YAZARLAR

Hisseli mantıksızlar kumpası.

Kumpaslarda dikkati çeken en önemli şey ki, bu kumpasın başarısını da çok etkiler, olduğu iddia edilen şey aslında olmasa da, beyinlerde olabilecek şey olarak kabul  görebilir olmasıdır. 

Kumpaslarda dikkati çeken en önemli şey ki, bu kumpasın başarısını da çok etkiler, olduğu iddia edilen şey aslında olmasa da, beyinlerde olabilecek şey olarak kabul  görebilir olmasıdır. 

Tamam biraz karışık oldu.

O zaman şöyle sadeleştirmeye çalışayım.

Yönetmensiniz  ve bir film çekiyorsunuz.

Oyuncunun sahne gereği yaralanmış gözükmesi gerekiyor.

Bunun için kırmızı bir sıvı madde kullanmak en mantıklısıdır.

Eğer yeşil bir sıvı kullanırsanız, tabii uzay filmi çekmiyorsanız, seyirciyi ikna etme şansınız yoktur.

Ergenekon üzerinden gidersek, bu ülkede askerler darbe yaptı mı?

Hem de çok sayıda.

Neredeyse her on yılda bir.

Şimdi  neden yapmasınlar, düşüncesinin filizlenmesi hiçte zor değil.   

Birileri de kalkıp darbe günlüklerini servis etti mi, işte sana  mantığa oturtulmuş kumpas.

 Ya Muharrem İnce olayı?

 Aslında hemen hemen hiçbir şey doğasının akışında değil.

Rahmi Turan benim ömrüm onun gazetecilik hayatından çok daha az.

 Nasıl böyle bir habere yuttururum düşüncesiyle imza atabilir?

Tamam, çocukluğumdan hatırlıyorum, sakallı bebek hikayesini yutturmuştu ama.

O haberin taraf, kaynak vs. sorunu yoktu.

Bildiğiniz asparagas.

Yani, Sayın Turanın yatsıya kadar yanacağını bildiği mumu ateşlemesi  mantığa ne kadar uyuyor?

Kemal Kılıçdaroğlu dokuz yıldır somut hiçbir başarısı olmasa da, halen CHP Genel Başkanlığı koltuğunda oturuyor.

Artık, söylem bazında da olsa siyasete acemi olmaması gerekir.

Sayın Erdoğan’ın ismi zaten ortada. 

Sayın İncenin ismi de kulislerde dolaşıyor. 

Bu şartlar altında, Erdoğan’ın ve İncenin en üst perdeden yalanlayacağını nasıl düşünemez?

Talat Atilla.

 Rahmi Turan kadar değil ama, yinede  eski bir gazeteci. 

Gazeteciler birbirlerine jest yapar, savunması tutarlı olmasa da, suçüstü yakalanmışlığın psikolojisi ile yapıldığından anlayış gösterilebilir. 

Fakat, haberin yalan olduğu anlaşıldığında kaynak açıklamama duruşunun beş para etmeyeceğini neden hesaplayamaz?

Kök diyebileceğimiz CHP’li kaynak. 

Elde, uzaktan yakından hiçbir gerçek yokken, ki şu an itibarıyla öyle gözüküyor, böylesine önemli bir olayın kaynaklığını yapmanın özgüveni nereden geliyor?

İşin özeti, Muharrem İnce kumpasına istese de istemese de katkı sağlamış herkes,

Kendileriyle ters düşen, en azından ters düşmesi gereken davranışlar içerisinde bulunmuşlar.

İyi de, yaşananlar da ortada olduğuna göre, bu olay neyin nesi? 

Başka söylemle, her helvacı, helva yapmak için yağ, un ve şeker gerektiğini bilir.

Aynı şekilde, eksik malzeme ile yapılan helvanın elinde kalacağını da bilir.

Kafamdaki soru şu.

Helvacının mevcut şartlarla helva yapmaya kalkmasının sebebi ne olabilir? 

Bu soruya ancak üç şıklı cevap verebilirim.

Birincisi, Muharrem İnce’ye kumpas girişimi için ister amatörlük deyin, ister aptallık, nihayetinde kocaman bir fiyaskoyla sonuçlandı.

Yani, helvacı acemi

İkinci olasılık, kumpas zincirinin bir yerlerinde son anda bir halka eksik kalmış.

Şöyle düşünün.

Söz konusu haberin yanı sıra,haberle alakası olsun olmasın Muharrem İnce ile ilgili servis edilecek bir materyal daha vardı. 

Ses ya da görüntü kaydı veya fotoğrafla toz duman edilecek ortamda, kumpas haberin ayrıntıları gözden kaçabilecekti.

Helvacı iyi, malzemeler sağlam fakat, son dakika aksiliği, malzemelerden birisi eklenmeye unutulmuş. 

Üçüncü şık, bana göre en olası şıkta bu. 

Muharrem ince  kumpası iki perdelik.

İlk perde hemen hemen tamamlanmak üzere.

İkinci perdede amaç Muharrem İnce’yi olası söylemlerinden dolayı zamanla  yıpratmak.

Helva örneğine uyarlarsak, helva yapılmış ama yenecek kadar soğuması için biraz vakit geçmesi gerekiyor. 

CHP büyük kurultayı Nisan’ın ortalarında.

Şöyle böyle beş ay daha var.

Yani konuşmak için zaman çok.

Nitekim davasında haklı olan Sayın İnce, olay henüz sımsıcak olduğu halde sözlerinden dolayı mevzi kaybetmeye başladı bile.

Zaman zaman hepimiz şahit olmuşuzdur.

Sayın İnce dobralığı biraz farklı yorumluyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimindeki, “O Generalin apoletlerini sökücem”  cümlesini hatırlıyorsunuzdur.

Buna bir de mağduriyetin suyunu çıkartılma olasılığını eklediğinizde, işte size başarılı bir ikinci perde.

Peki olayın baş aktörleri, CHP’liler, Rahmi Turan ve Talat Atilla…

İkinci perde için ilk perdede kendilerini feda ederler mi?

İnanın bana hiçbirine hiçbir şey olmaz.

CHP’lilerin isimleri zaten kulislerde dolaşıyor, ne oldu? 

 Hiçbir şey.

Rahmi Turan, “Sakallı bebek unutuldu, buda unutulur “ der.

Ya Talat Atilla, oda derki, " Buda benim sakallı bebeğim” olsun.

Yorumlar