YAZARLAR

Erdoğan, CHP’liler, Aziz Yıldırım ve ben

Erdoğan için, o gitsin de kim gelirse gelsin, diyenler kimler? İdeolojik kıskaçlarının içerisine sıkışmış insanlar, maaşlarının garantililiğine güvenenler, Ak Partinin oluşturduğu ekonomik ortamda genç yaşlarında ev, otomobil sahibi olanlar, 20 yıl önceki meslektaşlarının hayallerini bile kuramadıkları yurt dışı tatilleri yapabilenler, eğer mümkün olsa, evlerinden işlerine uçakla gitmeyi düşünenler

Bu ne biçim başlık, demeyin.

Sanırım dediniz bile.

Olsun, madem dediniz o zaman ben de açıklayayım.

Aziz Yıldırımın adı geçtiğine göre o halde bu işin içerisinde futbol var.

Evet, biraz Erdoğan ve CHP ve futbola bir miktarda siyaset ekle.

Yok, yok, futbolun inceliklerinden ya da futbol siyaset ilişkisinden yazmayacağım.

 Zaten, arada sırada şaka yollu futbola burnumu soksam da, futbol birikimim ofsayttı bilme konusunda ofsaytta düşecek kadar acınası durumda.

O halde ağzımda ne geveleyip duruyorum.

Böyle düşünenler haklı.

Neyse, bilgisayarınızın veya telefonunuzun geri tuşuna basmadan konuya gireyim bari.

Lütfen kusuruma bakmasın, medyada göründüğünün dışındaki, sade vatandaş olarak Aziz Yıldırım’ı hiç mi hiç bilmem.

Kendilerini ilk kez Fenerbahçe başkanlığına seçildiği sıralarda tanıdım.

Ne yalan söyleyeyim, çokta sevemedim.

Ha çok geçerli bir mazeretin var mı?

Hayır, pek yok.

Kendilerini sevemememin sebepleri futbola kulüpler arası gerginliği onun getirdiğine inanmam.

 Bir de basın karşısında, hadi Samet söyle bakalım, tarzı konuşmaları.

Sonra da bu tavırlarını sürdürmeye devam etmeleri.

Evet, Fenerbahçe’ye güzel günlerde yaşattı.

Belki de gelmiş geçmiş en başarılı kulüp başkanlarından da biri olabilir.

Fakat, ben yinede kendilerini yeterince sevemedim.

Sorumu tekrarlayayım, net bir gerekçem var mıydı?

Dediğim gibi tarzı tavrı vs.

Gel zaman git zaman, Fenerbahçe’de başkanlık seçimleri yapılıyor.

Adaylardan biri doğal olarak Aziz Yıldırım.

Diğeri ise, Ali Koç.

Ali Koç’u Aziz Yıldırımdan daha mı çok severim?

Hayır böyle bir şey de söz konusu değil. 

Sarı lacivertlilerin en son kongresi yapılıyor.

Televizyon açık,  o an bir arkadaşımla sohbet ediyoruz.

Zaman zaman ekrana göz atıyorum.

Tam da Ali koç delegelere sesleniyordu. 

 Salonda müthiş bir tezahürat.

Arkadaşıma dönüp, Aziz Yıldırım bu sefer koltuğu kaptıracak galiba, dedim. 

Fenerbahçeli arkadaşım, ama Aziz Yıldırım giderse Fenerbahçe mahvolur, şeklinde konuştu.

Ben de gayriihtiyarî, Aziz Yıldırım gitsin de kim gelirse gelsin dedim.

Arkadaşım düşüncemin nedenini sordu.

Yanıtım, her nedense, futbolda kulüpler arası gerginliği onun başlattığına inanıyorum, birazda tavırlarını beğenmiyorum deyip ekledim, aslında tam bir gerekçem de yok, sadece bir türlü sevemedim.

Bak söylüyorum, o giderse Fenerbahçe mahvolur, diyen arkadaşıma, belki ama yinede o gitsin de kim gelirse gelsin düşüncesinde olduğumu belirttim.

Arkadaşımın gülerek verdiği cevap, tam CHP’liler gibi konuşuyorsun.

Onlar da, Erdoğan gitsin de kim gelirse gelsin, demiyorlar mı?

Üstelik sen de söylemlerini sıklıkla eleştiriyorsun.

Evet, arkadaşım haklıydı.

Bir Galatasaraylı olarak Fenerbahçeli Aziz Yıldırım için CHP’lilerin Erdoğan hakkında konuştuğu gibi konuşuyordum.

Peki, Erdoğan için, o gitsin de kim gelirse gelsin, diyenler kimler?

Şöyle yaklaşık bir profil çıkarayım.

İdeolojik kıskaçlarının içerisine sıkışmış insanlar, maaşlarının garantililiğine güvenenler, Ak Partinin oluşturduğu ekonomik ortamda genç yaşlarında ev, otomobil sahibi olanlar, 20 yıl önceki meslektaşlarının hayallerini bile kuramadıkları yurtdışı tatilleri yapabilenler, eğer mümkün olsa, evlerinden işlerine uçakla gitmeyi düşünenler, sadece 15 TL ya özel hastanelerin her türlü imkânlarından faydalananlar, vs.

Benim sözüm,  makul bir gerekçesi olmaksızın, Sayın Erdoğan’ı antipatik bulanlardan başlayıp düşman olarak görenlere kadar genişleyen yelpazenin içerisindeki herkese.

Eğer yeterince emin olduğumuz bir Ali Koçunuz yoksa Sayın Yıldırımı İstememek için de geçerli bir mazerete sahip değilseniz, Aziz Yıldırım gitsin de kim gelirse gelsin demeyin.

Sonra ne mi olur?

Söyleyeyim, mesela, puan cetvelinde sondan ikincilikte yer alırsınız. 

 Mesela,  kendi sahanızda yaklaşık çeyrek asırdır yenilmediğiniz Galatasaray’a mağlup olursunuz.

Yetmedi bir de nihayetinde, şampiyonluk sadece rüyalarınızın güzel bir süsü olarak kalır.

Yorumlar 6 Yorum