YAZARLAR

Kınayamadığın terör, gün gelir sana döner.

Teröre karşı tek yumruk olmayı, bir kısmımıza teröre TERÖR, teröriste TERÖRİST demeyi, diğer bir kısmımıza, terörü fakatsız, amasız gönülden kınamayı, öğretemedi.

Bu toprakların insanları Cumhuriyet tarihi boyunca, Kurtuluş Savaşı yılları dahil terörden çektiği kadar hiçbir şeyden çekmemiştir.

Kurtuluş Savaşı'ndan başlayalım. Samsun’a çıkış 1919, Cumhuriyetin ilanı 1923, yani dört yıl.

Ardından İkinci Dünya Savaşı... Her ne kadar savaşa girilmedi ise de o yıllarda çok zor geçti, 1939 – 1945 toplamda altı yıl.  Sonrasında 60, 71 ve 80 darbeleri. Demokrasiye geçiş ortalama dört yıl.

28 Şubat süreci ve 15 Temmuz darbe girişimi. Onlar için de üçer yıl diyebiliriz. 94 ve 2001 ekonomik krizleri, üçer yıl da onlar için zor yıllar nitelemesini yapalım. Ya bu ülkenin terörle geçirdiği, canlarını kaybettiği yıllar.

Diğerlerini bir yana bırakıyorum, sadece PKK terörü tam 37 yıldır aralıksız süre geliyor. Kaybettiğimiz canlarımız, on binlerle ifade ediliyor. Ülke olarak maddi kaybımız... Bu hesabı tutabilecek ekonomistin, matematikçinin elini öperim.

Bakın tekrarlıyorum tam 37 yıldır devam eden bir terör. Yalnızca 37 yıl demek dahi yeterli ama Ben biraz daha doğru  anlatabilmek için şunları da söylemek istiyorum.

1984 yılında doğan bir insan şu an 37 yaşında. Eğer evlilik yapmışsa büyük ihtimalle kocaman çocuk sahibi anne ya da baba. 1984 yılında teröristlerle mücadele eden asker şu an 59 yaşında. Baba olmasından vazgeçtim hemen hemen tamamı torun sahibi. O gün masa üzerine sığmayacak kadar büyük bilgisayarların yaptığının on katını, belki de 100 katını bugün herkesin elinde bulunan telefonlar yapabiliyor.

O gün otomobillerin camları dahi otomatik değilken bugün sürücüsüz hareket edebilen otomobiller yollarda yerlerini almak üzere.

Demem şudur ki, 1984 yılından günümüze başka konularda çok ama çok yol alındı fakat terör bir türlü bitirilemedi.

 37 yıl boyunca terörle ilgili çok şeye üzüldüm.  O kadar ki 1984 yılında aralarında bebeklerin de olduğu onlarca kişinin öldürüldüğü görüntüler televizyonda yayınlandığında neredeyse çocuk sayılan birisi olarak gözyaşlarına boğulduğumu  hatırlıyorum.

Üzüntüler bir yana bu süreç boyunca iki şey beni o kadar etkiledi ki tarifi mümkün değil.

Birincisi, mecburi askerlik hizmetini yapıp gelen, birbirleriyle hiçbir ilgisi olmayan insanların söylediği ortak cümleler. ”Teröristlerin etrafını sardık tam onları yok edecektik ki, komutanlarımızdan bir emir geldi, Ankara’dan birileri telefon etmiş, onları bırakacakmışız” tekrarlıyorum, bu askerlik anıları  birbirleriyle uzaktan yakından ilişkileri olmayan insanlara ait.

İkincisi, 15 Temmuz sonrasında anladık ki, terörle alakalı bütün sınırlarımızdaki birliklerin komutanları FETÖ'cüymüş


Şemdinli baskınıyla başlayan ve 37 yıldır devam eden terör belası geçtiğimiz günlerde de bizlerden 13 canımızı koparıp aldı.

Hem de kalleşçe, hem de aşağılık bir şekilde. Şimdi diyeceksiniz ki, terör bize çok şey öğretti, değil mi?

Ben de size diyeceğim ki, hem büyük bir evet hemde büyük bir hayır.

Evet çok şey öğretti...PKK terörünün DNA'sından, mücadele taktiklerinden, lojistik destek verenlerden, mücadelenin yerli ve milli silahlarla yapılması gerektiğine kadar bir çok şeyi üstelik bedeller ödeyerek öğrendik.

Hayır hiçbir şey öğretmedi... Teröre karşı tek yumruk olmayı, bir kısmımıza teröre TERÖR, teröriste TERÖRİST demeyi, diğer bir kısmımıza, terörü fakatsız, amasız gönülden kınamayı, öğretemedi.

Benim sözüm teröre karşı tek yumruk olamayanlara, teröre TERÖR, teröriste TERÖRİST diyemeyenlere ve terörü amasız fakatsız gönülden kınayamayanlara.

Kuzey Irak’ta 13 canımızı kaybetmemizin ardından İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu‘nun tüyleri diken diken eden cümlelerini hatırlarsınız.

Soylu yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı; "6 yıl önce PKK tarafından kaçırılan Kuzey Irak'ta alıkonulan 13 evladımız, alçakça, kalleşçe şehit edildi. Bunun üzerine hala Pkk'yı aklamaya çalışan pislikler var. Pkk ile aynı açıklamaları yapmaktan utanmayan aynı yalanlara sahip çıkan haysiyetsizler var. Evlatlarımıza ve ailelerine çektirdiklerinin hesabı soruldu, sorulacak. Murat Karayılan'ı yakalayıp bin parçaya bölmezsek bu millet ve şehitlerimiz yüzümüze tükürsün"

beyler bayanlar, benden söylemesi eğer siz bugün teröre TERÖR teröriste TERÖRİST diyemezseniz, terörü amasız fakatsız kınamaya kıyamazsanız, yaptıklarınız bumerang misali geri döner ve yarın çocuklarınız, torunlarınız yüzünüze tükürür.

Yorumlar 1 Yorum