YAZARLAR

Altunizade gibi fikir

Geçtiğimiz günlerde Altunizade metrobüs üst geçitinde, harika zannedilen, Silikon Vadisi kaçkını bir fikir uygulamaya konuldu.

Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Silikon Vadisi'ni hepimiz biliriz. 
Hani şu internetle aşk yaşayan bütün cihazların üretildiği yer. 
Tam da orada işte, farklı ama çok başarılı bir uygulama var. Kendi çapımda, reklamlarını yapmak istemediğimden adlarını vermediğim bir çok devasa firma, orada ne yapıyor biliyor musunuz? 


Yüzlerce  insanı bir araya getirip, saçmalama pahasına, kendilerini utandıracak olsa dahi, insanlardan fikir üretmelerini istiyorlar. 
Devasa firmalardan birinin üst düzey yetkilisi aynen şöyle diyor. 
"Binlerce saçma sapan fikir ortaya atılıyor ama saçma zannedilen bir tanesi çıkıp bize milyonlar kazandırıyor." 


Silikon Vadisi nire Altunizade nire demeden, sözü Silikon Vadisi'nden alıp Altunizade metrobüs durağına  getirelim.
Neden mi? Söyleyeyim. 
Çünkü geçtiğimiz günlerde Altunizade metrobüs üst geçitinde, harika zannedilen, Silikon Vadisi kaçkını bir fikir uygulamaya konuldu. 
Muhtemelen ekonomi kökenli, iletişime gözkırpan siyaset fukarası bir zat-ı muhterem’in  ürettiği bu fikir, çözüm olarak düşünülmüş. 
Sorun neydi, metrobüs durağındaki aşırı kalabalık. Çözüm ne? Üstgeçidi bir şekilde ücretlendir, vatandaş sağa sola dalsın ve böylece kalabalık azalsın. 
Fikir sahibinin ekonomi kökenli olabileceğini söylemiştim ya, galiba, ekonominin fiyat talep ilişkisi kuramından faydalanılmış. 
Açmak gerekirse, yüksek fiyat talebi azaltır. 
Altunizade üst geçiti bağlamında ücretin,  talepten oluşan kalabalığı da azaltacağına inanılmış. 


Durum böyleyken ben de kapasitem ölçüsünde, bana ihtiyaç olmamasına rağmen, ki Altunizade örneği bana ihtiyaç olmadığının delilidir, özellikle CHP ve Sayın İmamoğlu'nun seçim vaatleri konusundaki çözüm önerilerimi sunmak istiyorum.


Bedava süt, ekmek vaadinin ivedilikle halledilmesi gerekiyor. 
Benim önerim, acilen obeziteyle mücadele ve anne sütünün faydaları konularında kampanyalar başlatılmalı. Birkaç gürbüz çocuk ve bebeğini emziren anne fotoğraflarının kampanyalara faydalı olacağına inanıyorum.  
Hem zaten Canan Karatay hocamız, ekmek yemeyin demiyor mu?  
İşte size Altunizade gibi, pardon altın gibi bir çozüm.
Ücretsiz okul servisi için de bir fikrimin olduğunu saklamayacağım. 


Yine bir kampanya. 

Bu sefer, sabah sporu her şeye iyi gelir, kampanyası. 
Yoksa, hadi çocuklar yürüyelim, daha mı güzel olurdu? 
Neyse, ben cömert davranıp ikisini de önereyim. 
Çocuklar zaten, evde ve okulda kapalı kalıyor. En azından ev okul arasında açık havadan faydalansınlar, tavsiyesi de fena gözükmüyor. 
Böylelikle,  ücretsiz öğrenci servisini neden koymadığınızı savunabilmek için harika bir çalışma yapılmış olur.
75.000 öğrenciye her ay 400 TL burs, vaadini es geçmeyelim. 
Çünkü ucunda müthiş bir para var. 
Bir kampanya da orada patlatmak lazım. Tek taşımı 
kendim aldım, türünden bir kampanya. Kampanya için öneri sloganım şu, kendin kazan kendin ye. 
Üniversiteye başlayan öğrenci gençler. Sizler hayatınızın en güzel  çağında çalışmanı, para kazanmanın keyfini çıkarmayacaksınız da ne zaman çıkaracaksınız? 
Birkaç tane, ben üniversitedeyken şöyle yapmıştım, ile başlayan anının da faydalı olacağı kanaatindeyim. 
Yaşasın, bunu da hallettik.


Sanırım bir kısmınız saçmaladığımı düşünüyorsunuz. 
Evet, haklısınız. 
Bir açıdan saçmaladığım doğrudur.  
Ne yani, anlı şanlı, mevkili makamlı insanların ara vermeksizin saçmaladığı bir ortamda, benim saçmalama hakkım yok mu? 


Var tabi. 
İşte ben de o hakkımı kullanıyorum. 

Üstelik herkese yakışmaz fakat, saçmalamak bana yakışıyor.

Yorumlar