YAZARLAR

İznik Gölü karavan turizmiyle değerlendirilmeli

Dünya eskisi gibi olmayacak. Türkiye turizmi de uzun bir süre eskisi gibi olmayacak ve bu nedenle Karavan Turizmi popüler olacak. İznik Gölü havzası gölün yüzülebilir olması özelliğiyle, Gürle Dağı, Keramet Kaplıcası ve İzniğin tarihi değerleriyle birlikte ele alındığında, karavancıların canlarının hiçte sıkılmayacağını söyleyebilirim.

Haklı olarak artık herkesin dilinde.

Dünya eskisi gibi olmayacak.

Dünya eskisi gibi olmayacak, Türkiye eskisi gibi olmayacak, Türkiyedeki bir çok sektör eskisi gibi olmayacak, elbette ki Türkiye turizmi de uzun bir süre eskisi gibi olmayacak.


Bizim ülkemizde turizm dendiğinde akla ağırlıklı olarak su, havuz ya da deniz, oteller biraz da doğa gelir.

En azından koronavirüse kadar öyleydi.

Bundan böyle uzun bir süre otel merkezli tatil toplumun büyük kesimi için hayal haline gelecek.

Çünkü hijyen kaygısı, buna bağlı olarak kişi başı işletme maliyetleri, söz konusu tatile erişimi epeyce güçleştirecek.

Yani, daha boş uçaklar, daha boş oteller ama hemen hemen aynı personel ve diğer giderler.

Sonuç, neredeyse iki tatil fiyatına yalnızca bir tatil.

Birileri bu paraları ödeyebilecek fakat epeyce birileri de mutlaka tatille cüzdan arasına sıkışıp kalacak.

Kim demişti şimdi hatırlayamadım. Sanırım Süleyman Demirel.

Aslında bundan da emin değilim. " Demokraside çare tükenmez."

Demokraside çare tükenmediği gibi bence turizmde de çare tükenmez.

İşte tam da bu noktada tatilcinin de, turizmcinin de imdadına ülkemizde bugüne kadar çok rağbet görmeyen karavan turizminin yetişeceği kanaatindeyim.

Şöyle bir düşünün, turizmin yeni ortam nedeniyle kaygıları neler?

Birincisi hijyen, ikincisi maliyet.

Hijyen yönünden bakarsak, bir karavanın potansiyel Virüsten ayrıştırılması evinizin bir odasıyla aynı.

Maliyet, oda çok düşük.

Özellikle yeni ortamın zorlayacağı maliyetlerle karşılaştırıldığında.

Burada, çadır turizmine değinmek istiyorum.

Belki bilgi eksikliğim var, bu konuda tecrübesi olanları dinlemeye hazırım. Çadırların, hijyeni karavanlarla denk kalitede sunabileceğine inanmıyorum.

Bu nedenle çadır turizminin karavan turizmiyle aynı kefeye konması yanlış olur.

İznik Gölü'nü bilirsiniz ama yinede kısaca hatırlatayım.

Bursa’nın İznik ilçesi ile Orhangazi ilçesi arasında kocaman bir göl.

Marmara bölgesinin en büyük, Türkiye’nin beşinci büyük gölü.

Sizleri rakamlara boğmak istemediğimden İznik Gölü'nü gözünüz de şöyle canlandırmaya çalışayım.

Göl okadar geniş alanı kaplıyor ki hayatında hiç deniz görmeyen birisine okyanus olarak yutturabilmeniz için Sülün Osman olmanıza gerek yok.

İstanbul’dan Osmangazi köprüsü üzerinden İzmir’e gidenler için tarif edeyim, Osmangazi köprüsünü ve Orhangazi tünellerini geçtikten sonra sizi dünya harikası doğa içerisinde muhteşem bir Göl karşılıyor ya, işte orası.

Bu ifadelerden de anlaşılacağı üzre, konum İstanbul’a sadece otuz dakikalık, İzmir’e üç saatlik mesafede.

İklim nasıl?

Ben size o coğrafyada yetiştirilen tarım ürünlerini söyleyeyim, iklim konusunda sizler karar verin.

Birincisi zeytin.

Akdenizin klasik bitkisi Kivi, ılıman iklimlerde yetişir.

Bunların yanı sıra her türlü sebze ve meyve. Sözün özü, Karasal iklimi İznik Gölü'nün yumuşattığı rahat bir ortam.

Ya uygun arazi?

Hani fazla anlamında, gani gani derler ya tam da öyle.

Özellikle Orhangazi sınırları içerisinde uygun binlerce dönüm arazi söz konusu.

İznik Gölü havzası gölün yüzülebilir olması özelliğiyle, Gürle Dağı, Keramet Kaplıcası ve İzniğin tarihi değerleriyle birlikte ele alındığında,karavancıların canlarının hiçte sıkılmayacağını söyleyebilirim.

İşte bu coğrafyanın, işte bu gölün, işte bu imkanların karavan turizmi için ideal olduğunu öne sürmek yanlış olmaz.

Elbette ki destek ve istek gerekiyor.

Destek gerekiyor, Turizm bakanlığının yerel yönetimleri ve turizim girişimcilerini teşviklerle desteklemesi lazım.

İstek gerekiyor, bu konuda başta Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ve Orhangazi Belediye Başkanı Bekir Aydın olmak üzere yerel siyasetçilerin ve yerel sivil toplum örgütlerinin pusula görevi görmesi şart.

Özetle, karavan turizmi, turizm bağlamında ve mevcut şartlarda Türkiye’nin olmazsa olmazı.

İznik Gölü de bu konuda başı çekebilir.

Öyle ya, yaklaşık 25 milyonluk nüfusa kara yoluyla ortalama sadece iki saatlik mesafede.

Ve son söz, İznik Gölü karavan turizmi çalışmaları için top Belediye Başkanları'nda.

Yorumlar 1 Yorum