YAZARLAR

Kaydım ama bir sor niye kaydım

Sayın başkan, çocuklar hepimizin kutsalıdır.  Kendimizin olmasına bile gerek yok.  Yani, bu kutsallık atfı Ekrem İmam oğlunun tekelinde olamaz. 

Başrollerde Şener Şen’le İlyas Salman'ın oynadığı  muhteşem filmi hatırlıyorsunuzdur. 
Banker Bilo. 
O muhteşem filmin muhteşem bir repliği vardı. 
Hani Şener Şen'in yaptıklarına İlyas Salman'ı inandırmak  için söze giriş repliği. 
Eminim onu da hatırlıyorsunuz fakat, ben yinede tekrarlayayım. 
"Yaptım ama bir sor niye yaptım." 
Şimdi diyeceksiniz, bu nereden çıktı? Elbetteki, kayak mağduru Ekrem İmamoğlunun hatasına, rahmet okutan savunma gayretinden.


Sayın İmamoğlu kayak tatili ile ilgili Hürriyet gazetesinden Abdulkadir Selvi’ye açıklama yaptı. 
Ayrıntılara da değineceğim ama, Sayın İmamoğlu’nun açıklamasını bir cümleyle özetlersem, özürü kabahatinden büyük, kabilinden. 
Peki, Sayın İmamoğlu kaymış ama neden kaymış, bir göz atalım.    
Abdulkadir Selvi'nin yazısına göre kayma sebepleri özetle şöyle.  
Ailem benim kutsalım... 
Çocuklarıma 400 günde 8 gün vakit ayırabildim... 
İftira atmanın, komplo ve polemik üretmenin anlamı yok... 
Çocuklarıma eşlik etmem önceden belirlenmiş bir programdı... 
Siyaseti kutsallaştırmanın anlamı yok. Kızıma, ergenliğe gelmiş oğluma, üniversitede okuyan oğluma hatta eşime vakit ayırmak zorundayım... 
Siyaset benim için zaten meslek değil... Siyaseti bir günde bırakabilecekmiş gibi yapmanın ruhunu yaşıyorum... 
Gece Elazığ’da kaldım o gece uçakta vardı, ertesi sabah uçakta vardı. 
Yani ben seyahatimi öyle de  planlıyabilirdim... 
Üç gün boyunca çocuklarımla spor yaptım... 
Üç gün boyunca kayak yapmam birisinin acısını hissetmiyor anlamına geliyorsa bu bence insanların kafasına başka düşünceler dönüyor anlamına gelir... 
Ben hayat boyunca siyaseti çocuklarımla paylaşmayan birisi olacağım... 
Bunu toplumun çok iyi anlayacağını görüyorum, hissediyorum... 
Biz burada bir eğlence kutlama yapmıyoruz, ben çocuklarımla başbaşa bir an yaşıyorum... 
Bu konuda bir hata yok... 
Bu kadar farklı, bu kadar yeni nesil bir siyasetten söz ediyorum... 
Klasik siyasi tavırları kimse benden beklemesin... 
Kirli bir şekilde bu süreci kullanmak isteyenlere Ekrem İmamoğlu boyun eğmeyecek...


Öncelikle şunu söylemeliyim. 
Bence bu açıklama Türk siyasi tarihine kalın harflerle not düşülecek. 
Sayın başkan, çocuklar hepimizin kutsalıdır. 
Kendimizin olmasına bile gerek yok. 
Yani, bu kutsallık atfı Ekrem İmam oğlunun tekelinde olamaz. 
Kaldı ki, Abdukadir Selvi'nin yazısından saydım, tam 23 kere çocuklarım, ailem,  oğlum, kızım demişsiniz. 
Böyle bir siyasi yanlışın meşrulaştırılmasında ailenizi kullanmanız çocuklarınızı ulu orta siyasete atmak değilmidir? 
Bu davranış, ne kadar doğrudur? Yaptığınız resmen tatilde kayak, o ayrı mesele de, illa da spor ihtiyacınızı karşılayacaksanız, evimizde koşu bandında da yapamazmıydınız? 
İftira bir yana, komplo nerede? Palandöken’de değil miydiniz? Oradaydınız. 
Silah zoruyla mı götürüldünüz?  
Hayır, kendi rızanızla gittiniz. 
Hem de planlı olarak. 


Yeni siyaset... 
Daha altı ay önce, eski siyasetin, sizin deyiminizle klasik siyasetin bütün unsurlarını  tepe tepe kullanırken, yeni siyaset söylemi ne kadar inandırıcı olabilir?


Sorun okuruma, Sayın İmamoğlunun, "Yaptım ama bir sor niye yaptım," demogojisini yediniz mi? 
Ben cevaplayayım... 
Elbetteki yemediniz.
Hadi, buradan Şener Şen'e selam göndererek başka şekilde sorayım. 
Sizce Bilo bile yermiydi?
Galiba Sayın İmamoğlu'nun en gerçekçi cümlesi şu, " Siyaset benim için  zaten  meslek değil."
Evet şahit olduklarımız kendilerini haklı çıkartan cinsten.  
Bu vakte kadar görünenlere göre esas meslek dört mevsim tatilcilik.

Yorumlar