YAZARLAR

Asker selamına da ambargo

Bu ilkeli duruş sahipleri şimdi ambargonun başka bir boyutuna geçmişler. Tarihi Almanya-Fransa rekabetinde geride kalmak istemiyen Fransa, futbol sahalarında da ambargoya, ben de varım dedi.

Avrupa’nın üstün nitelikli ilkelerinden dolayı silah ambargosunu görmüştük.  Millet olarak elbetteki lisan-ı munasiple cevabını da vermiştik. Ne demiştik? Alın silahlarınızı gözünüze sokun. 


Bu ilkeli duruş sahipleri şimdi ambargonun başka bir boyutuna geçmişler.
Almanya’da bir futbolcumuz, Enver Cenk Şahin, ülkesinin terörle mücadele gerekçesiyle, askerini Suriye’ye göndermesini desteklediği için, sözleşmesi kulübü tarafından fesh edilmiş.Tarihi Almanya-Fransa rekabetinde geride kalmak istemiyen Fransa, futbol sahalarında da ambargoya, ben de varım dedi.

Nasıl mı?

Bu arada yeri gelmişken Şenol Güneş'i ve bütün milli takım oyuncularımızı can-ı gönülden tebrik ediyorum. 

Fransa şunu söyledi. "Taraftarınıza asker selamı veremezsiniz. Verseniz de biz televizyonlarımızda göstermeyiz." 

Bir an bütün düşüncelerimi sıfırlayıp yeniden düşünmeye çalıştım. 
PKK Suriye’de gerçekten PKK olmayabilir mi? 
İyi de bu nasıl iş. PKK Suriye’nin Türkiye tarafında terör örgütü ama, Suriye’de değil. PKK Suriye’nin Irak tarafında terör örgütü ama, Suriye’de değil. 

Siz PKK ’yı terör örgütü olarak tanımadınız mı? Tanıdınız.

Suriye’dekilerin lideri de, İmralı’da ömür boyu tutulmakla onurlandırılan şahsiyet değil mi? 
Evet taa kendisi. Ee nasıl oluyor öyle? 


Bu bizim Kani Paşa’nın hikayesine dönmedi mi? 
Hani şu Kırk Yıllık Kani Olur Mu Yani, hikayesi.
Hatırlamayanlar için kısaca anlatayım.


Kani Paşa güzel bir Rum kızına aşık olmuş. Aile kızlarını Paşa’nın müslüman olması nedeniyle vermiyor. 
Rum aile ısrarlar üzerine, kızlarının bir şartla Kani Paşayla evlenmesini kabul etmiş. Şart neymiş? 
Kani Paşa vaftiz olup dinini değişecekmiş. 
İsim de hazır, yani. 
Kani Paşa’nın aklına güzel bir fikir gelince, ailenin koşulunu kabul etmiş. Rum kızıyla evlenen Paşa karısının ailesini akşam yemeğine davet ederek,  şöyle  bir haber uçurmuş. 
Yemekte balık var. (Not, yıl İstanbul'un balık kıtlığı yaşadığı bir yıl.)
Kani Paşa elindeki tavuğu misafirlerin önünde su dolu kaba, tavuktun oldun balık, diyerek batırıp çıkartmış.     
Bir süre sonra yemekler kapaklı tepsilerde masaya gelmiş. 
Kapağın altında balık olduğunu zanneden dünürler, tepside  tavuğu görünce şaşırmış. 
Paşa hani balık vardı.
Kani Paşa, işte size balık. 
Karısının ailesi, paşa bizimle alay mı ediyorsun. Bu bildiğimiz tavuk.
Kani Paşa, evet, o tavuktu ama, onu vaktiz ettim şimdi balık oldu. 
Şaşkın Rum ailesi,  Paşa hiç tavuk balık olur mu? 
Paşanın cevabı, üç günlük tavuk balık olmuyor da, Kırk Yıllık Kani Olur Mu Yani, cevabını vermiş. 

Yani Avrupa bizden, Kırk yıllık PKK'li teröristlerin, sınırın öbür tarafına geçtiğinde melek olduğuna inanmamızı bekliyor.

Hani düşüncelerimi sıfırlamıştım ya, her şeyi unutarak bir de şöyle düşündüm. Tamam saçma gelecek size fakat, yine de düşündüm. 
Sivil bir ortamda, yani futbol sahasında, asker selamı vermek Fransa’nın soylu tarihiyle çelişiyor mu? 


O zaman da aklıma Barış Manço’nun Fransız televizyonunda sunucuya haddini bildirdiği kareler geldi. 
Barış Manço Türkiye'ye karşı barbarlık imasında bulunan televizyoncuya cebinden çıkarttığı Türk kağıt paralarını göstermiş. ''Bakın bizim paraların üzerinde filozofların sanatçıların resimleri var. Bir de sizinkileri görelim.''

O tarihteki Fransız para birimi Franktı ve Fransız kağıt paralarının alayının  üzerinde general resimleri vardı. 
Demek ki adamların askerlik sivillik bağlamında bir sorunları da yok.

Fransız televizyonunun Türk futbolcularının Türk taraftarlara asker selamı çakmasını göstermemesi beni biraz eskiye götürdü. 
Çünkü o tarihle bu tarih arasında ortak yönler var. 

Yine terör, yine stadyum ve yine halkın milli duygularla birbirleriyle dayanışması. Tarih 13 Kasım 2015. Fransa’daki terör saldırılarında en az 130 kişi hayatını kaybetti. 
Teröristlerin hedeflerinden birisi de Fransa stadyumuydu.  
Fransızlar stattan çıkarken ne yaptılar biliyor musunuz? 
Bir ağızdan Fransız Milli Marşını okudular. 
Tezat şu:

Fransız futbolseverlerin teröre karşı dayanışmaları normal ki, bence de normal, ama, Türk futbolseverlerin bu hakkını kullanmaları anormal.


Son olarak iki söz. 
Birisi benden, birisi Metin Şentürk’den. Benim sözüm, Fransa’da maç esnasında yaşatılanlar, korkunun maskeden sızmasından başka bir şey değil. 
Sevgili Metin Şentürk’ün sözü. O da maçtan sonra tweet atmış. 
Çocuklar süpersiniz.

Fransız televizyonunun rejisi göstermese de, ben ve bütün Türkiye asker selamınızı gördük.

Yorumlar