YAZARLAR

Kılıçdaroğlu’na organize siyasi SUİKAST yapılıyor.

CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, günlerle ifade edilecek bir zaman dilimi içerisinde defalarca GAF yapıyor ve bu gaflar da kapatılma yoluna gidilmiyorsa, Sayın Genel Başkanın çok yakın çevresi tarafından, bilerek istenerek itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı dır.

Hiçbir konuda ısrarla yazmadım ama bu konuda yazacağım...

Evet üçüncü kez tekrarlıyorum, Kemal Kılıçdaroğlu bilerek, istenerek, üstelik organize bir şekilde siyaseten itibarsızlaştırılıyor.

Kimler tarafından? En yakınındaki, en çok güvendiği kişiler tarafından.

Kemal Kılıçdaroğlu duvara toslatılıyor ben yazıyorum, ben yazıyorum Kemal Kılıçdaroğlu duvara toslatılıyor. Kılıçdaroğlu geçtiğimiz günlerde yine konuştu. Elbette ki yine duvara tosladı. Sanırım bu iş böyle devam edip gidecek.

Önceki yazılarımda değinmiştim. Eski deyimiyle Türkiye'nin Ana Muhalefet Partisinin Genel Başkanının, orta büyüklükte bir Belediyenin  Belediye Başkanının bile, İletişim Danışmanları olur.

O danışmanlar, siyasetçinin konuşmalarını, ayak üstü dahi olsa gelecek sorulara nasıl cevap vermesi gerektiğini hazırlar ve kendilerine verir. Yalnız bu kadar da değil, takacağı kravattan vücut diline kadar bir çok iletişim objesi üzerinde uzun uzun çalışılır. Böyle olmalıdır çünkü doğrusu budur.

Birde çok kısa süre içerisinde Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklamalara bakalım.

Koronavirüs'ün kökünü kazımak için yapılan öneriyi hatırlayın, " Teşhisini koyarsınız, sonra da tedaviye geçersiniz," olay bu kadar basit.

Nezleden kansere kadar bütün hastalıklar için söylenebilir mi? Evet söylenebilir. Bunu bir siyasetçinin hem de çözüm önerisi olarak ulu orta Koronavirüs için söylemesi ne kadar yerinde?

Eğer hedef, söylenen sözlerin üzerinde Twitter’da dans edilmesiyse, kuşkusuz yerli yerine söylenmiş bir ifade olmuş.

Ardından Koronavirüs kahveciler meselesi. Ayrıntıya girmeyeceğim, her oyunda yeni deste önerilmesi. Sadece bu kadarla da yetinilmedi, öneri sahibi olarak bir kahveci gösterildi. Kaldı ki konu burada da kapatılmadı yada kapattırılmadı, Sayın Kılıçdaroğlu işi, ben acayip kağıt oynarıma dek götürdü.

Bunlar hata, Genel Başkan bizim söylediklerimiz haricinde konuştu vs. gibi ifadelerle savunulabilir ama Kılıçdaroğlu’nun son iletişim faciasının tek bir cevabı var. Oda Sayın Genel Başkanın çok yakın çevresi tarafından, bilerek istenerek itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı dır.

Başka söylemle, Kılıçdaroğlu’na yakın çevresindeki birileri tarafından alenen siyasi SUİKAST yapıldığıdır.

Hatırlarsınız, Kemal Kılıçdaroğlu yalnızca bir fotoğraf üzerinden, Sayın Cumhurbaşkanına ne aklın ne de mantığın, bu benim ürünümdür diyemeyeceği şekilde saldırmıştı.

Kılıçdaroğlu’na göre Sayın Erdoğan Katar Emiri önünde eğiliyormuş, neden? Para için...

Bunu nereden anlamış? Bir kare fotoğraftan. Ne zaman, Katar Emirinin, "Erdoğan ölene dek benim babamdır" açıklamasından yalnızca saatler sonra. Mantığınıza mesai yaptırıp bir düşünün. Kemal Kılıçdaroğlu bu bilgiye nereden ulaşmış olabilir?

Bakın, üst kat komşunuz SSK'dan tekavut Kemal bey için değil, bir ülkenin en büyük ikinci partisinin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için soruyorum...

Sayın Genel Başkan bu fotoğraftan nasıl haberdar olmuştur?

Özel kalem müdürünün masasının önünden geçerken, tesadüfen sehpada duran gazeteye gözü mü ilişmiş? Hayır, elbette ki kendilerine, Sayın Genel Başkanım burada şöyle bir fotoğraf var.

Sayın Cumhurbaşkanı Katar Emiri'nin önünde eğiliyor. Bunu, "Cumhurbaşkanı para için Katar Emiri'nin önünde eğilmiş," şeklinde açıklarsanız yerinde olur, denmiştir.

Aksini düşünmek, düşünmek değildir. Benim sorum şu, söz konusu fotoğrafı Kemal Kılıçdaroğlu’na, açıklama yapmasını da önererek servis eden kişi yada kişiler, o fotoğrafın bir videosu olabileceğini ve bu nedenle de sadece dakikalar sonra gerçeğin ortaya koylabileceğini tahmin edemediler mi?

Elbette ki, tahminden öte biliyorlardı zaten.

Amaç, gerçek ortaya çıksın ve Kılıçdaroğlu zor duruma düşsün.

Konu, diğer olaylarda olduğu gibi yine kapatılma yoluna gidilmeyip başka dikkat çekici açıklamalar sayesinde gündemde kalmaya devam etti.

Kemal Kılıçdaroğlu bir televizyon programında ne demişti? "Ben o fotoğrafta ezik bir ruh hali olduğunu hissettim."  Dürüst olarak cevap verin, şimdi sizin içinizden de, Sayın Kılıçdaroğlu’na bir fotoğrafınızı gönderip, ruh halinizi tahlil ettirmek geçmiyor mu? Veya bu sosyal medyada gırgır geçilircesine konu edilmez mi?

Özetle benim demem şudur, eğer CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, günlerle ifade edilecek bir zaman dilimi içerisinde defalarca GAF yapıyor ve bu gaflar da kapatılma yoluna gidilmiyorsa onun arkasında tek bir sebeb olabilir.

Ne mi bu sebep?

Tekrarlayayım, Kılıçdaroğlu’na organize siyasi SUİKAST yapılıyor.

Yorumlar