Ecevit'in Demir Leydisi

Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır. 
Hani anayasamızın, değiştirilmesi dahi teklif edilemez, maddeleri varya, aynen öyle. 
Bence bu sözün tartışılması dahi teklif edilemez. 
Belki eştir, annedir ya da kızkardeştir ama, mutlaka her başarılı erkeğin arkasında bir kadını görürüz. 

Rahşan Ecevitin merhum Başbakanlardan Bülent Ecevit'in hayatı üzerindeki etkisi su götürmez.  
Rahşan Ecevit gerçekten çok güçlü bir karakterdi. 
Öyle ki, Bülent Ecevitin arkasında ya da yanında durmakla kalmamış,  zaman zaman önüne bile geçmişti. 
12 Eylül 1980 darbesinin ardından kapatılan CHP ve yasaklı Ecevit. 
Peki Sahnede kim vardı? 
Ecevitin eşi rahşan hanım. 
Hemde öyle böyle değil, dolu dizgin. Bakın o devirde yani, 12 Eylül darbesi’nin ardından,  kapatılan bütün partiler emanetçi genel başkanlarla siyaset hayatına devam etmeye başlamışlardı. Tekrarlıyorum, emanetçi genel başkanlarla. 
Fakat, Bülent Ecevit öyle davranmamıştı.  Kurulan DSP nin genel başkanlığını eşi Rahşan Ecevit’e teslim etmişti.  
Rahşan Ecevit ne yapmıştı? 
Sanki 40 yıllık siyasetçiymiş gibi işi alıp götürmüştü. 
Hem de halkta bir karşılık bularak. 
Öyle ki, seksenli yıllarda bir çok anne baba kız çocuklarına Rahşan ismini koymuştu.

Bülent Ecevitin üzerinde Rahşan Ecevit etkisi dendiğinde benim aklıma üç olay geliyor. 
Bir tanesini söyledim. 
Bülent Ecevitin yokluğunda Ecevit'in DSP sini alıp götürmesi.  
İkincisi rahşan affı olarak bilinen, 22 Aralık 2000 tarihli, şartlı salı verme ve ceza erteleme yasası.
Kuşkusuz söz konusu yasa, Rahşan Ecevit'in yönlendirmesiyle, hatta baskılarıyla. 
Kanunlaşmıştı. 
Bu yasaya dayanılarak salı verilen hükümlülerin karıştığı yeni suçlardan  dolayı kesilen siyasi faturada doğal olarak Bülent Ecevitin önüne konmuştu.  Üçüncüsü ise kameralar önünde yaşandığı için çok daha belirgin. Hatırlarsınız, 2002 yılında Bülent Ecevitin, kumpasla Başbakanlık görevini bırakması sağlanıp yerine yardımcısı Hüsamettin Özkan’ın getirileceği iddiaları konuşuluyordu. 
İddialar sadece de bu kadar değildi. 
O sıralar hastanede olan bülent Ecevit’e, kasıtlı şekilde  yanlış tedavi uygulanıp, olduğundan daha rahatsız gösterilmeye çalışılıyor, sözleri de fısıltı gazetelerinde sekiz sütuna manşetti. 
İşte tam o tarihlerde Rahşan Ecevit, eşi Başbakan Bülent Ecevit’i hastaneden adeta kaçırırcasına çıkartmıştı. 
Hem de hiç kimseyi dinlemeden. 
Daha sonra ne olmuştu, zamanın Başbakanı, mevcut sağlık şartları çerçevesinde hızla iyileşmişti.

Timsah çiftliğinde geçtiği söylenen bir hikaye. 
Hikaye’ye göre, bir şirketin çalışanları patronları ile birlikte Timsah çiftliğini ziyarete gitmişler. 
Zaman zaman tuhaflıklar sergileyen patrondan yine bir tuhaflık. 
Patron, kim şu Timsah dolu göle atlayıp karşıya geçebilirse, 5 milyon Dolar vereceğim.  
Yok, geçemezse geziye kiminle geldiyse ona 2 milyon Dolar teselli ödemesi var, açıklamasını yaptı. 
Hiç kimse cesaret edip göle atlıyamadı. Taki bir adam atlayana kadar. 
Önde o arkada Timsahlar nefes kesen bir yarış başladı. 
Adam adeta hayatına kumar oynamıştı. Sonunda adam kılpayı sudan çıkmayı başardı. 
Bir süre soluklandıktan sonra, avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı. 
Ulan, hangi terbiyesiz beni suya itti. 
Kim itmiş dersiniz? 
Elbetteki, karısı. 
Karısının gerekçesi de hazır. 
Senin Timsahlardan daha hızlı olduğundan emindim.

Tamam teşbih bu fakat, Rahşan Ecevitin Bülent Ecevitin arkasındaki yeri de biraz böyle. 
Yeri geldi iterek, geri geldi çekerek süren uzun bir birliktelik. 
İşte o Demir Leydi geçtiğimiz cumartesi günü 97 yaşında hayatını kaybetti. 
Peki geride kalan ne? 
Aşkla, siyasetle ve hırsla donatılmış uzun bir yaşanmışlık.