyse orasını yazının sonuna bırakalım.

Lafa gelince biz AK Parti’nin yanlışlarını da yazıyoruz deyip işin içinden sıyrılıyorlar.

Bununla kalmayıp AK Parti’nin ve Erdoğan’ın kendilerine göre ofsayta düşen açıklamalarını eleştiri yağmuruna tutup İmamoğlu’a karşı dut yemiş bülbüle dönmeyenleri de trol ilan ediyorlar.

Dediğim gibi, kendilerince…

Biraz kopya vermiş olayım, bunlar öyle Sözcü, BirGün ve Cumhuriyet gibi ezelden hükümet düşmanı kaynaklar da değil ha!

Ekrem İmamoğlu canlı yayında tam 15 dakika arayla önce ‘Kanal İstanbul kesinlikle depremi tetikler’ sonra ‘Ben tetikler demedim’ dedi.

Lakin bu medya kuruluşları sanki o anlar hiç yaşanmamış gibi ‘Ne oldu ki?’ dediler…

İmamoğlu’nun önceden ortak canlı yayında ‘Emrinizdeyim hocam. Talimatlarınızı bekliyorum!’ dediği Celal Şengör, sırf ‘Kanal İstanbul depremi tetiklemez’ dediği için Şengör’ü telefona bağlayan sunucuyu programı yaptığına yapacağına pişman etti.

Halbuki Celal Şengör yayına bağlanıp ‘Ekrem Başkan sonuna kadar haklıdır. Kanal İstanbul depremi tetikler. Yapraklarla birlikte başkanı alkışlıyoruz’ deseydi, İBB’nin önüne heykelini diker, ki heykel işinde pek mahirdirler, büyük kurtarıcı ilan ederlerdi.

İşte bu bahsini ettiğim medya kuruluşları tüm bu rezillikleri görmezden geldi…

Peki bunu niçin yapıyorlar?

İki sebebi olabilir…

Birincisi, AK Parti’yi eleştirelim derken bile isteye yalanlarını görmezden geldikleri İmamoğlu’ndan minik bir diktatörcük ortaya çıkardılar ve bu diktatörcükten çok fena korkuyorlar…

İkincisi ise, bazı beklentileri olduğundan seslerini çıkaramıyorlar…

Hep söylemişimdir yine söylüyorum. Medyada tarafsızlık diye bir şey olmaz. Tarafsızım diyen hakikatten yalan konuşuyordur.

Mesele objektif olmakta…

Taraf olmak gayet insani bir durum. Rüzgâr nereye eserse o yana koşmanıza gerek yok!

Yaşananlara, olduğun taraftan objektif bir şekilde bakabiliyorsanız işte bu doğru olan duruştur.

Eğer bunu yapamıyorsanız biraz önce anlattıklarım gibi bir oyana bir bu yana Ekrem Başkan’ı alkışlayan yapraklar gibi savrulur gidersiniz.

Eee boşuna dememişler, taraf olmayan bertaraf olur…

EKREM İMAMOĞLU KISA SÜRE İÇİNDE ŞUNLARI DİYEBİLİR

- Ben Kanal İstanbul depremi tetikler demedim, tepikler dedim.

- Celal Şengör ‘basit’ bir bilim adamıdır.

- Ben bu ülkenin pirezıdınt, pirezıdıntıyım! Amerika’nın da başındaki kişiyim!

- İlim, bilim dinlemem o kanalı yıkarım!

- Referandumdan ‘hayır’ çıkarsa seçimi tekrarlatırım.

- Ben o yayına neden çıktım? Nasıl çıktım? Bunu izaha gerek yok! Yürüdüm çıktım…

EMPERYALİST SENİN PATRONUNDUR PORTAKAL!

Fatih Portakal geçtiğimiz günlerde Türk ordusunun Libya’ya aynı emperyalist devletler gibi doğalgaza petrole çökmek için gittiğini söyleyerek Türkiye’yi ve Türk ordusunu emperyal olmakla suçladı.

Öncelikle şunu söyleyeyim, Türkiye oraya BM tarafından meşru görülen hükümeti savunmak için gitti.

Çünkü menfaatlerimizi sağlamak için yaptığımız deniz mutabakatı anlaşmasında muhattabımız o hükümet.

Sizin anlayacağınız biz aslında kendi menfaatlerimizi savunmak için oradayız.

Ve o anlaşmanın detayında ne var biliyor musunuz?

Mutabakat bölgesi içerisinde ortak faaliyetler sonucu Libya’nın kıta sahanlığında bulunan petrolün tamamı Libya devletine teslim edilecek.

Kayıtsız, şartsız!

Dünya üzerinde iç savaş yaşayan bir devletle bu şartlarda anlaşabilecek tek ülke Türkiye’dir!

Senin anlayacağın Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden senin patronların gibi emperyalistler çıkmaz.

Eğer emperyal devlet arıyorsan git maaş hesabına yatan paranın kaynağına bak!

Yorumlar 4 Yorum