YAZARLAR

Sayın Başkanlar, bu kadar yoğun olamazsınız...

Almanya'nın eski Ankara Büyük Elçisinin sözlerini duymadınız mı? Ne dedi Nazi artığı?  "Erdoğan'ın nefesinin kesilmesinin ardından Türkiye'yle dost olacağız. "  Allah size Erdoğan'ın nefesinin kesilmesini görmeyi nasip etmesin.


Ulaşılabilir, erişilebilir, duyarlı olmak mı? Yoksa kenti altınla kaplamak mı? Bana on tane oy verseniz inanın sorunun ikinci bölümü için bir tanesini dahi kullanmam. Evet yoğunsunuz, evet bir çok işiniz var fakat zaten bunları göze alarak hamama girdiniz...

Zaman zaman yazıyorum, siyaset, ekonomi ve iletişim benim üçüz çocuklarım gibidir. Biraz siyasetten sıkıldığımdan, biraz iletişime üvey evlat muamelesi yaptığımı düşündüğümden, hadi itiraf edeyim, biraz da şeytanın kendisine vazife çıkarmasından aklıma sorular düştü...

Belediye başkanları acaba ne kadar ulaşılabilir, ne kadar erişilebilir ve ne kadar duyarlılar?

Şapkamı önüme koyup uzun uzun düşündükten sonra, siyasi düzlemde sosyal araştırma, şeklinde özetleyebileceğim bir çalışma yapmaya karar verdim.

Çalışma alanı, 81 ilin belediye başkanları. Neden belediye başkanları?

Aslında soru cevaba göz kırpan cinsten. Şöyle bir aklınızdan geçirin... En temel hizmetlerden olan, çöp ve temizlik işlerine kim bakıyor?

Kendi oylarınızla seçtiğiniz çevrenizdeki en yakın kişi kim?

Tabii ki belediye başkanları. Bana göre belediye başkanlığı genişletilmiş muhtarlık gibidir.

Köy yerinde sorununuz olduğunda kimi arıyorsunuz? Tereddütsüz muhtarları değil mi? O nedenle siyasi deneyin akla ilk gelen isimleri, size bir telefon kadar yakın, verdiğiniz selamı duyacak kadar mesafede durması gereken belediye başkanları olmalıydı.

Çevremdeki insanlara rastgele 1 ve 81'de dahil olmak üzere 10 tane sayı söylemelerini istedim. Bu vesileyle 10 ilimizin belediye başkanlarını tespit etmiş oldum. Samimiyetime güvenin, hiçbir parti, hiçbir isim, hiçbir bölge ayrımına gitmedim. Sonra işe koyuldum...

19 Ekim pazartesi günü öğleden önce seçilen bütün belediyeleri plaka numaraları sırasıyla arayıp, aynı kelimelerle talebimi ilettim.

Kendimi tanıtmanın ardından talebim şuydu, görme engelli bir köşe yazarıyim. Sayın başkanlardan köşemde yayınlanmak üzere, dezavantajlı grupla ilgili görüşlerini almak istiyorum. Bu gerekçeyle 5 dakikalık telefon görüşmesi talep ediyorum.

Amaçlarımı üç başlıkta topladım...

Vatandaş seçilmiş bir belediye başkanını aradığında ona ulaşabiliyor mu?

Seçilmiş belediye başkanları engellilik konusunda ne kadar duyarlı?

Ve seçilmiş belediye başkanlarının basına bakış açıları nasıl?

On belediye ile yaptığım görüşmelerin sonucu tam bir fiyasko. Başka söylemle, Dokuz belediye de birbirleri ile sözleşmiş gibi kapı duvar. Sayın başkanlara ulaşmayı bir yana bıraktım, o gün bu gündür personelden dahi olumlu ya da olumsuz tek kelimelik cevap yok.

Hem de Ak Partiden CHP’ye bütün partilerin belediyelerinden.

Tekrarlıyorum, tamam yoğunsunuz, tamam bir çok işiniz var ama  on belediye başkanının dokuzunun, şahıslarından vazgeçtim, kurumsal anlamda dahi dönmemesinin sebebi yalnızca bunlar olabilir mi?

Ben cevaplayayım, hayır olamaz. Hele hele, pazartesi günkü yazımda geniş şekilde kaleme almıştım, iki işi aynı anda yapan Batman Valisi ve Belediye Başkan Vekili Sayın Hulusi Şahin’in neredeyse anında dönüşü göz önüne alındığında, yoğunluk asla mazeretiniz olamaz.

Yok, görevlendirdiğiniz insanlar sizlere aktarmamışsa, bu da sizlerin yanlışı. Çünkü, onları görevlendiren sizlersiniz.

Ak Partili sayın belediye başkanları, sözüm sizlere... görmüyor musunuz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, topunuz gelin misali, bütün dünyanın saldırılarına göğüs geriyor.

Almanya'nın eski Ankara Büyük Elçisinin sözlerini duymadınız mı? Ne dedi Nazi artığı? 

"Erdoğan'ın nefesinin kesilmesinin ardından Türkiye'yle dost olacağız. " 

Allah size Erdoğan'ın nefesinin kesilmesini görmeyi nasip etmesin.

Bakın, ciğerleri kedilerin gözünde dahi beş kuruş etmeyecek adamlar Sayın Cumhurbaşkanına ne şekilde saldırıyor. Sizler ne yapıyorsunuz?

Sayın Cumhurbaşkanının kazanımlarını, mirasyedi evlatlar gibi hoyratça harcıyorsunuz.

CHP’li sayın belediye başkanları, bu sözüm de sizlere... İktidar olmak sizler için rüyalarınız da görseniz hayra yormayacağınız bir olaydı.

Belki, tünelin ucunda ateşböceği kararınca bir ışık göründü. Peki sizlerin yaptığı ne? Davranışlarınızla o cılız ışığı dahi söndürmek.

Bakın benden söylemesi...

Geleceğinizin beş yılını bu gününüzün beş dakikaları belirleyecek.

Son sözüm okuruma; siz sonucu çıkartmışsınızdır...

Buda benim sonucum:

Bir belediye başkanıyla görüşmek istiyor, ama tanınmış bir kişi, her gün televizyonlarda gözüken bir gazeteci, üst düzey bir bürokrat ya da anlı şanlı iş adamlarından değilseniz.

O zaman muhteremlerle görüşmek için tek şansınız var.

Ne mi? Söyleyeyim... Bir tabure alıp belediyenin kapısında oturun. Aksi halde %90 görüşemezsiniz.

Haa dezavantajlı gruplar için duyarlılıkları mı?

Bu konuda yorum dahi yapmak istemiyorum...

Yorumlar 3 Yorum