YAZARLAR

İnce’nin saatli bombası elinde patladı

29 Mayıs akşamı Muharrem İnce Haber Global'daydı. Sonucu hepiniz biliyorsunuz. Sayın İnce deyimin tam anlamı ile kaş yaparken göz çıkarttı. Recep Tayyip Erdoğan'ın bir daha Davos'a gelmem çıkışının minyatür bir taklidini sergilemeye çalıştı.

Bir daha davosa gelmem...

One minute.

Bu çıkışı hatırlıyorsunuz değil mi?

Tarih 29 Ocak 2009 yer İsviçre’nin Davos şehri. Belkide Recep Tayyip Erdoğan’ın 2009 sonrası için gücünü perçinleyen en önemli olay budur.

Kısaca anımsatayım.

Düzenli olarak her yıl yapılan Davos ekonomik forumuna giden Sayın Erdoğan katılımcılarının arasında İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in de bulunduğu bir panelde, moderatör tarafından sözü kesilerek haksızlığa uğratılmaya çalışılmıştı.

Yapılanlara hem içerik, hem görsel hem de ses tonu bağlamında oldukça doğal ve etkili bir şekilde karşılık veren Sayın Erdoğan’dan geride kalan simgeleşmiş iki cümle öbeği.

Birincisi, bir daha davosa gelmem.

İkincisi, One minute.

Bazen konjonktür bazılarının karşısına, hayatta sadece bir kere bilemedin iki kere çıkartabileceği fırsatlar sunar.

Bu fırsat ya da fırsatları birileri değerlendirebilirken, diğer birileri de kendi elleriyle heba eder. İşte o konjoktürün karşılarına çıkarttığı fırsatları heba edenlerden birisi de Muharrem İnce’dir.

Evet Muharrem İnce karşısına çıkan fırsatları kendisi açısından söylüyorum maalesef elleriyle (el semboldür aslında ağzıyla) mahfetti.

Dünya için güneş neyse bir siyasetçi için iletişimde o dur. İddaamı çok abartılı bulabilirsiniz. Ama şöyle Türk ya da dünya siyasetçilerine veya toplumun gözü önünde olan kişilere baktığınızda bana hak vereceksiniz.

Süleyman Demirel neredeyse hayatının sonuna kadar siyasette nasıl kalabildi? Zekası sayesinde mi?

İnanın bana bu ülkeden Süleyman Demirel’den iki kat-üç kat daha zeki insanlar gelip geçti.

Sabancı ailesi dendiğinde aklınıza gelen ilk isim hangisi?

Sakıp Sabancı değil mi?

İlk kuşak Sabancı kardeşler den rahmetli Sakıp Sabancı‘yı ayıran en büyük özelliği neydi? Ticareti daha mı iyi biliyordu?

Ya da, ABD eski başkanlarından oğul Bush‘un kendisinden daha eski başkanlardan baba Bush’un oğlu olmasından öte başka ne özelliği vardı?

Şunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Sıraladığım üç ismi de öne çıkaran, başarıya götüren, bilinir hale getiren şey iletişim bilmini çok iyi kullana bilmeleriydi.

Tamam, rahmetli Demirel’in ve Sabancı’nın iletişim yetenekleri Allah vergisi. Oğul Bush ise tam bir profesyonel çalışma eseri.

Sonuçta değişen bir şey yok. Yani, bir şekilde iletişimle aranız iyise farklılaşıyorsunuz.

29 Mayıs akşamı Muharrem İnce Haber Global'daydı. Sonucu hepiniz biliyorsunuz. O programda Sayın İnce deyimin tam anlamı ile kaş yaparken göz çıkarttı.

Başka söylemle, Muharrem İnce Recep Tayyip Erdoğan'ın bir daha Davos'a gelmem çıkışının minyatür bir taklidini sergilemeye çalıştı.

Peki Haber Global'den zerre kadar da olsa bir Davos çıktı mı?

Hayır çıkmadı.

Ne çıktı? Söyleyeyim, kocaman bir iletişim fiyaskosu.

Başka söylemle, İnce'nin saatli bombası elinde patladı. Nasıl mı? Anlatmaya çalışayım.

O akşamki ortam şöyle...

İstanbul’un Feti’nin yıldönümün de, üstelik İlk kez Ayasofya’da Fetih Suresi okutuluyor, böyle bir akşamda Türkiye‘nin Cumhurbaşkanı konuşma yapacak ve bu haber olmayacak.

Söz konusu şartlarda bir televizyon kanalının teklifini kabul ediyorsanız ya önceden yayının kesilmemesini garanti altına alacaksınız ya da sizde bütün Türkiye’yle birlikte Sayın Cumhurbaşkanını dinleyeceksiniz. Çünkü yaşananlar dünyanın her tarafında haberdir. Bu haber Türkiye'deyse sekiz sütuna manşetliktir.

Muharrem ince ne yaptı?

Üçüncü bir yol açarak kendince doğru bulduğu mesajı vermek istedi.

Evet tekrarlıyorum bunu bilerek yaptı. Şöyle düşünün, Muharrem İnce Sayın Cumhurbaşkanının konuşmasına bağlanılacağını tahmin edemedi mi?

Ya da bunu tahmin ettiği halde, önlem almayı düşünmedimi?

Cumhurbaşkanı adayı olmuş ve halende ben gelecek seçimde adayım diyen birisinin bu kadar basit konuları öngörememesi ya da yanında azda olsa PR bilen bir arkadaşının olmaması mümkün mü?

Tabii ki mümkün değil.

O zaman geride tek şık kalıyor. Muharrem İnce güya siyasi mesaj verme adına İletişim çuvallaması yaptı.

Doğrudur, one minute Erdoğan’a çok şey katmıştı.

Ama arada iki fark var. Birincisi, Sayın Erdoğan bu çıkışı Türkiye‘de günahtan bir tık daha fazla sevilen bir devletin, yine günahtan bir tık daha fazla sevilen cumhurbaşkanına karşı yapmıştı.

İkincisi, Sayın Erdoğanın kaygısı bir yerlere siyasi mesaj vermek değildi. Olay o anda gelişmişti ve tamamen doğal tepkiydi.

Unutmuşsanız açıp videoyu izleyin. Sayın Cumhurbaşkanının ses tonuna ve mimiklerine bakın.

İyide Haber Global Sayın İnce'nin tek iletişim kazası mı?

Hayır, Muharrem İnce, göreve gelince o komutanım apoletlerini sökeceğim olayından, cumhurbaşkanıyla gizlice görüştü iddiasının kötü yönetilmesine kadar bir çok iletişim fiyaskosuna imza attı.

Yıllar önce Sayın İnceye Yalova’da bir balıkçıda rastlamıştım. Üç arkadaşıyla birlikte hemen arkamdaki masaya oturmuşlardı.

Öyleki, sohbetleri bana kadar ulaşıyordu. İnanın gayet rahat ve samimi konuşabilen bir insan.

Sayın İnceye şunu öneriyorum.

Kendisine çok iyi bir iletişim danışmanı bulmalı. Ya da en azından siyasette de balıkçıda arkadaşlarıyla olduğu ortamda davrandığı gibi doğal davranmalı. Aksi halde, 2018’deki Cumhurbaşkanlığı adaylığı kendisi için torunlarına anlatacağı tek anısı olarak kalır.

Yorumlar 2 Yorum