YAZARLAR

Erdoğan, belki de yeni anayasa vakti!

Bu topraklar tarihi boyunca demokratik ortamda yapılmış bir anayasa görmediği gibi, bugünün demokrasi havarileri de, dünün darbecilerinin parmak izlerini taşıyan anayasa ile yönetiliyor.


Yine ipe un mu serilecek yoksa Türkiye Cumhuriyeti, tarihinde ilk kez demokratik bir ortamda yapılmış anayasasına mı kavuşacak?

Bu soru Pazartesi günü akşam saatlerinden bu dakikalara kadar konuşulanların özünü oluşturan bir soru.

Evet Sayın Erdoğan her zaman olduğu gibi yine siyasetçiliğini ve devlet adamlığını  konuşturdu ve madem dert var, işte size derman, deyip muhalefetin aleyhte söylediği bütün şeyleri kündeye getirdi.

Geçtiğimiz Pazartesi  günü yapılan Bakanlar kurulu toplantısının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ulusa seslendi. Bir çok önemli konuya değindi fakat en önemlisi, bütün Türkiye’yi hatta belki de dünyayı silkeleyen cümleleri yeni anayasayla ilgili olanları oldu.

Peki, Sayın Erdoğan yeni anayasayla ilgili neler söyledi. "Türkiye'de sorunların kaynağının 1960'dan beri darbeciler tarafından yapılan anayasalar olduğu ortadadır. Bunun için daha önce yeni bir anayasa girişiminde bulunmuştuk. Anayasa çalışması milletin gözü önünde ve tüm temsilcilerinin katılımı ile olmalıdır ve milletin takdirine sunulması gereklidir. Ülkemizin bu fırsatı kaçırmasından üzgünüz. Belki de ülkemizde yeni bir anayasa tartışması başlamalıdır"diyen Erdoğan Yeni anayasa çalışması ile ilgili sözlerini  “Cumhur İttifakı’ndaki ortağımızla bir anlayış birliğine varmamız halinde önümüzdeki dönemde yeni anayasa için harekete geçebiliriz" şeklinde tamamladı.

Bakın 100 yıllık Türkiye Cumhuriyetinin demokratik ortamda yapılmış bir tane anayasası yoktur. 1921 ve 1924 anayasaları CHP’nin hem bey, hem kamçı olduğu tek parti döneminde yapıldı. 1961 ve halen kısmen kullandığımız ve darbecilerin adıyla anılan 1982 anayasası demokrasinin, hukukun ve  diğer her şeyin askıya alındığı şartlarda uygulamaya konuldu.

Yani bu topraklar tarihi boyunca demokratik ortamda yapılmış bir anayasa görmediği gibi, bugünün demokrasi havarileri de, dünün darbecilerinin parmak izlerini taşıyan anayasa ile yönetiliyor.

1990 yılıydı, ilk okuduğum üniversite birinci sınıfdaydım ve ders hukukun temel kavramlarıydı.

Hukuk hocamıza şu soruyu sormuştum... Sokaktan üniversitelere, bürokratlardan sivil toplum örgüt temsilcilerine kadar herkes 82 anayasasından memnun olmadıklarını söylüyor. Kaldı ki bu anayasayı darbeciler yaptı diyorlar. Tamamda bu fikir birliğine rağmen neden yeni anayasa yapılmaz?

Hukuk hocamın gülerek verdiği cevap... Muhtemelen  bu soruyu sizin çocuklarınız da üniversiteye gittiklerinde hukuk hocalarına soracaklar.

Yıl 2011, ikinci okuduğum üniversitedeyim ve yine ders hukukun temel kavramları. Benim hukuk hocama 20 yıl önce sorduğum soruyu, hocamıza benzer cümlelerle bu sefer genç sıra arkadaşım yöneltti.

Hocamızın cevabını merak ettiniz mi? Hemen aktarayım... 1990 yılındaki hukuk hocamızın verdiği cevapdan çokta farklı değildi.

Peki, Sayın Erdoğan’ın bu çağrısı iyice kayganlaşmış hatta kaypaklaşmış mevcut siyasi ortamda kendine tutunabilecek bir dal bulabilecek mi?

İçimden geçen farklı olsa da tutunacak bir dal bulmalı. En azından bulmasının gerektiği kanaatindeyim. Kaldıki, partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin eksik yönlerimi var diyorsunuz... İşte size imkan, eksik yönleri giderin.

Güçlendirilmiş parlamenter sistem mi istiyorsunuz? Fırsattan istifade fikrimizi kayıt altına alın. Sayın Erdoğan’ı tek adamlıkla mı suçluyorsunuz? Alternatif önerilerinizi getirin bu memleketi, tek adam, yönetiminden kurtarın.

TBMM'nin askıya alındığına mı inanıyorsunuz?  Gelin indirin  askıdan aşağıya. Her mikrofon gördüğünüzde başka neler söylüyorsanız, onları bir masanın etrafında oturup orada dillendirin.

Başka söylemle, işte size derdinize derman olacak bir ortam. Yok Nasrettin Hocanın fıkrasında olduğu gibi ahırda kaybedilen yüzüğü, içerisi karanlık, sudan bahanesiyle dışarıda arayacaksanız orada durun.

İnanın bana bu millet  sandık başına gittiğinde, yeni anayasa çalışmasının tekerine taş koyan partilere, yine Nasrettin Hocanın, kazan doğurdu, fıkrasında olduğu gibi, sana verdiğim bir oy vardı ya, o oy öldü, der.

Özetlersek Sayın Erdoğan Türkiye’deki herkesin ama herkesin uzlaştığı bir konuda önerisini sundu. Ekonomi, yönetim ve adalet reformu gerekli söylemleri yok mu?

İşte onların hepsini de kapsayabilecek bir öneri. Tamam bazıları, Erdoğan bu öneriyi yaparken arkasında farklı şeyler saklıyor, şeklinde düşünebilir. 

Bunu bir an doğru kabul edelim fakat yine de denemeye değmez mi?

Bence değer. Aksi halde bizim ve çocuklarımızın üniversitede hukuk hocalarına sorduğu soruyu 20 yıl sonra  torunlarımız da sormak durumunda kalır.

Yorumlar