Yeniden Refah Partisi ve Fatih Erbakan

Medyada özellikle son dönemde karşı konulamaz bir girdaba tutsak olduk. Yeni kurulan partiler bir anda ilgi odağımıza yerleştiler. Sanki Türkiye’de ilk defa yeni parti kuruluyormuş gibi haber sitelerinde, tartışma programlarında sürekli bu mesele konuşuldu.

Özellikle Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan üzerinden yönetilen bir algı herkesi içine çekti. Kuracakları partiler milyonlar tarafından bekleniyormuş gibi bir his uyandırmaya çalıştılar.

Üstüne bir de Şehir Üniversitesi meselesi gibi doğrudan bu yeni parti kurucularını ilgilendiren olaylar patlayınca Türkiye gündemine iyice yerleştiler.

Konuşmaktan yana sorunum da çekincem de yok!

İsteyenle istediği konuda konuşur, haklı olduğu meselede hakkını verir haksız olduğu durumda da hak ettiğini hiç kem küm yapmadan söylerim…

Amma velakin herkese hak ettiği kadar vakit ayırıp herkesi hak ettiği ölçüde kaile almamız gerekiyor.

İlla yeni kurulacak partilerden bahsedeceksek, bunu yalnızca 'düşen yaprak' ve 'isimsiz' oluşumlarla sınırlı tutmak büyük bir hata olur.

Bilindiği üzere AK Parti’den ayrılan Ahmet Davutoğlu, partisini henüz kurabildi. İl ve ilçe başkanları kim hala bilen yok. Kaç şehirde teşkilatlandı, yahut teşkilatlandı mı bunlar hep meçhul.

Ötekinde manzara daha vahim…

Ali Babacan ve Abdullah Gül’den bahsediyorum.

Babacan aylar öncesinde Erdoğan’la yaptığı görüşmede şimdilik bir platform olarak çalışacaklarını söylemişti.

Devamında yeni parti kuracakları kesinleşti fakat henüz arpa boyu kadar yol kat edemediler. Partiye dair elimizde olan tek bilgi partiyi Ali Babacan’ın kuracağı…

Gerisi dedikodudan ileri gitmiyor.

Fakat baktığınızda ülkemizde yeni kurulan partiler kategorisinde medyada diğer ikisine nazaran hak ettiği ilgiyi göremeyen bir parti daha var.

Rahmetli Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan’ın kurduğu Yeniden Refah Partisi.

Öncelikle genel kanaatimi belirteyim ki siyasetçilerin çocuklarının siyasete atılmasına sıcak bakan birisi değilim.

Belki de başarılı bir örneği olmadığındandır bilemiyorum...

Başarılı olur yahut olmaz bunun hakkında şimdiden tahmin yürütmek zor fakat şunu söyleyebilirim ki Fatih Erbakan diğer iki isim gibi kimsenin arkasından iş çevirmedi.

Siyasi bir geçmişi olmadığından tükürdüklerini yalamak zorunda da kalmadı.

Ayrıca şöyle bir durum var ki haber kaynakları Davutoğlu’nun partisi ha kuruldu ha kurulacak diye beklerken Erbakan Yeniden Refah Partisi’nin 1. Yılı kutlamalarında konuşma yapıyordu.

Takip ettiğim kadarıyla teşkilat yapıları büyük ölçüde tamamlandı. Hatta Fatih Erbakan Genel Başkan olarak Anadolu’nun farklı noktalarındaki teşkilatlarına ziyarete bile çıkmaya başladı.

Geçtiğimiz günlerde yaptıkları kongreleri ise diğerlerinin parti lansmanından çok daha coşkuluydu.

Peki şimdi bu durumda Yeniden Refah Partisi’nin medyada haber dahi olamazken diğer iki partinin sürekli gündeme gelmesi hatta daha kurulmadan bile sanki herkes dört gözle onları bekliyormuş gibi bir tavır takınılması ne kadar doğru?

Ben Davutoğlu’nun haksız ithamlarına karşı gayrı ihtiyari olarak iki yazı üst üste kendisinden bahsedince birçok okuyucu ‘’Diğer partileri neden görmüyorsun?’’ diye yorum yaparak sitem etmişti.

O dönem cevap verilmesi gereken bazı yalan ithamlar vardı ve birilerinin bunlara hak ettikleri dilden cevap vermesi gerekiyordu lakin bence bu yorumu yapanlar tamamen haksız sayılmazlar…

Bu konuda eğer gerekiyorsa özeleştiri de yapmalıyız.

Herkese hak ettiği ölçüde alaka gösterilmeli. Bunları yeni kurulan partilerden herhangi birine meylim olduğundan değil yalnızca Türkiye gündeminin yeni partilerden kasıtla sadece Davutoğlu ve Babacan etrafında esir tutulmasına razı olmadığımdan söylüyorum.

Bana fikrimi sorarsanız AK Parti de olaylara bu gözle bakmalı. Eğer AK Parti’li forvet oyuncuları tekrardan oyunun hakimiyetini ellerine almak istiyorlarsa oluşan gündeme ayak uydurmak yerine kendi gündemlerini oluşturmalılar.

Yeni kurulacak partiler illa konuşulacaksa eski sisteme dönmek noktasında hemfikir olmaları hasebiyle Millet İttifakı’na yani HDP ve CHP’ye eklemlenmesi muhtemel olan Davutoğlu ve Babacan yerine, Başkanlık sistemiyle herhangi bir sorunu bulunmadığını yalnızca bazı düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Fatih Erbakan ve Yeniden Refah Partisi konuşulmalı.

Zira 50+1 sisteminde 0,1’lik bir oran bile oldukça kıymetli bir hale geldi.

Davutoğlu ve Babacan bütün hususlarda ihtilafa düşseler dahi Millet İttifakı ile sistem tartışması noktasında aynı potaya girebiliyorlar.

Ki girecek gibi de duruyorlar…

Hal böyleyken hala bu isimleri gündeme alıp atışma fırsatı vermek yanlış bir politika olur.

Boş yere bedava reklamdan başka manası kalmaz.

Bu dakikadan sonra Cumhur İttifakı’nın ihtiyacı olan azami müşterek de mutabık kalınabilecek tarafları bünyesine katarak seçmene, Millet İttifakı’nın tuzağına düşmeden tercih hakkı tanımasıdır.

Belki de yeni sistem ittifak içi muhalefete bile ortam hazırlayabilir.

Mesela yeni gündemi buraya çevirelim...

Neden olmasın?