YAZARLAR

Hafter de ateşkes dedi

Hafter'i dize getiren Türk ordusunun gücü oldu.  Bu coğrafyada Türkiyesiz oyun kurulmaz.

Hafter de ateşkes dedi


Gücünüz varsa bunu kullanmaktan çekinmemeniz gerekir. 
Aksi halde gücünüzün olması hiçbir anlam ifade etmez. 
Eğer siz kararlı olduğunuzu gösterirseniz, çoğu zaman gücünüzü kullanmanıza bile gerek kalmaz. 


Libya’da da görünen resim aynen böyle. 


Arkasındaki güçlerin de verdiği destekle ateşkese karşı esip gürleyen General Hafter, Türk ordusuyla karşı karşıya kalınca, yelkenleri suya indirip ateşkese uyacağını açıkladı. 


Elbette diplomasi, elbette Erdoğan’ın kararlılığı, elbette Putin’in desteği ama,  Hafter'i dize getiren Türk ordusunun gücü oldu. 


Tamam her şey düzelmedi, tamam ateşkes zaman zaman bozulacak, fakat herkes şunu gördü. 


Bu coğrafyada Türkiyesiz oyun kurulmaz.


Konuyu dış  siyasetten iç siyasete getirmek istiyorum. 


İç siyasetin ana aktörü Ak Partiye. 
Ben şunu anlamakta zorluk çekiyorum. Dışta cesaretle, kararlı bir şekilde davranan Ak Parti,  neden aynı kararlılığı içte  gösteremez? 


İçten kastım Ak Partinin içi. 


Bakın, Ak Partiyi otobüse benzetirsek, 18 yıl önce ortada sadece bir şoför ve bir plaka vardı. 


Şoförün adı Recep Tayyip Erdoğan, plaka ise Ak Parti. 


Sonra ne oldu? 


Her türlü zorlukla karşılaşmasına rağmen şoför Ak Parti otobüsünü, gayet  başarılı bir şekilde hedefe doğru sürdü. 


Şüphesiz otobüsün yardımcı şoförleri ve muavinleri vardı. 


Duraklarda bolca inen binen yolcular oldu. 


Çoğunun otobüse katkısı da yadsınamaz. Ama ortadaki  gerçeğide görmek lazım. Şoförlerin, muavinlerin ve yolcuların bir kısmı inmek istiyor.


Eeee o zaman bırakın insinler. 
Başka otobüs mü satın alırlar?
Bırakın alsınlar. 
Halen Ak Parti'nin şoförü Sayın Erdoğan değil mi? 
Sayın Erdoğan halen bu ülkenin en güçlü lideri değil mi? 
İki sorununda cevabı kesinlikle evet. 
O halde, Erdoğan tereddütsüz yoluna devam etmeli. 


İnanın Ak Parti otobüsü, ne yardımcı şoförsüz, ne de yolcusuz kalır. Özetlersem, ben otobüsten inmek istiyorum diyenlere, otomatik kapının düğmesine basılıp, teşekkürler güle güle cevabı verilmeli.


Cemil Meriç  Orhangazi’de yaşatılacak


Güzel bir söz vardır, "" Nasıl bakarsanız öyle görürsünüz."
Başkalarının yorumlarını bilmiyorum ama, ben bu sözü, sorun bakışlardadır, şeklinde anlıyorum. 


Son zamanlarda medyada engellilerle ilgili çirkin davranışların konu edildiği haberlere şahit oluyoruz. 


Beni en çok okul çevrelerinde olanlar üzüyor. 
Aksaraydaki otizmli çocukların ve velilerinin yuhalanmasını hatırlıyorsunuzdur. 


Geçtiğimiz günlerde de Eskişehir’de, engelli bir öğrencinin öğretmeni tarafından tekme tokat dövüldüğü iddiası ortaya atıldı. 


Elbetteki insanlığa  sığmayan başka bir çok olay daha.


Bu ülkede engelliler konusunda her şey kötümü? 


Tabii ki değil. 


Bir yerde, kaynaştırma öğrencilerini okula almak istemeyen öğretmenler olsa da, diğer yerde engelli öğrenciler için harikalar yaratan öğretmenler var. 


Bugün size Bursa'nın güzel ilçesi Orhangazi’de yapılan bir çalışmadan söz edeceğim. 


Bilmeyenler için Orhangazi’nin yerini bir cümleyle tarif edeyim. 
Yalova Gemlik arasında önünde 
İznik gölü arkasında samanlı Dağları’nın sıralandığı gerçekten güzel bir ilçe. 


Konumuza dönersek, bu küçük ilçenin Çok Programlı Anadolu Lisesinde, görme engelliler için sesli kitaplık kuruldu. 


Olayın mimarı lisenin genç müdürü Necmi Kartal. 


Paydaşları ise neredeyse bütün Orhangazi. 


Kaymakamından belediye başkanına, öğretmenlerden gencecik öğrencilere, sivil toplum örgütlerinden velillere kadar evet tekrarlıyorum, paydaşlar neredeyse bütün Orhangazi.


Hani, "Damdan düşenin halinden damdan düşenler anlar" derler ya, ben de bir görme engelli olarak bu hizmetin kıymetini iyi bilenlerdenim. 


Ne demek istediğimin anlaşılması için sanırım şu örnek yeterlidir. 


Hayatımın ilk 30 yılında iki ya da üç kitap okuyabilmişken, çok az görüyordum ancak okadar okuyabildim, sesli kütüphanelerin yaygınlaşmasının ardından 15 yılda 2000 civarında kitap okudum. 


Sesli kütüphanenin ismi de çok anlamlı. 


Artık Orhangazi’de  Cemil Meriç’in ismi yaşatılacak. 


Rahmetli Cemil Meriç'in az bilinen bir özelliğini söyleyeyim.  


Cemil Meriç Hayatının son 30 yılını görme engelli olarak yaşamıştır.


Kaymakamından belediye başkanına, sivil toplum örgütlerinden öğretmenlerimize, velilerimizden sevgili öğrencilerimize kadar katkısı olan herkese teşekkür ediyorum. 


Ama Necmi Kartal hocamıza iki kez teşekkür ediyorum. 


Birincisi, demiştim ya, nasıl bakarsan öyle görürsün, hocamızın güzel bakışı için. 
İkincisi ise, engellilerle ilgili bir konuda neredeyse bütün Orhangaziyi bir araya getirerek farkındalık oluşturduğu için.

Yorumlar 1 Yorum