YAZARLAR

Uzaktan eğretim

Yıllardır hep yumuşak karnımız olmuş eğitim öğretim çalışmalarımızın şimdilerde zaruretten ötürü uzaktan yapılıyor olması az eğreti durduğundan yazdım bu başlığı.

İ.Emre Gümüş
İ.Emre Gümüşemre@nethaber.com

Merak etmeyin bir yanlışlık yok başlıkta.

Yıllardır hep yumuşak karnımız olmuş eğitim öğretim çalışmalarımızın şimdilerde zaruretten ötürü uzaktan yapılıyor olması az eğreti durduğundan yazdım bu başlığı.

15 Temmuz sonrası birçok alanda olduğu gibi FETÖ’cülerden temizlenen eğitim ortamları tam da yeni bir ivme kazanmak üzereydi ki Covid-19 salgını nedeniyle bir anda inkıtaaya uğradı.

Düğün merasimlerinde sevincinden düğün sahiplerine; cenaze evindeyse üzüntüsünden mevtanın yakınlarına sarılmayı ve yüzündeki ifadeyi muhatabına aksettirmeden içi rahat etmeyen milletimize uzaktan bir şey yaptırmak ne mümkün.

Hele ki uzaktan bir tek kumandayı sevmiş ve de ancak uzaklardan davulun sesini hoş görmüşken.

Latife bir yana yirmi milyonu ilk ve orta öğretim, yaklaşık beş milyonu da yüksek öğretim öğrencisi olmak üzere yirmi beş milyona öğrencisi ile dünya’da 100’den fazla, Avrupa’da ise 10’dan fazla ülkenin nüfusundan fazla öğrenciye sahip olan ülkemizin bu süreci eğitim öğretim adına istenildiği atlatması zor görünüyor.

Öğrenci sayımızın kalabalık oluşu yüzünden bütün eğitim öğretim alt yapısını en güzel şekilde ikmal etsek dahi hep bir sorunla karşılaşacak olmamız kaçınılmaz olacaktır.

Ülke olarak tek bir tesellimiz var ki o da doksanlı yılların Türkiye’sinde yaşamıyor oluşumuzdur.

Kahve müdavimleri için virüse karşı en etkin çözüm olarak “Sıfır yeni kağıt açın , bu kadar basit” diyecek kadar zeka köpüğü bir muhalefetin eline kalsaydık şayet bugün elimizdeki ne kadar kağıt ve kalem varsa sürekli yenisini açmaktan evlerimizde yer, cebimizde de paramız kalmayacaktı anlaşılan.

Elbette ki dünya ölçeğinde daha önce böyle bir vaka ile karşılaşılmamış olması ve de sağlıkla ilgili temel bilimlerin henüz önümüzü görebilecek şeklide bir yol haritası çizememiş olması gerçeği devletin sağlıklı karar alamamasında bağlayıcı olmakta.

Bütün bu gerçekler ışığında 2020-2021 eğitim-öğretim yılının uzaktan yapılacak olması kaçınılmaz gibi görünmekte. En azından bir kış mevsimi atlatılması ya da salgının başladığı tarihten itibaren bir yıl geçmesi gibi durumları bekleyip görmek gerekeceğe benziyor.

Gönül ister ki ülkemiz başta olmak üzere aşı çalışmaları için gece gündüz uğraş veren ülkeler bir an evvel bir sonuca ulaşsın.

Benim asıl anlatmak istediğim şeyse başka.

Yirmi beş milyon öğrencinin uzaktan ve mobil cihazlar yoluyla eğitim faaliyetine katılmak zorunda kalacak olmasıdır.

Birçok öğrencinin hali vakti yerinde olması yanında anne babası ayrı olan, evi olmayan, kırsalda tarım ve hayvancılık faaliyetlerini sürdüren öğrencilerin varlığı da bir gerçektir.

Ve bu ikinci cümlede bahsi geçen öğrencilerin çoğunun mutlaka bir eksik nedeni ile uzaktan eğitim faaliyetine katılamadığı da gün gibi ortadadır.

İnternet alt yapısının olup olmadığı, derslere uygun ve yeterli bir cihazla iştirak edip edemediği belirsiz olan bu çocuklar için bir an evvel başta muhtarlarımız olmak üzere, belediye başkanlarının, valilerimizin ve kaymakamlarımızın ivedilikle bir çözüm üretmesi elzemdir.

Devletimizin her birisine tablet, telefon ve diğer mobil cihazları temin hususunda gücü var ve bunu çoğu kez göstermiştir de.

Önemli olan yukarıda saymış olduğum yöneticilerimizin bir an evvel koordineli bir şekilde ihtiyaç sahibi öğrencileri tespit edip, eğitim materyaline kavuşmalarını sağlamaktır.

Ya değilse eğitimde fırsat eşitliğinin her geçen yıl sağlanır olduğu ülkemizde bu dengenin bozulacak olması, Türkiye’nin gelecek hedeflerine eğitim adına defolu bir şekilde adım atacağı anlamına gelir ki böyle olmasını ülkesini seven hiç ama hiç kimse istemez.

Her şeyimizle yüz yüze bir yaşama yeniden kavuşabilmemiz dileğimle.

Sıhhat ve afiyetler dilerim Türkiye’m…

Yorumlar 1 Yorum