YAZARLAR

Kılıçdaroğlu sabote ediliyor

Son günlerde biraz haberler, biraz köşe yazıları ama daha fazla da sosyal medya hokkabazları, Kemal Kılıçdaroğlu'nun söyledikleriyle yada söylettirdikleriyle çalkalanıyor. Şeytanın avukatlığını yapayım, yoksa Kılıçdaroğlu bilerek mi yanlış yönlendiriliyor.


Evet, Kemal Kılıçdaroğlu sabote ediliyor hem de kendi partisi içerisinden, hem de en yakınları tarafından.

Defalarca söyledim, defalarca yazdım. Tamam, bu ülkede muhalefet yokluğu var.

Tamam sayın Kılıçdaroğlu hiçbir zaman başarılı bir siyasetçi olmadı.

Tamam Kemal bey'in hatipliğinin iyi olmadığı siyasete girdiği günden itibaren net olarak gözüküyor. Herhalde bunlara, muhalif siyasetçilik ve Erdoğan düşmanlığı gözünü bürümemişler hariç hiç kimse itiraz etmez.

Öyle ya girilen seçimlerde alınan sonuçlar ve Kılıçdaroğlu’nun lafları, daha çok da gafları ortada.

Son günlerde biraz haberler, biraz köşe yazıları ama daha fazla da sosyal medya hokkabazları Kemal Kılıçdaroğlu’nun söyledikleriyle ya da söylettirildikleriyle çalkalanıyor. O kadar ki Kılıçdaroğlu’nun görevini bırakması gerektiğine inananlardan olmama rağmen, atılan tweetler beni dahi üzüyor. Sonuçta Sayın Kılıçdaroğlu eski adıyla Türkiye’nin ana muhalefet lideri.

CHP Genel Başkanının son günlerdeki çok konuşulan, hatta dalga geçilen açıklamalarından birkaç tanesine bakalım...

Birincisi, iktidara önerdiği Kovid-19 ile mücadele planı. Ne demişlerdi ?

Olay gayet basit. Önce hastalığı tespit edersiniz, sonra da tedavi yoluna gidersiniz. Şimdi bu da tavsiye mi? Söz konusu Kovid-19 değil de, örneğin nezle olsaydı farklı bir metot mu izlenecekti.

İkincisi, kahvehanelerin durumuyla ilgili başlayan ve devam eden açıklamalar. Kendilerine göre burada da eksik varmış. Neymiş bu eksik? Kahvehaneler açılmış ama kağıt oynanması yasakmış. Bunun da Kovid-19 bağlamında çok kolay çözümü mevcutmuş. Her oyunda desteler değişilirmiş. Üstelik hükümet de, yetkililer de bunu düşünemiyormuş. Bu kadar da değil, Kemal Kılıçdaroğlu’nun kahvehaneler konusundaki açıklamasının kaynağı da bir kahveciymiş.

Hadi diyelim, bir hata yapılmış ve bu sözler sarf edilmiş. Sayın Genel Başkan burada bitirmiş mi? Hayır bitirmemiş. Kendilerine konuyla ilgili sorular sorulduğunda, yapması gereken, her oyunda kağıtların değişilmesi gerektiği önerisini uygun cümlelerle kapatmak. Öyle mi yapılmış?

Hayır, tam tersine tartışılacak cümlelerle dallandırılıp budaklandırılmış. Bunu bir televizyon programında gördük, başka bir çok açıklamasında gördük. Bir de hakkında doğru ya da yanlış çıkan veya çıkartılan söylentiler var. Kendilerinin sağlığı bozukmuş. Türkiye gazetesinden Fuat Uğur’un yazısına taşıdığı şekilde aktarıyorum, "Kemal Kılıçdaroğlu çok hastaymış. 1 dakika önce konuştuğunu dahi unutabiliyormuş. Günde 10-12 ayrı ilaç alıyormuş. Kullanacakları ilaçlarla görevlendirilmiş bir özel koruma polisi dahi varmış. Ailesi de, hastasın artık görevini devret diyormuş."

Belki bunların başlıkla ilgisi ne? Sayın başkan konuşmayı beceremiyor ya da gerçekten rahatsız olabilir diye düşünen okurum olabilir. Öncelikle, eğer rahatsızlarsa kendilerine sağlık diliyorum. Okurumun muhtemel sorusuna cevap vereyim.

Değil bir Cumhurbaşkanı, değil bir Bakan, değil bir siyasi parti Genel Başkanı, orta boy bir kentin Belediye Başkanı dahi İletişim Danışmanlarıyla çalışır.

Yani, üst düzey bir siyasetçinin, konuşacakları veya konuşmayacakları, söyleyecekleri ya da söylemeyecekleri mikrofonların önüne geçmeden bellidir. Danışmanları kendileri için sunum hazırlar ve gelecek potansiyel sorular bağlamında yaklaşık cevaplar aktarır. Sadece bu kadar da değil, taktığı kravattan vücut diline kadar bütün ayrıntılar inceden inceye planlanır. En azından olması gereken bu.

Gelelim, Kılıçdaroğlu‘nun sabote edildiğine neden inandığıma. Kemal Kılıçdaroğlu’nun çevresinde, kendilerine Koronavirüs süreciyle ilgili yapabilecekleri en doğru açıklamaların ne olabileceği konusunda bilgi veren kimse yok mu? Ya da bir hata yapılmışsa, o yanlışı düzeltecek yetkili kalmamış mı?

Şeytanın avukatlığını yapayım, yoksa Sayın Kılıçdaroğlu bilerek mi yanlış yönlendiriliyor.

CHP Genel Merkezi’nde yaşandığı iddia edilenler köşe yazılarına kelimesi kelimesine nasıl yer alıyor?

Kullandıkları günlük ilaç sayısı nereden biliniyor? Ailesinin tavsiyelerini kim sızdırıyor? Velev ki Sayın Kılıçdaroğlu hasta olsun. CHP Genel Merkezi’nde hastalıktan kaynaklı eksiklikleri sıfırlamasını bilen bir Allahın kulu dahi yok mu? Sorularıma çocukluğumdan bu yana Siyaseti takip eden, iletişimi bilen, Ecevit ve Baykal olaylarını yakından izlemiş birisi olarak cevap vereceğim.

Evet, Sayın Kılıçdaroğlu’na, hem de CHP Genel Merkezi’nde hem de çok yakınında olan birileri tarafından sabotaj yapılmaya çalışılıyor. Bunun başka bir açıklaması yok. Sayın Kılıçdaroğlu hasta olsa da yok, hasta olmasa da yok. Çünkü ortada bir iletişim bilimi var ve üst düzey bütün siyasetçilerin iletişim danışmanları olması gerekir.

Sözüm tabandan tavana bütün CHP’lilere. Genel Başkanımızı getirmekte götürmekte yalnız sizin hakkınız.

Eski Genel Başkanlarınızdan Bülent Ecevit'i savunamadınız. Yine eski Genel Başkanlarınızdan Deniz Baykal'ı savunamadınız ama mevcut Genel Başkanınıza sahip çıkmalısınız.

Deyin ki, eğer Genel Başkanımız gidip, yerine başkası gelecekse, ona yalnız ve yalnız biz karar veririz. Aksi halde partinize, siz oy verirsiniz başkaları yönetir.

Yorumlar