YAZARLAR

Şu an bir deneyin içerisindeyiz!

Koronavirüsü hep birlikte tecrübe ediyoruz. Bu illeti atlattıktan sonra bizi çok farklı bir dünya bekliyor. Korona öncesi ve korona sonrası dünya nasıl şekil alacak hep birlikte göreceğiz.

İ.Emre Gümüş
İ.Emre Gümüşemre@nethaber.com

Çok değil yakın zaman öncesiydi. Lise yıllarımda mobil bir oyuna aşırı merak sarmıştım.

Oyunun ismi Plague Inc…

İngiltere’de yazılımı tamamlanan bu oyunun tek bir amacı var. İnsan popülasyonunu yok etmek için bir patojen yani bir nevi mikrop oluşturuyorsun ve geliştiriyorsun. 

Diğer bir ifadeyle bir hastalık üreterek, tüm dünyayı etkiniz altına alarak, insanlığı yok etmeye çalışıyorsun.

Tabi bunu yaparken kimse size karşı koyamıyor; çünkü güç sizin elinizde, tabi panzehir de sadece sizde bulunuyor.

Oyunun arka planında çalan korkunç müzikle hızınızı alamıyorsunuz. Elinizden geleni yapmaya çalışıyorsunuz. Son derece masum bir şekilde oturduğunuz bilgisayar başında insanları yavaş yavaş öldürüyorsunuz. Sonuç itibariyle bir oyun değil mi?

Gerçek hayatta böyle bir şeyin olmasının imkânsız olacağını düşünüyorsunuz. Hatta ve hatta içinizden ne yani gözle görülmeyen bir virüs bütün dünyayı etkisi altına mı alacak diye de geçirmeden edemiyorsunuz. Ne hazin bir gerçektir ki alabiliyormuş ben yeni öğrendim, çoğumuz belki de benimle aynı şeyi düşünüyor. Aramızda yaşı yüzün üzerinde bir büyüğümüz yoksa şayet o da bizimle birlikte tecrübe etmiş oldu.

Durumu sakin bir kafayla düşündüğünüz zaman hakikaten gelinen noktada insanlık tarifi ve kestirilmesi oldukça zor bir yere doğru gidiyor.

Ne zaman ya da nasıl olacak bilmiyorum ama malum Koronavirüs sürecini inşallah atlattıktan sonra çok farklı bir dünya bizi bekliyor olacak.

Korona öncesi ve korona sonrası…

Abartıyormuşum gibi gelse de here şey ortada.

Artık dünyada hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, kafelerde oturma tarzlarımız, uygulamalardan kolayca yemek sipariş ediyor olmamız, ofislerdeki çalışma tarzı, insanların birbiri ile yaptığı ortaklıklar, aile içi bağlar, paranın değeri vs. Şimdi burada yüzlerce şey yazabilirim.

Bizim adımıza hükümetler karar alacak. Ve bu alınan bütün kararlar hayatımız değiştirecek siyasi açıdan, bilimsel açıdan, sosyal açıdan aldığı kararlar ilerideki yüz yılı belirleyecek…

Bir düşünsenize şu an aslında sosyal, siyasi ve ekonomik ve daha çok yönlü bir deneyin içerisindeyiz.

Çocuklar için uzaktan eğitim ne kadar faydalı? Evde çalışmak bizler için uygun mu? Toplu taşıma araçları daha az kullanılırsa ne olur? Taksilere gerçekten ihtiyaç var mı?

Bunların hepsi bir sonucu doğuracak ve hayatımız buna göre tekrardan şekillenecek…

Evde kal çağrısına imkânı ve vakti müsait olduğu halde sırf bana bir şey olmaz cahil tavırları yüzünden hala uymayan o kadar çok akıl fukarası görüyorum ki sormayın. Elbette ki mecburen işe gitmek zorunda olanlar veyahut başka zorunluluğu olanlardan bahsetmiyorum.

Sırf sıkıldıkları için hava almaya çıkanlardan bahsediyorum.

Yarın öbür gün devlet dese ki sizleri gözetlemek zorundayız. Bizi bu sisteme mecbur ettiniz. Hani bilmiyorum hiç duydunuz mu? Biri bizi gözetliyor diye bir tv programı vardı onun gibi…

Ne diyebiliriz ki devlete karşı. Zaten Amerika denen büyük şeytan bizi her daim gözetliyor daha ne…

Yani devlet dese ki madem siz bu çağrılara uymuyorsunuz. Bende farklı bir sisteme geçeceğim. Çin ne yapıyorsa onu yapacağım. Hem de onların teknolojileriyle

Peki nedir Çin’in yaptığı hemen açıklayayım:

Sizi her yerde takip ediyor. İnsanların akıllı telefonlarını yakından takip ederek, milyonlarca yüz tanıma kamerası kullanarak, insanların ateşlerini ölçüp raporlamalarını sağlayarak Çin hükümeti yalnızca koronavirüs taşıma şüphesine sahip insanları tespit etmekle kalmıyor, aynı zamanda hareketlerini takip edip kimlerle temas kurduğunu da öğrenebiliyor. İnsanlara enfekte olan bir hastadan ne kadar uzakta olduğunu söyleyen çok sayıda mobil uygulaması bile var.

Kulağa güzelmiş gibi gelen bu olayın korkunç yanları insanı irite etmeye yetiyor.

Düşünsenize korona virüs bittikten ya da bu denli etkisini kaybettikten sonra bu sistemin halen devam ediyor oluşunu. Mesela cebinizdeki mobil cihazda sizin sağlığınızı ama aslında sizi takip etmek için o uygulamanın mecburi olarak yani devletin talebiyle yüklü bulunacak oluşu.

En basitinden sizin siyasi görüşünüzü veya nelerden hoşlandığınızı, hoşlanmadığınızı kolayca anlayacaklar, çünkü ekranda gördüğünüz şeye göre kalp atışınız hızlanacak veya kan dolaşımınız yavaşlayacak vs vs…

Daha neler neler. Encamımız hayr olsun.

Kendinize sağlıklı davranın ve EVDE KALIN!  

Unutmayın, kendi sağlığınızı düşünürseniz bütün ülke kurtulacak!

Yorumlar