YAZARLAR

Çay sezonuna dikkat!

Öncelikle Rize'ye, diğer söylemle çaya ulaşımın sağlanması lazım. Rize‘de bir çay bir de siyasetçi yetişir, tıpkı bu deyim misali. Yani çay Rizeli için ekonomik anlamda olmazsa olmazdır.

Hatırlar mısınız?

Birkaç yıl önce, milli içeceğimiz muhabbetimiz vardı.

Anımsamıyanlar için söyleyeyim, "rakıdır" diyenlerle "ayrandır" diyenler karşı karşıya gelmişlerdi.

Evet her iki görüşünde haklılık payları yok değildi.

Rakı şiş kebap çok güzel, Türkiye yine gelecek ben; turist muhabbetini herkes bilir.

Ayran da öyle, ayranın anası, yoğurtun adı neredeyse bütün Dünya dillerinde Türkçe’de olduğu gibi yoğurttur.

Ben bugün sizlere rakıdan da, ayrandan da daha milli bir içeceğimizden söz edeceğim.

Ne mi bu milli içecek?

Hemen söyleyeyim...

Memleketim yeşil Rize’nin gözbebeği çay.

Beni memleketçilik yapmakla suçlayabilirsiniz.

Eyvallah ama öncelikle yazıyı sonuna kadar okuyun.

Göreceksiniz ki çay gerçekten daha milli bir içecek.

Rakıyı malzemelerini temin edebildiğiniz dünyanın her yerinde üretebilirsiniz.

Uganda‘da bile.

Ayran da öyle, size sadece bir ahır, bir inek birazda ot lazım.

Ya çay?

Hadi bakalım çayı becerebiliyorsanız Rize çevresi ve Güneydoğu Asya hariç dünyanın başka bir bölgesinde üretin.

İşte şimdi bu milli içeceklerimizden birisi, bana göre en millisi çay, tehlike altında.

Diyeceksiniz ki koronavirüsün tehlike altına almadığı ne var?

Haklısınız da fakat çayın durumu biraz daha farklı.

Türkiye açısından farklı, hemen hemen bütün evlerde, bütün işyerlerinde çay, muhabbetin odak noktasındadır.

Bizim kahvehane, kıraathane ve kafe dediğimiz iş yerlerinde bile, adlarıyla ters orantılı olarak %95 çay satılır.

Başka bir konu, hem miktar bağlamında hem de koronavirüsün merkezinin Güney Doğu Asya olması nedeniyle bu kadar çok çayı ithal etmeniz mümkün değil.

Yani yeşil Rize’nin çayı milliliğinin yanı sıra sosyal ve ekonomik de bir içecektir.

Rize özelinde farklı, çünkü Rize‘de dağ taş çaydır.

Kayda değer başka hiçbir tarım ürünü ekonomik olarak üretilmez.

Hani derler ya, Rize‘de bir çay bir de siyasetçi yetişir, tıpkı bu deyim misali. Yani çay Rizeli için ekonomik anlamda olmazsa olmazdır.

Özellikle bütün yıl Rize‘de yaşayan hemşerilerim bana hak vereceklerdir.

Rizeli evladını masrafların bir kısmını gelecek çay parasından ödemek üzere evlendirir.

Rizeli evinin kapısını, bacasını, camını, çerçevesini toplayacağı çayın parasına güvenerek tamir ettirir.

Rizeli, en azından bir kısmı market, mağaza alış verişlerini bile "Mayıs ayı çayından ödeyeceğim" diyerek yapar.

Sadece bu kadar mı? Hayır değil.

Rizeli Çocuklarının rızkını ağırlıklı olarak Çaykur ya da özel çay fabrikalarında çalışarak karşılar.

Tabii ki başka birçok şey daha.

Özetle Rizeli için çay = ekmek parasıdır.

Peki sorunlar neler?

Öncelikle Rize'ye, diğer söylemle çaya ulaşımın sağlanması lazım.

Çünkü çoğu çay üreticisi şu an Rize dışında...

Çayı toplamakta ayrı bir sorun.

Çay üreticisinin dahi Rize’ye ulaşmakta sorun yaşadığı bir ortamda, yurt içinden ve yurt dışından yevmiye ile çalışan  işçilerin gelmesi neredeyse imkansız...

Zaten Çaykur ile özel sektör arasında sıkışan çay üreticisi koronavirüsün yol açtığı ekonomik sıkıntılar içerisindeki özel çay fabrikalarına ne kadar güvenebilecek...

Düzenli çay toplamanın olmayacağı bir sezonda Çaykur randevu, kota ve kontenjan uygulamalarına devam edecek mi?

Çaykur dışındaki irili ufaklı yüzlerce çay fabrikası nasıl ayakta kalacak... Şüphesiz, yazıda değinemediğim büyük ya da küçük onlarca sorun daha var. Kanımca sorumluluğun çoğu Rize Valiliğine ve Çaykur’a düşüyor.

Tamam Sayın Erdoğan bütün ülkenin Cumhurbaşkanı fakat, sonuçta o bir Rizeli. Bu da çay, Rize ve Rizeli için büyük bir şans.

1147 km öteden, defalarca ölçtüm tam 1147 km, Çaycıların bütün sorunlarını bilme ve onlara çözüm üretme densizliğini yapmadım.

Terazinin kefelerinde parayla sağlığın oturduğu bir konuda uzmanları yok sayarak ahkam da kesmedim.

Benimkisi yalnızca, çorbada tuzum olsun misali bir bardak çaya bir miktar şeker koyma çabası.

Hadi size bir soru.

Hani bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı var derler ya, bir bardak çayın hatırı ne kadardır?

Kendi cevabımı vereyim...

Sadece 40 dakika.

Neden mi?

Onu da söyleyeyim, insanlar genelde 40 dakikada 1 bardak çay içtiklerinlen, ikinci çayı içerken ilk bardağın hatırı ortadan kalkar da ondan.

Yorumlar 5 Yorum